Ve gayet güzeldi. Yazarın arka kapak yazısında da dediği gibi:"Godspeed yalanlarla besleniyordu, şimdi ise kaosla yönetiliyor." bu cümle kitabı çok iyi tanımlıyor. Ilk kitapta yalanların bir kısmı ortaya çıkarken, geri kalanlar da bu kitapla cereyan ediyor; diğer taraftan ilk kitapta ortaya çıkan yalanın ortadan kalkmasıyla birlikte, bu kitapta tam anlamıyla kaos baş gösteriyor. Bilge'nin zamanında dediği gibi:"Isyan çıkmasının üçüncü nedeni; Bireysel düşünce." Tam da, bu sebeple gemide kaos ortaya çıkarken, gün geçtikçe olaylar hızını arttırıyor ve işler tehlikeli bir boyuta geçiyor. Çırak, artık Bilge olsada, buna tam olarak adapte olamazken bu tarz durumlar da ona hiç yardımcı olmuyor. Amy'e ise büyük gerçeğe adım adım yaklaşırken Çırak ile bir uzaklaşıp bir yakınlaşıyor. Ve sonunda ortaya çıkan büyük gerçekse herkesi şoke ederken, başkasının buna dair farklı planlarıyla yüzleşme yaşanıyor ve bir seçim herkesi kapıda bekliyor.
Yazar, gerçeğe yaklaştırırken bir anda uzaklaştırıyor. Bir konuda da ters köşe yapmak istemiş ama ben tahmin etmiştim, yani şaşırmadım. Bir iki yerde Amy'e kızdım; çünkü bencilce düşündüğü oldu. Ilk kitap yorumumda da demiştim; bu yazar, gerçek hayatın toplumsal sorunlarını bu seriye yansıtıyor. Insanlar herkesin bir konuda 'kendi düşüncesi' varken, saygı ve hoşgörünün bir kenara bırakılmasıyla neler olabileceğini, önemli ihtiyaçların azalıp yok olduğunda insanlığın, insanlıktan nasıl çıkabileceğini gözler önüne seriyor. Beğendiğim bir kitap oldu.
