448 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sek inancın öyküsü: Bereket Denizi Serisi 2
‘Bilmek ve eyleme geçmemek, bilmemektir.’ Bereket Denizi dörtlemesinin ikinci kitabı olan Kaçak Atlar; gencecik, vatansever bir öğrenci grubunun, 1930’lu yıllar Japonya’sında, kimlik ve toplumsal yeniden yapılanmaya, imparatorluk sisteminden koparılan ve yeni siyasi eğilimlerle savrulan, yitip giden geleneklere, kapitalizmin yükselmek için üzerine bastığı alt tabakanın ezilmişliğine ve bu devinimde yok olan, değer yitiren kültürel ruhun kıvranışına bir başkaldırısının hikayesi. Mişima; sağ eğilimli bir düşünce yapısını benimsemiş ve iradesinin rotasını kuşkuya yer bırakmaksınız sarsılmaz inancına ve imparator sevgisine yöneltmiş bu öğrenci grubunun saf inancını, arılığını resmediyor dörtlemenin ikinci kitabında. ‘Bu kitaplarda, yaşamla ve dünyayla ilgili hissettiğim ve düşündüğüm her şeyi yansıttım’ derken yalan söylemiyor yazar. Zirâ çok acı olsa da bu grubun mutlak inancını Mişima’nın da ta yüreğinde taşıdığını; dörtleme bittiğinde henüz 45 yaşındayken, üyesi olduğu milliyetçi örgüt Tatenokai ile birlikte İmparatorluğun haklarının yeniden tesis edilmesi ile ilgili manifestoyu okuduktan sonra seppuku* yaparak yaşamına son vermesiyle anlayabiliyoruz. Bu tutku, bu sek inanç taşıyan yüreklere hayranlık duymamak elde değil. Lâkin böyle sorgusuz yaşamak.. Zannımca hamurunda sorgulamak, araştırmak, her gün öğrenmek, silip yeniden yeniden yazmak olanlara göre değil. Umarım, böyle yaşamların yitirilmesine değmiştir. İyi okumalar dilerim. *Karın yarılarak yapılan geleneksel bir Japon intihar biçimi.
Kaçak Atlar
Kaçak AtlarYukio Mişima · Can Yayınları · 2015296 okunma
Reklam
Dum Ka Ka
Gözlerini açtı, havadaydı. Daha önce hissetmediği kadar özgür. Rüzgâr da var ama hafiften. Sürüklüyor biraz, içgüdüsel bir hareket yaptı. Sarı siyah bir şeyler gürültülü bir şekilde ileri geri hareket etti hızlıca, çırpındı. Çırptı, evet kanat çırptı, kanatları vardı – havadaydı bir şekilde, böyle bir şey olacağını düşünmeliydi. Büyüklerdi,
72 syf.
8/10 puan verdi
"KÜF KOKUSU OLMALI İNSANDA.."
Öykü sıcaktır ya da soğuk. Ama neyse odur. Ne kadarsa o kadar, nasılsa öyle. Sen onun kalıbına giremezsin, o senin şeklini alır. Sınırları bellidir, çerçeveleri vardır, ama o sınırlar senin hudutların kadardır. Öykü konuşur seninle, hiç susmadan konuşur. Konuştukça değişir rengi. Ve her rengin aksi, farklı bir duygunun üzerine düşer. Öykü
Çerçialan
ÇerçialanGamze Arslan · Varlık Yayınları · 2017362 okunma
“… şu serseri yüreğim senden çok uzaklara savrulmuş olsa bile kendimi hiçbir yerde senin yanındaki kadar mutlu ve huzurlu hissetmedim.”
Sayfa 676Kitabı okudu
"Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun içinde savrulmaya benzetebiliriz - öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur saçlarımız. Evet, bu, hayatın hızını ifade ediyor sanırım, sürekli boşa harcananları ve onarılanları, bütün bunlar öylesine sıradan, öylesine gelişigüzel ki..."
Reklam
1.000 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.