Her devirde dini kendi kirli siyaseti için kullanan birileri var muhakkak
Sıffin Savaşı'nda İmam Ali'nin (a.s) savaşı kazanmak üzere olduğunu gören Muaviye, Amr b. Âs'ın yardımıyla şeytanca bir oyuna başvurdu. Kendisini Müslümanmış gibi gösterip: "Aramızda Kur'ân hakem olsun." demeye getirerek mutlak bir yenilgi ve hezimetten kurtulabilmek için askerlerinin mızrakları ucuna Kur'ân
Sayfa 100 - Kevser YayınlarıKitabı okudu
Vallahi sensin Miller
Eğilimlerini boğmakta direnirsen, sonunda bir balgam parçası olursun. Sonunda seni tıkayan par­çayı tükürürsün, ancak yıllar sonra anlarsın bunun balgam değil de kendi öz benliğin olduğunu. Bu yi­tince de hortlakların kovaladığı bir manyak gibi ka­ranlık sokaklarda koşturur durursun. Tam bir açık yüreklilikle her zaman şöyle diyebilirsin: «Ne yap­mak istediğimi bilmiyorum.» Yaşamın sırat köprü­sünü aşabilir, dürbünün ters ucundan çıkabilirsin. O zaman her şeyin ötende durduğunu görürsün, tutamayacağın kadar uzakta, şeytanca çarpılıp bi­çim değiştirmiş. Artık oyun bitmiştir. Hangi yöne gitsen kendini bir aynalı geçitte bulursun, deliler gibi sağa sola koşarsın da bir çıkış aramak için, pek beğendiğin kişiliğinin görüntüleriyle karşılaşırsın her yerde.
Sayfa 287 - Telos YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Sabırsızlıkla çevreme baktım, onu yanı başımda hissediyordum, onu görüyor gibi oluyor, ama yine de göremiyordum. Duyduğum şiddetli özlemle öylesine kıvranıyor, onu bir an olsun görebilmek için öylesine kendimden geçerek yalvarıyordum ki, bedenimden ter yerine kan çıkmış olsa gerek. Onu bir an olsun göremedim. Bana, yaşarken de çoğu zaman yaptığı gibi, şeytanca bir oyun oynadı.
Sayfa 348
Madenciliğe hoş bir bakış
Bunun da ötesinde, sunulan yalnızca para, girişim, oyun ve sorumluluk değildi; hayır, en az bunlar kadar cazip olan bir şey elini şeytanca ona doğru uzatmıştı. Burada söz konusu olan biçim vermekti, yaratmaktı; yüksek bir görev, yaratıcı bir işti bu; binlerce yıldır toprağın kabuğu altında anlamsızca uyuyan madenleri çıkarmak demekti; kayaları oyup içlerine galeriler inşa etmek, sayıları gitgide artan binalarla, fışkıran yollarla, kazıyan makinelerle ve durmaksızın dönen vinçlerle dolu kentler kurmak demekti. Maliyet hesaplarının çorak çalılıkları ardında tropikal bir büyüme başlamıştı şimdi; hayal ürünü de olsa elle tutulabilir şekiller ortaya çıkıyor, yapılar, çiftlikler, fabrikalar, ambarlar doğuyordu; ondan, emirler vererek ve düzenlemeler yaparak boşluğun ortasına insana yaraşır bir dünya kurması isteniyordu.
Mefistofeles(İblis): Evet, bilinmese biraz daha işin aslı. Çünkü yarın, bütün namusunla, Zavallı Gretchen’i baştan çıkaracak Ve içtenlikle sevdiğine yemin etmeyecek misin? Faust: Hem de yürekten. Mefistofeles(İblis): Pekâlâ! O halde edebi sadakat ve aşk, Her şeyin üstündeki arzu— Bu da mı yürekten gelecek? Faust: Bırak şimdi! Olacak!— Hissediyorsam, Bu his için, bu karmaşa için, İsim arıyor, bulamıyorsam, Sonra dolaşıyorsam bütün dünyayı duygularımla, En yüce sözcüklerin tümüne uzanıyorsam Ve bu ateşe, beni yakan, Sonsuz, edebi diyorsam, Şeytanca bir oyun mudur bu yalancıktan? Mefistofeles(İblis): Haklıyım değil mi! Faust: Dinle! Yaz bir kenara— Rica ediyorum senden boş yere tükettirme nefesimi Kim haklı kalmak isterse ve sadece işliyorsa dili, Bilir bunu başarmayı. Şimdi gel, sıkıldım gevezelikten, Çünkü haklısın, çünkü mecburum gerçekten.
Sayfa 130Kitabı okudu
"... Sabırsızlıkla çevreme baktım, onu yanı başımda hissediyordum, onu görüyor gibi oluyor, ama yine de göremiyordum. Duyduğum şiddetli özlemle öylesine kıvranıyor, onu bir an olsun görebilmek için öylesine kendimden geçerek yalvarıyordum ki, bedenimden ter yerine kan çıkmış olsa gerek. Onu bir an olsun göremedim. Bana yaşarken de çoğu zaman yaptığı gibi, şeytanca bir oyun oynadı..."
Sayfa 348Kitabı okudu
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.