Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

seyit yesildag ️️

seyit yesildag ️️
@seyit_yesildag
192 syf.
·
Puan vermedi
Kitap salt güzelliğin ve acımasızlığın bir bütünu olan kendi ruhunu bir tabloda gorebilen ve buna karsin kendi benliginde işlediği günahların izini taşımayan bir insan düşünün ve yapabileceklerinin sınırını iste dorian gray tanımladınız. Kitap dünyayı ve 19.yüzyılı eleştiriyor. Ve bunu yaparken en sert şekilde yapıyor. Keyifli okumalar
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Yabancı Yayınları · 201772,6bin okunma
Reklam
121 syf.
·
Puan vermedi
Hep benimsedegim bir söz vardır."Her tatmin yeni bir arzunun tohumudur".Bu kitapta tamda buna uygun,aynı doğrultuda yazılmış. Kitabın adını çok merak ederdim.Neden fare ve insan?derdim.Fareler ve insanlar hayallerine ulaşıp daha fazlasını isteyen canlılardır,hiç doymak bilmeyiz farelerle birlikte onlarınki peynir bizim ise paradır. Kitapta iki zıt karakter bizi karşılıyor.Bunlardan George zekayı,mantığı,parayı vb. temsil ederken Lennie ise duygusallığı,ezilmişliği,kontrolü olmayan fiziksel gücü,maneviyatı vb. temsil ediyor.Bu ikilin tuhaf bir dostluğu var,girdikleri her isten Lennie'in istemeyerek yaptığı hatalardan kovulurlar ama George buna rağmen hiç kızamaz ve kızdığı anlarda bile hemen yumuşarmıs Lennie'in saflıgı karşısında,bu ikilinin bir hayali var,gercekleşmesi için çok çabaladıkları.Kimsenin onlara karışamayacagı bir ev ve arazileri olsun istiyorlar,içerinde tavşanlarında oldugu çünkü Lennie nin bir takıntısı var yumuşak şeylere dokunmayı çok seviyormuş.Ama güç kontrolü olmadıgı için severken öldürüyormuş."Oysa herkes öldürür sevdiğini".Deyimini söylemeden geçmiyeyim. Neyse kitabın tamamı yazmadan ve sizleri daha fazladan sıkmadan kısa keseyim.benim kitaptan cıkardıgım ana tema şu: Okurken anlaşılaçagı üzere kitabın bize vermek istediği mesaj ise sayıca ve hacimce küçük olan toplumların,devletlerin ve imparatorlukların mantık,akıl ve zeka ile diğerleri üzerindeki hakimiyetidir.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Cem Yayınevi · 1993171,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Furuğ'u tanıyanlar bilir onu.Hayatının büyük kısmında acılarla yaşayan ve doğal olarak bunu şiirlerine yansıtan bir kadındır.Şiir severlerinin mutlaka okuması gerekli ve tabi önce yazarla tanışması gerek. Diye düşünüyorum
Gitmekti Benim Payıma Düşen
Gitmekti Benim Payıma DüşenFuruğ Ferruhzad · Islık Yayınları · 2017538 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
126 syf.
·
Puan vermedi
Aşkın böylesine damıtılmış bir halini yaşayan werther'in hikayesi, tüm okurları derinden sarsacaktır. Sanırım ki okuyan herkes mutlaka bir bölümünde kendi hikayesinden de bir parça bulur bu kitapta. Kesinlikle tavsiye ederim.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,5bin okunma
55 syf.
·
Puan vermedi
Kısaca "İnsan ne ararsa önce kendin de aramalı" cümlesine en güzel cevapların yer aldığı bu bilgelik dolu hikayeyi herkesin okumasını tavsiye ederim...
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,3bin okunma
Reklam
656 syf.
·
Puan vermedi
Pişman olmadım diyemem; Osmanlı Devleti'nin kuruluş zamanı Ertuğrul Gazi ve sonrası anlatılıyor. O dönemin tasvirleri iyi bir şekilde anlatılmış fakat nedense okurken beni tam anlamıyla içine çekemedi. Belki de bu yüzden fazla beğenemedim yada daha iyi tarihsel kitaplar okuduğum için de olabilir.
