His, gece uykularım bölünüyor, uyuyamıyorum hasretinden
Hadi bir sigara yakayımda islensin hatıram
Eğer yokluğunu dolduracaksa, kül olsun sözler senin uğruna
Kalbin zehri gibi acı kokuyor tenin
Boynundan dökülen bu koku sızlatıyor ruhumu
Ne olur arazi ol da ulaşamasın kokun bana
Sana gitme demeyeceğim His, üşüyorsun ceketimi al
Sorma bana üşümüyorum ben
Ceket ne işe yarar, ben aşkından yanıp kül olmuşken
Akşamlar sensiz bir ölüm misali
Ne olur şimdi yanımda olsan da saçlarını okşasam
Ama hayır, yaklaşma bana, kokun deli ediyor beni
Kalbin zehri kadar acı, bir o kadarda hoş kokuyorsun
Senden nefret ediyorum, His
Sana gitme demeyeceğim
Yanımda kal, His.
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Hakkımda hiçbir şey bilmiyordun, çıkardığın özet kadar yuzeyseldi senin için... Mesela her sınav haftası bir paket sigara içiyorum. Mesela aşırı hayalperestim ve sonunda yoğun depresif hale giriyorum. Erken kalksam da erken gelemiyorum. Fark etmesen ve algılayamasan da pislik senden nefret ediyorum. Benim berbat bir malzemem var evet. Beni sadece erkeklerden daha adam ve insan kadınlar anlayabilir. Senin alaycılığın ciddi bir savunma mekanizması, hassas bir yapın var sanıyordum benden daha hassas, bana yardım et bakışı atmadım, gözlerinde yalnızlık akıyordu, yüklerin fazlaydı, birileri için önemli bir kişiydin bunun yükü vardı belki. Uzun süre terpide bana iyi gelenleri akıtmak istedim, duygularıni akitmani istedim. Seninle büyümek istedim. Içimdeki umutları paylaşırız. Kendi yollarımızı paylaşır dost kalırız diye düşündüm. Arkadaş olmak ve özel felsefi diyaloglarimiz olsun istedim. Korkakligindan sorular sordurup ses aldın, aşırı saçmaydı ve emindim bunlara sonrasında çok gülüyordunuz. Her cümlem doğruydu benim, ama hep ince detaylarla oynanmıştı. Cümleler bana ait değildi. Bana söylenen sözlerdi. Çok mu zordu ki pastanede otursam konuşsak... Elbette biriyle çıkmak olurdu bu kocaman bı adımdı ama öyle olmayabilir de. Ama herşeyi kendini garantiye alarak yapacaktın ya ne mümkün böyle birşey.
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine.
_Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri.
_Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar.
_Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi.
Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
youtu.be/wC-Im8GO_jI
Sadık: İyi akşamlar baba
Hüseyin: Ne akşamı senin saatten haberin yok herhalde. Sabah 6.
Sadık: Afedersin ters bir zaman oldu.
Hüseyin: Sadık senin her işlerin, her zamanların ters
Sadık: Baba ne olur kavga etmeyelim. Bunu çok yaptık zamanında hiçbir şey olmuyor, hiçbir şey değişmiyor, bunu sen de gördün... Konuşmamız
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi.
Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
Sigara yakıyorum. Senden de , ergenliğinde yaptırdığın dandik dövmelerinden de , içimdeki dölünden de nefret ediyorum. Babamdan, eski sevgililerimden, erkek oyunculardan, erkek siyasilerden , hepsinden nefret ettiğim gibi...