Kalp eğer dünya bağlarından kurtulamıyorsa, ibadetlere ve Allah Teala’nın zikrine yönelmeli, zikrin ünsiyetini kalbe hakim kılmalıdır. Böyle olursa yüce Mevla’nın sevgisi dünya sevgisine galip gelir
“...
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana Ya Rabbi
Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
Bileyim hangi suyun sakasıyım Ya Rabbelalemin
Tütmesi gereken ocak nerede?”
İnsan, payına düşen şey konusunda “pasif” tir, yani alıcı konumundadır. Kendisine takdir edilen şey konusunda söz sahibi olmayabilir. Fakat onunla ne yaptığı konusunda özgürlük, irade ve sorumluluk sahibidir.
Eğer elimde olsaydı tüm çiçeklere solmamalarını, çok güzel olduklarını söylerdim.
Eğer elimde olsaydı her yağmur damlasına teşekkür ederdim.
Eğer elimde olsaydı tüm insanlığa “kendinizi bulun, özünüze dönün” diye haykırırdım.
Elimde olmadı.
Gördüğüm çiçeklere gülümsemek, saksıdaki kaktüsümle konuşmak, kimi zaman damlalara karışmak, kimi zamansa damlaların okşadığı zemini izlemek düştü nasibime. Peki ya insanlar ?
İnsanlığa haykırmak yerine kendime, kalbime fısıldayabildim. Çünkü kendini bulan ve özünü arayan Rabbini bulmaz mıydı?
Özümüzü doğru yerde arayıp bulabilmek nasip olur umarım bizlere...
•ŞNK
Her kitap, yazarla okuyan arasında bir düello; yazar bize bir hakikat, bir hayal veya bir korku aşılamaya çalışır; biz de ya kayıtsızlığımızla karşı koyarız ona, ya aklımızla.