Yaşar Kemal'in 1960-1993 yılları arasında yazmış olduğu yazılarından derlemelerle oluşturulmuş bir kitap. Tembellik, bilim, kültür, köy enstitüleri, İkinci Dünya Savaşı, Nazım Hikmet, Dostoyevski gibi birçok farklı konuda düşüncelerini içeriyor. Kitabın ismi insana olumlu, güzel şeyleri çağrıştırsa da kitap genel anlamda bir eleştiri kitabı olarak düşünülebilir. Bunun sebebini de açıklamıştır Yaşar Kemal. Sevinci, mutluluğu yazmayı istediğini ama neden yazamadığını anlatmıştır.
Benim için yeri çok ayrı bir yazar olan Yaşar Kemal'in bu kitabını da okuduğum için mutluyum.
"Ben sevgiden, sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir sevinçten söz açmak istemez miyim? Ben sevinçli adamım. Bu dünya böyle olmasa, böyle kara, karanlık olmasa, ben sevinçten taşar coşardım. Yaradılışım karanlıktan çok aydınlığa, acıdan çok sevince... Ne çare, ne çare ki sevinmek gelmiyor elimden... Dostluktan söz açmak, ne güzel. Bir dostum var. Sıcacık eli var. Sevgi dolu gözleri var. Ne güzel yalansız, salt sevgi dolu bir insan eli sıkmak. Sıcacık, sıcacık... Ben deli olurum, insanlar karanlık karanlık, kuşkulu baktıkça bana... Bütün insanlar kuşkusuz, korkusuz, çıkar düşünmeden, düşmanlık geçirmeden içlerinden baksalar biribirlerine... İnsan, ne olur biliyor musunuz, sıcacık bir bahar güneşinin bahtiyarlığında duyar kendisini... Bahar güneşinde bir sevinç içinde gerinir. İnsan bir bahar çiçeği temizliğinde olur."