"Büyük üniversiteler burada pek azını gördüğümüz o sevimli yaratıklarla -yani kadınlarla- dolu Sodom ve Gomora şehirleridir"
Sayfa 96 - Bilge Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
bu mevsimde
Bahardır, aşktır bu mevsimin adı
Bir başkadır güzelliği, zeraferi, tadı
Çıkar karşına nice sevimli bir tablo
Yeşil otlar üstünde uzanan bir köpek
Ya da uçuşan nazik bir çok kelebek
KK
Korkunç bir düşünce! Bir o kadar da haklılık payı var...
"Milletin gözünde bekârlığı bu kadar aşağılık yapan şey sadece fakirliktir! Parasız bekâr bir kadın gülünç, yabani bir kız kurusudur, çoluk çocuğun alay konusudur; ama iyi serveti olan bekâr bir kadın her zaman saygındır ve herkes kadar aklı başında ve sevimli olabilir! Bu fark ilk başta göründüğü gibi dünyanın adaletine ve sağduyusuna aykırı değil; çünkü parasızlığın aklı bozma, ruhu karartma etkisi vardır."
Sayfa 87
Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla başbaşa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit, bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir âlemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsun'la yorulmuş mahlukları ile dolmaya başlar.
Sayfa 21Kitabı okudu
Her şey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan
Gün ışığında yapraklarını herkesin görebileceği şekilde açan bir ayçiçeği olmak umurunda değildi. Çok az kişinin bakmaya cesaret ettiği karanlık yarıklarda gelişen sevimli küçük bir mantar olmayı tercih ederdi.
Sayfa 154Kitabı okuyor
Sevimli ve sabırlı, o ben miyim ?
Sayfa 143
Küçükken çok yaramazdım. Mutfağa birşey alacakmışım gibi girer, sıradan hareketlerle buzdolabını açar, elime aldığım yumurtaları soğukkanlı bir şekilde açık camdan dışarıya fırlatırdım...
Evde misafirlerin olması bile engel olamazdı yaramazlığıma. Hatta onlar olunca daha çok şımarırdım. Bu tür şeyleri onlar varken daha sık yapardım.
Daha başka
O tertemiz, sevimli gülümseyişin parlaklığını, mutluluğunu hiç yitirmesin. Yalnızlık içinde yaşayan ve sana karşı şükran dolu olan kalbe tattırdığın mutluluk anı için sana minnettarım. Tanrım! Ne uzun andı o! Bir insan hayatı için de olsa, az mıydı?
Sayfa 59 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
