Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onsuz yaşamaktan korktuğumu fark ettim. Benim hayatımı yıkmaya ne hakkın var, demek istiyordum. Benim senin hayatın üzerinde hiçbir şey söylemeye hakkım yokken bunu yapmaya ne hakkın var?
Sayfa 471Kitabı okudu
Ben, Lou Clark, dünyanın öbür ucuna doğru gidiyordum. Ama bunu algılayamıyordum. Gözüm Will'den başka hiçbir şey görmüyordu. Kız kardeşimin, Thomas'ı ilk doğurduğunda hissettiği gibi hissediyordum. Yeni doğan bebeğine bakarken, "Bir borunun içinden bakmak gibi bir şey bu," demişti. "Dünya sadece ben ve ondan ibaret."
Reklam
Ona sarıldım. Will Traynor, parlak şehir çocuğu, dalgıç, sporcu, gezgin, sevgili. Onu yakınımda tuttum ve hiçbir şey söylemedim. Aslında sessizce sevildiğini söylüyordum. Ah hem de ne kadar çok sevilmişti!
...Sana bu parayı veriyorum, çünkü beni artık mutlu eden pek bir şey yok, sadece sen varsın. Beni tanımanın sana acı ve hüzün getirdiğinin farkındayım. Umarım bir gün bana daha az öfkeli ve kırgın olduğunda sadece bu yaptığımdan başka yapacak bir şeyim olmadığını, bunun gerçekten iyi bir yaşama sahip olmana, benimle tanışmasaydın sahip olacağın hayattan daha iyi bir hayata sahip olmana yardımcı olacağını da anlarsın. ... İşte böyle. Kalbimde bir iz bıraktın Clark. Komik kıyafetlerin, kötü esprilerin ve en küçük bir duygunu bile saklamak konusundaki beceriksizliğinle odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. Sen benim hayatımı, bu paranın senin hayatını değiştireceğinden çok daha fazla değiştirdin. Beni o kadar sık düşünme. Seni sulu gözlü bir şekilde hatırlamak istemiyorum. Sadece iyi yaşa.
Sayfa 478Kitabı okudu
26 Kasım Bazen kendi kendime şöyle diyorum: Bu alınyazısı yalnız sana vergi. Senden başka herkes mesut. Hiç kimse böylesine acı çekmemiştir. Sonra eski bir şairi okuyorum ve kendi kalbimin içini görüyormuş gibi oluyorum. Derdim çok büyük. Benden önce bu kadar çok acı çeken olmuş mudur acaba?
Daemon: "Ben seni iyileştirmeden önce de birbirimizi çekici buluyorduk. Bunu inkar edemezsin çünkü ben... Senden hep hoşlandım."
Reklam
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakârlığımı
"Zaman bazen normal şekilde ilerler, bazen de durup yavaşlar. Sanki hayat, yani gerçek hayat, bir başka yerde akıp gitmektedir."
Sayfa 114Kitabı okudu
KİŞİ KİŞİNİN AYNASIDIR Bir gün Peygamber Efendimiz (Selamların en güzeli üzerine olsun) arkadaşlarıyla otururken Ebû Leheb meclise giriyor ve Efendimize: - Yâ Muhammed birçok yerleri gezdim, senden daha çirkinine rastlayamadım. - Doğru söylüyorsun Ya Ebû Leheb. - Herhalde dünyanın en çirkini sensin. - Haklısın Ya Ebû Leheb, diyor Efendimiz. Biraz sonra Hz. Ali (Selamların en güzeli üzerine olsun) içeri giriyor ve tevafuk bu ya O da: - Yâ Muhammed Bu dünyada senden güzelini göremedim. - Doğrusun, Yâ Ali. - Sana baktıkça içime huzur doluyor. - Doğrusun Yâ Ali, deyince, meclisteki sahabe: - Yâ Resûlallâh, biraz önce Ebû Leheb geldi “Ne kadar çirkinsin” dedi. “Doğru söylüyorsun” dediniz; şimdi Ali geldi “Ne kadar güzelsiniz.” dedi. O’na da “Doğrusun” dediniz. Hikmeti nedir? diye sorunca, Efendimiz de: “İnsan insanın aynasıdır. Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı da öyle görür.”
Reklam
Hiçbir şey söylemeden durmanın ne kadar zor olduğunu bilir misiniz? Her bir hücreniz tam tersini yapmak için yanıp tutuşuyor iken bu ne kadar da zordur. Hava alanından beri hiçbir şey söylemeyeceğim diye prova yapmıştım, ama bu beni öldürüyordu. Başımı salladım. Sonunda konuşmaya başladığımda ağzımdan küçücük, kırık bir ses çıktı. Söylerken içimin rahat edeceği tek şeyi söyledim. "Seni özledim."
Sayfa 468Kitabı okudu
HAMLET Sizin sırrınızı saklayıp, kendiminkini söyleyeceğimi. Ayrıca, süngerin sorguya çektiği kral oğlu ne cevap verir? ROSENCRANTZ Bana sünger mi diyorsunuz Lord'um? HAMLET Evet bayım. Kral'ın lütuflarını, ödüllerini, yetkilerini çeken bir sünger. Bu gibiler Kral'a en iyi hizmeti yapar sonunda. Maymunun fındığa yaptığı gibi, Kral da bu adamları önce ağzının bir köşesinde tutar, sonra ortaya alır, sonra da yutuverir. Senden istediklerini aldıktan sonra, seni sıkıverecek ve ey sünger, kupkuru kalacaksın yine. ROSENCRANTZ Sizi anlayamadım Lord'um. HAMLET Buna sevindim. Sivri söz aptal kulakta körelirmiş̧.
Sayfa 156Kitabı okudu
” Bir zamanlar, ayaklarının kırkını da müthiş bir hünerle kullanarak çok güzel danseden bir kırkayak varmış. Ormandaki tüm hayvanlar bu kırkayağın dansını izlemeye gelirler ve her seferinde onun dansedişine hayran kalırlarmış. Ama onun bu dansedişini beğenmeyenler de varmış. Bunlardan biri de kurbağaymış… Ne yapsam da kırkayağın böyle güzel dansetmesini engellesem diye düşünüp duruyormuş. Güzel dansetmiyorsun dese olmazmış. Ben senden daha güzel dansederim dese hiç olmazmış. Düşünmüş, taşınmış, güzel bir plan hazırlamış. Oturup kırkayağa bir mektup yazıp, göndermiş. ” Eşi benzeri olmayan saygıdeğer kırkayak kardeşim ! ” diye başlamış mektuba ” sizin benzersiz danslarınızın naçiz bir hayranıyım. Müsaadenizle sizden şunu öğrenmek istiyorum. Nasıl böyle güzel dansedebiliyorsunuz? Acaba önce 13.sol ayağınızı, sonra da 27. sağ ayağınızı atarak mı dansa başlıyorsunuz? Sonra da 11.sağ ayağınızı kaldırıp, 35.sağ ayağınızı mı indiriyorsunuz? ” İmza naçiz hayranınız kurbağa. Kırkayak mektubu alır almaz nasıl dansettiğini düşünmeye başlamış. Önce hangi ayağını attığını? Ondan sonra hangi ayağını kaldırdığını… ve sonunda kırkayak dansetmeyi bırakmış… Bu bize aklın yaratıcılığı nasıl engelleyebileceğini gösteren güzel bir örnek. Bazen kulaklarımızı tıkamalıyız ve isteklerimizi, hayallerimizi yüceltmeliyiz....
Sayfa 499Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.