Özlediğimiz Rıfat Ilgaz’ı burada yeniden karşılıyoruz. O toplumsal mesajlar, güldürürken düşündüren ironiler derken aklıma bir şey takıldı. Bu ülkenin insanları hiç mutlu olmadı mı? Yani geçmişten bu zamana bu topraklarda yaşayan herkes huzursuz, sıkıntılı ve mutsuz muydu? Bu durum ne zaman başladı? 1 yıl, 10 yıl, 20, 30, 40, 50, 100, 200 ne kadar yıl geriye gidersem gideyim hep bir huzursuzluk hakim. Hani hiç mi gülmeyeceğiz, hiç mi mutlu olmayacağız diyesi geliyor insanın yani. Neden böyle peki? Yani bunca insan hep bu sıkıntı, mutsuzluk içindeyken birileri çıkıp da bunun sorumlusu benim, bir şeyler yapmam gerekmez mi diye düşünmedi mi? Bilmiyorum nereye baksam tükenmişlik, mutsuzluk görmek etkiliyor beni de. Kimi etkilemiyor ki?
Garibin Horozu, Hastaneciler, Senin İçin İyi Olur, Al Sana Yazı, Jimmy’nin Odasında, Taksitle Kürk (3999 lira taksitle değil mi? İyi. 4000 olsa nasıl öderiz), Kalkınmanın Yükü, İnebilirsen İn Trenden, Bir Yaz Delikanlısı, Suya Düşen Umutlar, Yaşa Ulan İnek, Kızlardan Hangisi, Hava Dolmuşu, İzi Üzerinde, Düzen İsterim Ben, Biz Taponcular, Canın Sağ Olsun Ablacığım, Tanınmanın Yolu, Beş Kangal Sucuk, Saçlarım Dökülüyor, Ver Şu Emanetleri ise yazımını düzelttiğim ve içerisinde bulunan öyküler.
Eğlenmesini bilene eğlenceli ve komik, ders almasını bile aynı zamanda düşündürücü bir eserdi. Hepimize iyi okumalar dilerim..