Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı acılar var. Hayat karşısında boynumuzu eğdiren, düşman karşısında diz çöktüren türden. İşte o acıların karşısında kelimeler kifayetsizdir. Gaflete düşmüş kindar yürekler, iyiliğin karşısında dilsizdir. Ne kadar savaşırsan savaş, bazen gücün bile kimsesizdir. Ve ölümün karşısında çoğu zaman, cesaret bile çaresizdir.
Reklam
Ne kadar rahatlardım... hissettiklerimi birine anlatmaya cesaret edebilseydim.
Sayfa 808Kitabı okudu
Bozuk değilmişiz :)
Sevgili “Çok Hissedenler” ; siz bozuk değilsiniz, bir ıssız adada da değilsiniz. Limbik sisteminiz, mizacınız veya öğrenme geçmişiniz nedeniyle oldukça hassassınız. Sizin yerinizde olmak ve duygusal mekanizmanız açıldığında karşılaştığınız şeyle yüzleşmek cesaret ister. Kronik duygularınız, ne kadar bunaltıcı olursa olsun, sizi tanımlamaz; tıpkı sokakta yürüyen bir savaş gazisinin baktığı her yerde tehlike algılamasının onu tamınlamadığı gibi. Sadece öyle olur.
"1940 Mayıs'ından sonra iyi günler tepetaklak oldu : Önce savaş , ardından teslimiyet , Almanların egemenliği ve biz Yahudiler için sıkıntılar başladı. Yahudi kanunları birbirlerini izledi ve özgürlüğümüz epey kısıtlandı. Yahudiler Davut yıldızı taşımak zorundalar, Yahudiler bisikletlerini teslim etmeliler, Yahudiler tramvaya binemezler, Yahudiler özel dahi olsa bir arabaya binemezler, Yahudiler sadece öğleden sonra 3 ile 5 arasında alışveriş yapabilirler, Yahudiler yalnızca Yahudi berberine gidebilirler, Yahudiler akşam 8den sabah 6ya kadar sokağa çıkamazlar, Yahudiler tiyatro,sinema ve diğer eğlence yerlerinde duramazlar, Yahudiler yüzme havuzuna , hatta tenis kortuna , hokey ve diğer spor alanlarına gidemezler, Yahudiler kürek çekemezler, Yahudiler halka açık yerlerde spor yapamazlar, Yahudiler akşam 8'den sonra tanıdıklarıyla bile bahçelerinde oturamazlar, Yahudiler Hristiyanların evine giremezler, Yahudiler Yahudi okullarına gitmek zorundalar... Hayatımız o yasak bu yasak diye böyle devam etti. Jacque bana her zaman şöyle der : '' Artık bir şey yapmaya cesaret edemiyorum,çünkü yasak olmasından korkuyorum.''
Sayfa 17
Savaş ve cesaret insanın komşu sevgisinden daha büyük işler başarmıştır. Merhametiniz değil, yürekliliğiniz kurtardı kazazedeleri şimdiye dek.
Sayfa 41 - Türkiye iş bankası kültür yayınları. 26. Baskı.Kitabı okudu
Reklam
İslam dünyası
-Şam; cesaret, şecaat, karar, kuvvet ve kudretti. -Bağdat; ilim, fikir, yumuşaklık, merhamet ve hikmet-i hükûmetti. -İstanbul; birlik, feragat, derleyiş, toparlayış, değerlerden tek taneyi yitirmeyiş, liderlik, müsamaha, adalet, hakimiyet ve devletti. Ne kaldı şimdi bunlardan İstanbul'da? -Mekke; mucize iklimi, vahiy ülkesi, Rahman soluğunun bereketi, derinlik ve doğruluk, erdem, sabır ve şehadet çilesi, tertemiz bir niyetti. -Medine; ölçü, kılı kıldan ayırma, barış, savaş ve selamet, kerem ve kerametti. Şimdi ne oldu ona?
Yakmaktan usanmayın! Kendinizi yakın ve başkalarını yakın, ta ki etrafınız aydınlık oluncaya dek. Yolunuzda hızlı ulaşılacak başarılar beklemeyin. Cesaret ve empati yerine alay konusu olabilirsiniz. Onur ve şeref yerine iftira ve nefret. Yardım yerine, gizli entrikalar ve hatta size karşı ilan edilen apaçık bir savaş. Onlarca, yüzlerce, binlerce karanlık güç sizin aydınlık vazifenizi söndürecektir, siz yakın! Yanın ve yakın!
Sayfa 174
Savaş ve cesaret insan sevgisinden daha büyük şeyler başardı.
Bir savaş güçle kazanılmaz. Ordu, silah, para, güç... Bunların hiçbiri değil; ancak cesaret ve zekâ zaferi sunar.
Sayfa 255Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.