Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan çalışarak bir çok unvan ve makam elde edebilir.Bu makamların başında şehitlik gelmektedir.Çünkü şehitlik makamı,hayat karşılığında elde edilmekte ve inanç sayesinde kazanılmaktadır.
Sayfa 34
Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum. - Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı? - O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki? - Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var? - Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan. - Adalet mi efendim? Hangi adalet? - Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Reklam
Ne mutlu Allah (c.c) yolunda can verip şehitlik mertebesine ulaşanlara.
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Şe­hitlik en büyük mertebedir; şehit için üzülmem, gurur du­yarım. Allah yolunda öldürülenleri ölü kabul etmeyiz biz. Onlar diridirler. Biz inanırız ki, cennetten bu dünyaya geri dönmeyi sadece şehitler ister; tekrar tekrar Allah yolunda can verebilmek için.
-Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum. -Tanrı mi efendim? Hangi Tanrı? -O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki? -Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var? -Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan. - Adalet mi efendim? Hangi adalet? - Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Reklam
203 syf.
·
Puan vermedi
'Diyarbakır Halkına Eziyet Edeni Yakarım' Tüm teşkilata verilen emirdi bu. Biz polisler emir komuta zincirinde çalışırız. En üstte bulunan amire ulaşmak için sırasıyla bir üstümüzden başlar, birer basamak giderek en tepedeki amirimizi görürüz. İşte en alt kademede bulunan memurun bir üstü oradan sıra takip etmenizi gerektirecek tüm sinsile mecburiyetini kaldıran bir emniyet müdürüydü Gaffar Okkan. Doğu görevinde çalıştığım ilin sınır komşusu olan başka bir ilin emniyet müdürüyken bulunduğum ile ziyaret için geldiği zaman görmek için sokaklara koşar merakla kendisini izlerdik. Yeşilçam sanatçılarını aratmayacak şıklıkta giyim tarzı, korumasız halk arasında dolaşması, aracını şoförsüz kullanması daha bir çok tavrı tutumu alışılmışın dışında lüks gelirdi bize. Tıpkı kendisinin teşkilata lüks geldiği gibi.. 24 Ocak 2001, saat 18:50 telsiz kayıtlarında ilk selası verildi; 'Merkez, merkez! Saldırıya uğradık, saldırıya uğradık… m: Olay yeri neresi? Yaralı polis: Şehitlik mevki m: Zayiat var mı, zayiat var mı? Yaralı polis: Şehidimiz var. m: Sayın 3310'un durumu ne? Yaralı polis: Başımız sağ olsun...'' 3310, Okkan'ın telsiz koduydu... Kitap, Diyarbakır'ın hatta belki de Türkiye'nin en sevilen müdürünün Gaffar Okkan'ın hikayesi. Sekiz evladımızı toprağa verdiğimiz bu günde tüm şehitlere tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.. Dualarımız onlarla olsun.. Keyifli okumalar...
3310 Öldürüldü
3310 ÖldürüldüEmrah Gürkan · Güncel Yayıncılık · 200194 okunma
510 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
HAKİKATTİR ÖVGÜYÜ HAK EDEN
Acı çekme felsefesine sahip kültürler Dünya’nın doğusunda daha yaygın sanki. İntikam duygusuna da yüce anlamlar yüklenir niyeyse? Canını feda etmek gerektiğinde acı ve intikamdan daha iyi bir motivasyon olabilir mi? Olur elbette, dahası var: Bu dünya zaten ölümlü ve haksızlıklarla dolu. Gel biz seni sonsuz mutluluğun olduğu öbür dünyaya
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,6bin okunma
Akışta denk geliyorum, bazı arkadaşlar eşini, dostunu, anasını, babasını veya çocuğunu kaybetmiş. Ateş düştüğü yeri yakıyor muhakkak, lakin o acıyı bizler de taa iliklerimize kadar yaşıyoruz. Bizler de birilerinin eşi, dostu, kızı/oğlu, anası, babası ve her şeyden önce insanız. Böyle durumlarda insanın acısını yine bir insan alır. Buradan Tüm ölmüşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet makamları şehitlik olsun inşaAllah. Geride kalanlara Rabbim sabır versin, yaralılara şifa diliyorum. Bu ülke hepimizin ve inşaAllah hep birlikte yaralarımızı saracağız. Gün birlik günü! Bizim bizden başka kimsemiz yok! Kimseye de ihtiyacımız yok. Rabbim bir daha böyle bir sınavla sınamasın bizleri (Amin) 🤲🇹🇷
Selçuk Orhan
"Anlaması zor olan nedir o halde? Hiçbir çıkarı olmayan geniş kitlelerin "Savaşın!" emrine itaat etmesi. Sıraya dizilip tabur tabur ölüme yürümesi. Cebinden bozuk para saçar gibi dudaklarının arasından şehitlik saçanların karşısında sıraya girip cepheye yazılması."
Sayfa 20 - Ocak-2017
Reklam
İçmek istediğim tek şerbetsin, Şehâdet şerbeti...
Lüks ve şatafat içinde yaşayanların aksine İslam'ı yaşayarak anlattığın için Allah senden razı olsun Ramazan hocam
Muazzam bir tesbit.
Veba gibi Bazı hastalıklar, vazifesini tamamladığı için Allahu Teala tarafından yeryüzünden kaldırılmıştır. Çünkü "vebadan ölen şehittir" hadisi şerifinde ki Şehitlik mertebesine layık insan hemen hemen kalmamıştır.
Gelincik Çiçeğinin Buruk Hikâyesi (Gelibolu)
🌺”Her gelincik titreyen bir şehit yüreğiyse, Çanakkale bu ülkenin gelincik tarlasıdır”🌺 1921’den bu yana yapılan anma törenleri için Gelibolu’ya gelen Anzaklar, yanlarında ‘Gelincik Çiçekleri’ getirip atalarının mezarlarına ve savaş cephesine bırakırlar. (Gelincik onlarda şehitlik simgesidir). Yıllardır bırakılan bu gelincikler sayesinde etrafa saçılan tohumlar, Gelibolu Yarımadasının her yıl bahar aylarında gelincik tarlasına bürünmesine yol açar. Böylece, gelincikler Çanakkale’de adeta şehitlerin simgesi haline gelir. Vatan topraklarında açan her bir gelincik şehidimizdir. Bazı yörelerde onlara ‘şehit/kan çiçeği’ de derler. Hani
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
’nin türküsünde de söylediği gibi, ‘Topraktan mı sürmüş, candan mı kopmuş, Açar yediveren Kan Çiçekleri’: youtu.be/YH3o6GxlzMw Ne demişti Mevlâna: “Marifet nedir, bilir misin? Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir.” Sahip oldukları o yüce ruha, Tüm şehitlerimize rahmetle.🌺🙏
Kandiliniz mübarek olsun
MİRAÇ KANDİLİNDE NE OLDU? Miracın hicret'ten bir yıl ya da 16 ay önce recep ayının 27. gecesinde gerçekleştiğine inanılır. Rivayete göre Hz Muhammed gece vakti Kâbe'den alınıp Burak adı verilen katır üstünde Mescid-i Aksa'ya götürülmüş, Burak'ı Beytül Makdis'in (Süleyman Mabedi) kalıntılarının güneybatı duvarına bağlamıştır. Hz Muhammed sırasıyla
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.