Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün, tam 3 kuş gömdük. Bahçemize yuvası dağılarak düşmesi daha olası, daha tüyleri dahi çıkmamış, tam 3 yavru kuş... Tuhaftır, güzel bir tevafukatın üzerine geldi. Gömdüğümüz yerin baş ucunda bulunan duvara, çamura bulanmış eller ile الله yazdık. Elif'i
be.mesûffe
be.mesûffe
'ye, Lamları
Derya
Derya
'ya, Hû'su ise bendenize ait.. Ölüm,
Ulu orta...
seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin nazlanırsın ama bir gün gelirsin' düşen bir yaprağa bağladım hayatımı olsun artık diyorum ne olacaksa paralı asker miyim neyim ben ekleyip duruyorum sabahları akşama ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim nasıl bir dostluk ki bu,hem
Reklam
Uluorta
“Seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin Nazlanırsın ama bir gün gelirsin. Düşen bir yaprağa bağladım hayatımı Olsun artık diyorum ne olacaksa Paralı asker miyim, neyim ben Ekleyip duruyorum sabahları akşama, Kendimi arıyorum meşgul çalıyor Gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta Aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim Nasıl bir dostluk ki bu,hem
Hergün yeni bir umut Tutunup hayallerine dünü unut Sanki kalbimin içinde yüzlere kuş Sarılıp hayallerine uç hadi uç Teldeki güvercin, yalıdaki çapkın Kaldırımda baygın, sana da Günaydın Şarkıdaki serçe, camdaki teyze Uykusuz aşık, sana da Günaydın youtu.be/W5yroPdMaCY?si=...
Şimdi bir kuş olasım var. İster bir serçe ister bir anka fark etmez. Erdem Bayazıt
Şimdi bir kuş olasım var. İster bir serçe ister bir Anka fark etmez. Tüm çocukları gözümün önünde tutabilecek bir kuş... Erdem Bayazıt..🕊️
Reklam
sen yenisin galiba; sözcüklerin akşamdan kalma dünyada… kendini yaşayacağın içten bir köşe yok omzunda eskimiş kuşlar, dilinde radikal bir rüzgâr gülcü çocuk, hayallerinde cimrisin, diyor sana sen yenisin galiba, ürkekliğin yabansı ve yabancı cümle kurmakta gecikiyorsun, harflerin serçe sen yenisin galiba; âşığa bağdat soruyorsun sen yenisin
Minik Serçe
Çocuklar ve kuşlar… arkadaştılar, ahbaptılar. Çocuklar, kuşlar gibi özgür, kuşlar kadar şendiler. Kuşlar, çocuklar kadar yaramazdılar. Bir o dala, bir bu dala uçup durmaktaydılar. Aradan biraz zaman geçti… Çocuklar büyüdüler. Kuş olup uçtular başka şehirlere. Oralarda daha çok büyüdüler. Parkın çocuklarından üçü… Onlar öyle çok özgürleşip, o kadar uzağa uçtular ki… Neredeyse gökyüzüne ulaştılar. Yıldızlar gibi parladılar orada. Kuşlardan “ Minik Serçe” olanı şakır durur oralarda: “ Uçun kuşlar uçun İzmir’e doğru…”
.. bir serçenin göğsünü nişan almıştım ki sana aşık oldum.. Serçe omzuma kondu ve ben mahir bir avcı oldum. Ondan sonra asla bir kuşu avlamaya çıkmadım.. ne zaman özlesem şarkı söyledim kuş gelir, kuş konar kuşu koklarım, öperim ve özgür bırakırım ve bir başka avcıya av olunca çocukluğumu görürüm... Yağmur yağmış ağaç kümeleri arasında saman, çiçek ve kuşun şarkısıyla kendine kıvrılır ve ağlar; Ey şarkı! seni nasıl seviyorum.. |Ebrahim Jafari
Betimleme ve küçük ayrıntıların ustası
Ekinler başak vermişti. Memed sabah erkenden bir limonu, dalından koparmaya kıyamadan, dala ellerini uzatıp ovaladı, avuçlarını kokladı. Bahçeler, tepesinin üstünde asılı duran Gavur dağları, uzaktaki ekin tarlaları buğulanıyor, sabahın ışığı çökmüş dünya, karşıdaki denize doğru gittikçe aydınlanıyordu. Sırtlarına gün vurmuş, esen yelin kabarttığı
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Passion başını kaldırarak Mark'ın 12 hatlarını dikkatle inceledi. Ne görüyordu? Mark onun yüz Halesinde açlık ve ihtiras görüyordu. Açlık ve ihtirası başka bir by yumuşatıyordu. Mark bunun ne olduğunu bilmiyordu ama onm boş hayallere kapılmasını da istemiyordu. Mark onun clinin üzerindeki elini sıkarak avucunu bastırdı. Hurada bulunmamın
Sayfa 39
Mecnun, Leyla’ya rabıta yapıyorum derken birden her şeyi leylalaştırmış oluyor. Bunu hatırlayınca, metropolün kaldırımında seke seke dolaşan serçe kuşunu kendi dünyasının leylalaşmış bir türü olarak görmeye başlıyorum. Ama o zaman da şu kaçınılmaz soru ortaya çıkıyor: Eşya mı leylalaşmıştır, kuş mu eşyayı leylalaşmış görüyor, yoksa bizzat ben kendim mi leylaya dönüşmüşüm yoksa ben o kuşun leylası mıyım, kuş mu benim leylam olmuş?
o illetli kenti mesken tuttum ve ağacıma hiçbir kuş konmadı
Çocukluğunda anneannesinin anlattığı bir Süleyman Peygamber kissasını hatırladı. Kuş dilini bilen Süleyman Peygamber'e bir gün bazı kuşlar gelip "Serçe senin aleyhinde atap tuttu! Neler söyledi neler!" demiş. Süleyman Peygamber, "Bu sözleri söylerken yanında dişisi var mıydı?" diye sormuş. "Evet, vardı!" cevabını vermişler. Bunun üzerine, "Bırakın o zaman" demiş, "aldırmayın. Normaldir bu."
Sayfa 233Kitabı okudu
"Bahar dediğinde ne/Bulutun içinde kaybolan kuş/ Cihetsiz serçe sesleri. " "Kadın dediğinde ne / Kaybolan cihetsiz gençlik sesleri. " "At dediğinde ne/Baharda/bulut içinde lacivert bir gölge mi Eski çocuk gül gibi dağılıp gitti atlarda. "
1.090 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.