Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
416 syf.
9/10 puan verdi
Beiser'ın Hegel kitabı bitti. Her şeyden öncelikle Hegel konusunda romantiklerin yargılarının yanlış olduğuyla başlamak istiyorum söze: En azından Schelling ve Schopenhauer açısından böyle olduğunu düşünüyorum. Schopenhauer'ı kendi kitaplarından bizzat okuyan biri olarak kendisini haksız olmaktan ziyade Hegel'i haksız ve yersiz bir top atışına tabi tuttuğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra, Hegel'in kendisini hafife alması çok olağan geldi bana çünkü Schopenhauer'ın bu durumu statüsüne bağlasa da, kendisini anlamamaktan kaynaklanıyor bence.Henüz konuşmak için çok erken, fakat Hegel'in siyasal görüşleri ve devlet kuramı Schopenhauer'a göre epey gelişkin ve zekice. Schopenhauer da o da Machiavelli'yi yorumlamış ancak Arthur'unki pek yorum gibi değil de copy paste gibi. Gülünç duruyor. Yine de kalbimin ilk sultanını fazla gömmeyeyim hadi, çünkü gündelik hayatın felsefesi bizatihi kendisinden sorulur ve bu konuda başarısı yadsınamaz.
Hegel'e başlangıç için birebir, kavramları oldukça basit kullanıyor ve karmaşık görünen pek çok Hegelyen terimi açıklıyor. Basit ve akıcı bir üslup. Yeni başlayanlar için bundan daha iyi bir Hegel kitabı olamazdı.
Schopenhauer'ın seçkinlik ve sıradanlık kavramlarının kullanımında nelerin kıstas olması gerektiğini içten içe vurguladığı eseri.Schopenhauer'e göre seçkinlik kişilerin bilgeliğinden gelmektedir ve kitap da bu bilgeliğin dönemindeki bilimsel ışık çerçevesinde genetiğini ve sonradan geliştirilebilirliğini tartışmış.Kendi dönemi ile karşılaştırılınca gerçekten çok ileri görüşlü biri olduğunu fark etmemek elde değil.Bunun dışında seçkin(bilge) olan insanların toplumsal statüleri ve iç dünyalarındaki çalkantıları hakkında çok başarılı tespitlerde bulunmuş.Aynı serideki diğer kitaplara nazaran çok daha rahat okunabilecek bir kitap.Tavsiye ederim.
Kitap üç bölümden oluşuyor.
1 - Aşk Hakkında Her Şey,
Birinci bölümde yazar, bugüne kadar aşk hakkında yazılan birçok şeyi reddederek bambaşka şeyler anlatıyor. Örnek verecek olursak, 'Allah aşkı yoktur!' diyerek bilinen kalıpların ötesine geçip yepyeni bir tartışma başlatıyor. İlginç olansa tartışma konusu değil, tartışmanın başladığı anda
96 syf.
8/10 puan verdi
Farklı bir tarz. Eğlenceli tanımlamalar sözkonusu, mesela Kant'ı tanımlarken, askerliği örnek verip, her anın incelikle planlanıp, olağanüstü bir durum olmazsa, yapılan bu plana dakikası dakikasına uyulmasından bahsediyor. Ki Königsberg'liler Kant günlük yürüyüşüne çıktığı vakit saatlerini ona göre ayarlıyorlar, o kadar dakik ve disiplinlidir Kant. Kitapta Baruch Spinoza'ya Onyedinci Asrın Başkaldıran Çiftçisi Rençber Spinoza diye sesleniyor. Descartes'e Balmumu Tüccarı, Kant'a Königsbergli Muhteşem Asker, A. Schopenhauer'e Karamsar Bir Gece Bekçisi, Nietzsche'ye Seri Katil tanımlamalarıyla sürüyor kitap. Antik anlatı, modern anlatı, postmodern anlatı, tuhaf anlatı gibi başlıklar altında bir çok düşünür hakkında hikâyeler yazılmış. Okuması keyifli, aslında bir üçlemenin ilk kitabıymış bu. Beklenecek diğerleri tabii. Felsefe ile ilgili olanlara ve farklı bir üslup arayanlara tavsiye edilir. .
·
Puan vermedi
Schopenhauer'e göre aşkın tek bir nedeni varmış o da türün devamı.
Ona hem katılıyor hem de eksikleri olduğunu düşünüyorum.
Dopamin endorfin ve seratonin kokteyli olan bu illüzyon yaşamı daha katlanır ve günleri daha güzel hale getiriyor.
·
Puan vermedi
Schopenhauer'u Savunmaya Cesaret Etmek
Sevgili Schopenhauer'un bu muhteşem eseriyle ilgili ne zamandan beri konuşmak istiyor ve aslında bileniyorum. Yani ne kadar kolay kaldırıp atmak, ne kadar kolay: "Anasını sevmemiş, anası da onu sevmemiş, anasına öyle kızgınmış ki tüm kadınlardan nefret etmiş, bu nefretini de bu eserinde kusmuş." gibi yorumlarla şu kitabı karalayan
