Ganîdir aşk ile gönlüm ne mülküm ne menâlim var
Ne vasl-ı yâra handânam ne hicrândan melâlim var
-Gönlüm aşk ile zengindir, ne malım ne mülküm var;
ne sevgilime kavuşmakla sevinirim ne ayrı olmaktan üzüntüm var-
Ne sağ olmak murâdımdır ne ölmekten kaçar cânım
Cihânda hasta-i aşk olalı bir hoşça hâlim var
-Ne sağ olmayı dilerim, ne de canım
Ablukadayım!
Devlet adına teslim ol,
Anonslar yapılmakta
Herşey vatan için, bir tetik daha çekilecek birazdan biliyorum.
Bir polis sövüşüyor bana,
Erkeksen kaçma!
Oysa en çok kadınlar kaçmalı;
Irzlarını anne olma öncesinde.
Omzumda bir sevgili ağırlığı ,
Cebimde annemin çığlığı,
Koynumda dağınık bıraktığım sıcak yatağımın kokusu,
Genzimi kışkırtan soğuk bira tadı.
Şimdi kemikleri kırılmış hangi dağa sığınsam bilmiyorum .
Sokaklar suskun,
Çok uzaktan bir köpek sesi, yırtıyor gecenin sessizlik perdesini .
Bir polis namlusu seslendi bana ve kan sıcaklığı okşadı bedenimi.
Göz kapaklarım saçıma tutunuyor,
Dudaklarımdan sevgilime koşarak;
Hoşçakal taşıyan tedirgin bir tebessüm.
Morgda dağınık saçlarımla, annemi beklerken;
Sevgilim,
yaşımı fısıldıyor kulaklarıma...
Şarkıyı hâlâ bulamadım. (Ellerim titremeye başladı.) Şahane bir cuma açılışı! İlk sevgilime gitmişti aklım (ama ondan değil hatırlayamamam, çiziklerle dolu artık hafıza kartım), anıdır anlatayım;
Bir gün denize nazır, açık havada otururken ilk sevgiliyle suspus, bir amca geldi. "Gençler bir süredir sizi izliyorum, içimden geldi, size şunları
Seher : "Ne geldiyse sevdadan geldi başımıza kafamda bir mermi çekirdeğiyle yaşamaya mahkumum şimdi, semranın abisinden armağan. Aklım gider gelir bazen, bazen de gider hiç gelmez. Her güzel gülüş semraya götürür beni. Bir gülüş uğruna harcanmış hayatların muhasebesini tutmaya mecalim kalmadı artık. Bakmayın öyle, bildiğiniz gibi değil hiçbir şey."
Devran: "Ah be gülüm! Ah be nar çiçeğim! Böyle mi olmalıydı bu aşkın sonu?"
Efsun: "Ben sevgilime aitim sevgilim de bana Ey beyaz serçe bana soru sorma artık Ne kimse yorulsun ne de kimse üzülsün Ben sevgilime aitim sevgilim de bana"
Leylan: "Cinsellik, sevişmek aşkın değil, biyolojinin,kimyanın konusudur. Onu aşkın konusu yaparsanız yanıltır sizi kandırır. Sevişmeyin demiyorum, sevişin. Ama en azından cemal Süreyyayı dinleyin: yoksulsuz gecelerimiz çok kısa, dört nala sevişmek lazım. Sonrası geriye kalan aşktır, baki kalan aşk"
Şiire, hele güzel, vezni, kafiyesi yerinde olanlarına bayılırım.
“Yenilmez bir kuvvetle
Sevgilime bağlıyım,
Tanrı yardımcımız olsun!
Onun da benim de...
Onun da benim de!”