Devlet Ana
Devlet AnaKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20136,9bin okunma
194 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın kendi ülkesinde yer alan bir şehirde kendisini yabancı olarak görmesi ne kadar da garip değil mi? Yabancı bir ülkeye gittiğimizde kendimizi bulunduğumuz yere yabancı olarak addederken kendi memleketimizin bir köşesinde yabancı olduğumuzu hissetmek; en kötüsü de kendi insanımıza yabancı olmak... Türkiye'nin doğusu ve orada ikâmet eden
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Yazar “oligarşik kollektivizm” olarak tanımladığı yönetim şeklinin, kitleleri nasıl pasifize ettiğini, onları nasıl sömürdüğünü ve bilinçlerini nasıl egemenlik altına aldığını göstermeye çalışıyor bizlere. Bilim ve teknolojik ilerlemeye karşı olan yönetim, bireylerin dış dünyayla ve geçmişleriyle olan bağlarını da her gün biraz daha fazla kopartıyor. Küçük ve ayrıcalıklı bir azınlığın büyük bir çoğunluğu yönettiği yönetim şekli olan oligarşi, yeni bir sosyalizm, kitaptaki adıyla ingsos (ingiliz sosyalizmi) olarak karşımıza çıkıyor. Fakat sosyalizmin evrensel ilkelerini hiçe sayan bir sosyalizm bu. Dolayısıyla da ne eşitlikten ne de özgürlükten bahsetmek mümkün. İşte Orwell da Marx’ta olduğu gibi umudun ve kurtuluşun proleterlerde olduğunu düşünüyor ve bu sınıfın bilinçlenip örgütlendiği aşamada devrimin gerçekleşeceğini söylüyor. “Bin dokuz yüz seksen dört” ü mutlaka okuyun. Okuyun ki, bireyler arası eşitliğin, özgürlüğün, bilimin, bilinçlenmenin, etrafımızdaki gerçekliği farkında olmanın, düşünce ve konuşma özgürlüğünün aslında hayatımızda ne kadar da önemli bir yer teşkil ettiğini farkedin.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,4bin okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
Kesinlikle okunması gerekenlerden! Kitapta 1700'lü yılların Fransa ve Ingiltere'sini anlatıyor. Muhteşem bir hayal gücü bu. Krallar, soylular ve köleler...Yazar dönemin o fakirliğini, umutsuzluğunu ve soylulara olan kini o kadar güzel tasvir etmiş ki okumaktan da öte yaşıyorsunuz adeta. Ilk başlarda farklı farklı karakterlerin hikayeleri aracılığıyla anlatılmaya başlanıyor kitap, bu yüzden kitabın başlarını bir miktar sıkıcı bulabilirsiniz. Ama daha sonra raylar yerine oturunca ve tüm karakterler ortak bir noktada birleşince inanılmaz bir akıcılıkta ilerliyor. Aslında Fransız Ihtilali'nin tarih kitaplarında okuduğumuzdan bambaşka olduğunu, bunun tam anlamıyla bir vahşetin hikayesi olduğunu görüyorsunuz. Halkın senelerdir süregelen köleliğinin, değersizliğinin vermiş olduğu intikam duygusuyla örgütlenip, bütün o soyluların, kralların kellelerinin sokaklarda gezdirilmesinin ve dahası bundan büyük bir zevk aldıkları bir hikayeyi okuyorsunuz. Suçlu, suçsuz kim varsa zevkle öldürülüp bir de bununla gurur duyan daha fazla kelle yok mu diyen cığırından çıkmış Fransız halkı... Bir de kitabın sonundaki o fedakarlık boğazımda yutkunamadığım bir yumru oluşturdu.. beni etkileyen kitaplar arasına girdi bu yönüyle.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,5bin okunma
656 syf.
·
Puan vermedi
Soluksuz okudugum ve çabuk bittiğine üzüldüğüm nadir kitaplardan biri,okurken büyük bir zevk aldığımı söyleyebilirim. Roman kahramanı "Pip" tesadüfen kaçak bir mahkuma rastlar ve yaşamı beklemediği bir şekilde değişir. "Pip" sonunda hayatta istenen şeyleri elde etmenin; başkalarına umut bağlayarak değil kendi azim, kararlılığı ve çalışkanlığıyla mümkün olabileceğini öğreniyor. Yazar bu kurgu üzerinden dönemin İngiliz toplumunun yaşantısını okuyucusuna etkileyici bir anlatımla aktarıyor. Kesinlikle tüm okurların kitaplığında bulunması gereken bir klasik olduğunu düşünüyorum.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,2bin okunma
Reklam
250 syf.
8/10 puan verdi
Dünya Düşünce Tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Thomas More'un Utopia'sı; 1516'da kaleme alınmıştır, var olmayan bir kurgusal adada geçmektedir. İnsanların eşit olduğu, toplumsal sınıfın ve özel mülkiyetin olmadığı; insanların refah içinde ve mutlu yaşadığı adada suçların da minimuma indiği gözlenmektedir. More kitabında ütopyalıları ve onların yaşam biçimlerini anlatarak, döneminin İngilteresi'ne de bir eleştiri getirmektedir. Kitaba odaklanarak okuduğunuzda zevk alacağınıza inanıyorum. Kesinlikle tavsiye ederim.
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
779 syf.
·
Puan vermedi
Sara hastası olan Prens Mışkin, tedavi gördüğü İsviçre’den dönmüş, insanlardan koparak kendi iç dünyasında yaşamaya başlamıştır. Budalalık derecesinde olgun, güzel ahlaklı ve iyi bir insan olan Prens Mışkin’in elinden, sevmekten başka bir şey gelememektedir. Aslında çok zeki bir insan olan Mışkı’ni insanlar yadırgamakta, ama onsuz da edememektedir. Kötülükler karşısında, sürekli olarak kaybetmeye mahkûm olan Prens Mişkin, insanların kötülüklerini anlayamadığı için sonsuza dek bir budala olarak kalacaktır. Romanın sonu oldukça hazin bitmiş ve prens geldiği hastaneye geri dönmüştür.  Eser,  “bu dünyada iyi bir insan olmak mümkün müdür, yoksa iyi olmak demek budalalık demek midir “ sorgulaması üzerine kurulmuştur.
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225bin okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Demir Ökçe  özgün adı ile The İron Heel - ABD'li yazar Jack London tarafından ilk kez 1908'de yayınlanan olumsuz yaklaşımlı ütopik  bir romanıdır. ABD li olmasına karşın  serserilikten , gezgin işçiliğe,  doklarda hammalık yapmaktan ,  gemi işçiliğinehemen her türlü işte çalışmış  olan Jack London  sosyalist eğilimli bir yazardı. Çok satan romanları sayesinde  kendisi de zengin biri olana kadar oligarkların  ezici gücü altında ezilmiş olan Jack London bu romanında  kapitalist sistemin  ezici gücü ve sömürüsünden söz ederkken  bencillik duygusunun ortadan kalkmadıkça  ideal sosyalizmin de bir düş olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma