OTOMATİK PORTAKAL
Şiddete, tecavüze ve hırsızlığa dayalı bir eğlence anlayışına sahip olan gençlerin oluşturduğu çetenin en baskın kişisi olan Alex'in hikayesi. Toplumun huzurunu bozmaya ve çevreye korku saçmaya bağımlı olmuş bu çetenin liderliğini yapan Alex, arkadaşları tarafından ihanete uğraması sonucu hapse atılır.
Hükümet; halkın huzurunu sağlamak ve mahkumları topluma yeniden kazandırmak amacıyla bulunan yeni bir tedavi yönteminde, kobay olarak Alex'i kullanır.
Zaten kitabı okudukça; Alex’in iyiyi ve kötüyü ayırt edip, seçebilme iradesinin elinden alınarak vahşi dünyasının değişimine, onun otomatik bir makineye dönüştürülmesine şahit oluyoruz.
Genel olarak, iyiliğin insanın içinden geldiğini ve herhangi bir müdehale ile insanın değişmemesi gerektiğini anlatıyor bu kitap. Aynı zamanda sanatın diğer dallarına, özellikle de Beethoven'a sık sık güzellemelerde bulunan oldukça farklı bir distopik roman.
Düşünebilen ve seçim yapma hakkına sahip olan bir varlık olarak, mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Önce Alex’ten nefret edip sonra da ona acıyan tek ben değilimdir herhalde değil mi?
Benim için her ne kadar rahatsız edici sahneleri de olsa, neredeyse kitapla aynı yazılmış bir senaryoya sahip olan filmi de mevcut. Kült filmleri seviyorsanız izlemenizi tavsiye edebilirim.
“Söyleyin bakalım ne yapacağımızı? Ha?”
Sayfa Sayısı: 171
@isbankasikulturyayinlari