Dostoyevski'nin gençlik romanı. 26 yaşında yazdığı söyleniyor. Genç yaşında kaleme aldığı eser aslında insanın en temel acılarından birini "yalnızlığı" ele alıyor.
İnsan yalnız kalınca, insanlığının da yalnız kaldığını hisseder. Varlığını bütünleyemez. Ruhunun derinliklerinde eksik bir şeyler hep kendisini rahatsız eder.
İşte böyle bir
Çünkü aşk, arızalı bir ruh halidir. Hastasındır, ötesi yok. Ve tedaviyi kabul etmez, direndikçe direnirsin.
Sevdiğinin yanağındaki gamze, bir anatomik bozukluktur aslında. Ama aşıksan, her gün binlerce defa oraya gömülesin gelir.
Görmeden duramazsın. Düşünmeden duramazsın, özlemeden duramazsın. Hasılı kelam duramazsın işte, içinde bir volkan
''Sevmek belki bir gün okur diye şair olmaktır.''
İlk şiirimiz ELİF GİBİ SEVMEK: bir sevda şiiridir.
Elif gibi dosdoğru, sağlam koşulsuz şartsız sevmektir. Elif gibi sevmek bir başlangıçtır. Zamansız mekansız sevmektir. Hareketsiz, yalansız yanlışsız ve derinden sevmektir. Seveceksen elif gibi seveceksindir. Çünkü elif gibi sevmek
İşte şimdi daha bi anlamlı kitabın adı.
Heryeri her şeyi bir parçamız sanki.
O alandan sağ çıkan çocuğunun büyüdüğünü, dev gibi olduğunu gören ve peşinden ayrılmayan anne baba...
peşinden ayrılmayan anne babasına öfkelenen çocuk... sevdiğinin bayrağını görüp öldü sanan insan ve ölmediğini gördüğünde sevinen, sonra sevindi diye başını döven insan...
hastane kapılarındaki listeler...
yaralı listesinde aradığı ismi bulduğunda rahatladım diye kendini bencil hissedenler...
o banyoda gideceğini sandığın ama burnunun direklerinden hiç gitmeyen ve herhangi bir anda da hatırlayacağın o koku.
Ve tam olarak banyoda,
gerçek bir yalnızlıkta,
tüm gün güçlü kalmaya çalışmış dizlerinin, dişlerinin, elinin, kolunun, saçlarından onlarca canın her parçasıyla birlikte gözyaşlarının döküldüğü o an.
Benim adım 10 Ekim değil de ne olacaktı ki zaten...
Benim Adım 10 EkimFalkland Hakimi · İGA Kültür Kitaplığı · 201913 okunma
Söylemeye kıyamıyor sevdiğinin ismini artık.Ulu orta "Muhammed" diyemiyor. Bu ismi söyleyecek olsa ani bir zelzeleyle ortadan ikiye ayrılacağını sanıyor.
Söylemeye kıyamıyor sevdiğinin ismini artık.Ulu orta "Muhammed" diyemiyor. Bu ismi söyleyecek olsa ani bir zelzeleyle ortadan ikiye ayrılacağını sanıyor.
#okudum
YORUM
Karacaoğlan'ın hayatına dair kesin bilgi ve belgelere raslanılmamakla birlikte, incelemeler bizi 15 yüzyıla kadar götürüyor.Bununla beraber 16. ve 17. yüzyıllarda da Karacaoğlan ismi ile kayıtlı birçok şiire rastlanmakta.Peki bu kitapta okumuş olduğum ve Karacaoğlan imzasını taşıyan şiirler bunlardan hangisine ait?Bu suale cevap
KİTAP TAVSİYEM
ALINTILAR
Ben,senin benden uzak bir başka şehirde yaşamanı bile sevdim...
Aşk...Nesin sen böyle,her zaman acı ve tatsız,tuzsuz musun?Yoksa bana mı kastın?Ah aşk! Seni hiç tatmasaydım keşke,keşke herşey zihnimin muhayyilesinden ibaret olsaydı...
Neden hala onu görünce kalbim ayazda kalmış bir çalı serçesi gibi
#alıntı
#neokuyorum
(Kitap uygulamada olmadığından dolayı bu şekilde paylaşmak zorunda kaldım.Affola..)
"Hacı Hayri Bey, 1877'de milletvekili olan Harput âlimlerinden Efendigiller ailesine (Canan Karatay'ın sülalesi...) mensup Hoğolu (Yurtbaşılı) Hacı Hafız Mahmut Efendi'nin büyük oğludur. Asıl ismi Mehmet Hayrullah olduğu halde Hacı Hayri ismi ile ün yapmış ve tanınmıştır.Hayri ilk bilgilerini babasından almıştır.Bir süre Harput'taki mahalle mektebine devam etmiş sonra yine orada Yusuf Kamil Paşa Medresesi'ne girmiştir.Burada amcasının oğlu olan Hacı Abdülhamid Efendi'den Arapça yanında şiir ve inşa (nesir) alanında ders görmüştür.Farsçayı ise babasından öğrenmiştir.
.......
Hayri bey, evlerine gelen misafirlerden birinin atına binerek, sevdiği kızın kapısının önünde maharetini göstermek isterken bir taraftan da göz ucuyla sevdiğinin penceresine bakar,at da yürümektedir,ancak tam o sırada sahn-ı şenin (şanışen) önünde at tekerlenip yere kapaklanır. Yere düşen Hacı Hayri Bey, bir eliyle atın yularını tutarken mahçup bir vaziyette bir eliyle de elbisesinin tozlanan kısımlarını silkeler ve elinde olmadan sitemkar bir seda ile,
" Ey beygir-i pejmürde
İyi yerde etten secde" diyerek küçük yaşta bile şair olacağını göstermiştir."
(Sayfa 27,30)
#okudum
#yorum
(Kitap uygulamada olmadığından dolayı bu şekilde paylaşmak zorunda kaldım.Affola..)
Hacı Hayri Bey'i tanımak için, evvela onun zamanında Elazığ'daki sosyal ve kültürel hayatı tanımakta biraz fayda var.
92 yıl evveline (kitabın basım yılı 2004) ait bir salnamede nüfusu 40 bine yaklaşan Harput'ta 16 Medrese, 4 kütüphane, 11
İnternet Fenomeni Kızın İmtihanı
(İbretlik Hayat Hikayeleri Mutlaka Okumalısınız)
Tüm mahremlerini internet ortamına ama bilinçli ama bilinçsiz şekilde taşıyan genç kızlarımız mutlaka ama mutlaka dinlemeli, Allah rızası için kendinizin iyiliği için dinleyin ve bir an böyle bir durumu düşünün kendi adınıza inşallah....
“Ümmü Gülsüm! Kızım kalk