Tüm bu olanlara kızgın değiliz. Öyle olsak önümüze çıkanlarla kavgalar ederdik, öyle olsak vitrinlerin camlarını indirir, siyasilerin afişlerini söküp aya taş fırlatırdık, sonra gider tanrıya açlıktan ölenlerin hesabını sorar, küfürler ederdik; kızgın olsak ya kendimizi ya da insanları değiştirmeye çalışırdık. Oysa bu sarhoşluklar, bu şarkılar, bu yüzümüzde gezdirdiğimiz karanlıklar şimdiye kadar hiçbir şeyi değiştiremediğimiz için, çaresiz hazmetmeye, alışmaya çalıştığımız için. Frank şarkılar söylüyor. Şehremini'deki kıvrılıp yatacağım yatağa daha çok yolumuz var...
Hilafet Merkezi ve Tarihi Sarayın Kumarhane Yapılması
Geniş ve mükellef salondaki rulet masasın etrafını smokinli ve fraklı erkekler ile gayet şık tuvaletler iyiymiş hanımların teşkil ettiği 100-150 kişilik bir davetli grubu sarmıştı…
Salonda farklı oyunlara mahsus başka masalarda vardı ve değişik yerlerde dört adet rulet masası kurulmuştu…
İçişleri Bakanı Cemil Bey, İstanbul Belediye Reisi
Dahası var!Bundan on beş sene kadar mukaddemi Port Said'den bir Japon vapuruna binerek Marsilya'ya azimetim esnası vapurda Avrupa'yı ziyarete giden ve Tokyo'nun şehremini(belediye reisi) olduğunu söyleyen bir zatla lisan ve yazıları hakkında mükalememiz vuku bulmuş idi ki yazı bahsiyle münasebeti bulunan kısmını o zat-i
İmam-Hatip davasına gönül vermiş bir grup insan, iki ayda olağanüstü bir çalışmayla Vefa'daki bu harabe halindeki yapıyı ayağa kaldırdılar. Ve 1951 yılının ekim ayında inanılmaz bir gayretle çalışılarak metruk yapı eğitim ve öğretime yetiştirilir. Bütün masrafı da, hocanın tabiriyle “ashab-ı hayr” olan İlim Yayma Cemiyeti tarafından karşılanır. Cemiyet sadece bina yapmakla kalmadı, öğrencilerin iaşe ve ibatesini de karşılamaya, öğretmenlerin durumunu iyileştirmeye kadar her türlü yardımı yaptı. Öğrencilere barınma yeri olarak da, yine cemiyet tarafından Şehremini'de eski Halkevi binası bulundu ve onarılarak yurda dönüştürüldü.