Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Barış ŞAHİN

Başkaları, şu kadarcık güç ve yetenekle rahat bir kendini beğenmişlik içinde ortalıkta dolanabiliyorken, ben, gücüm ve yetilerimden ötürü kendi kendimi bitirecekmiyim? Her şeyimi bağışlayan Tanrı keşke bunların yarısını esirgeyip kendime güvenmeyi ve kendimle yetinebilmeyi ogretseydi bana!
Reklam
Insan soyu tek bir kalıptan çıkmadır. Çoğu, yaşayabilmek için günlerinin büyük bir bölümünü çalışarak geçirir ve özgürlük olarak artakalan zaman onları o kadar kaygilandirir ki, ondan kurtulmak için denemedik şey bırakmazlar. Ey insanın alınyazısı!
Âdil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Sayfa 416 - Kötünün Zaferi( Pascal üzerine yazılmış bir deneme) / AuerbachKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... "Her iktidar adam öldürür mü?" "Evet! Iktidar zulüm demektir. Hele denetlenemeyen iktidar." "Peki, iyi insanlar iktidara gelirse?" "Öyle şey olmaz!" "Neden?" "İyi insanlar iktidara gelemez, gelse bile iktidar onu bozar, zalim yapar." ...
Sayfa 231Kitabı okudu
İyi ki sığınacak bir tanrı vardı her zaman, yoksa nasıl başa çıkardık bu hayatla?
Sayfa 141 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güzel bir tanımlama olmuş.
İnsan yaşlanır; içinde o derin yalnızlık hissini, kayıtsızlığı, rahatsızlığı hisseder, bütün bunlar ilerleyen yaşla gelir; böyle hissedince de sadece hasta olduğunu düşünür, bu can sıkıcı durumun belli bir nedeni olduğunu düşünerek korkularını bastırır ve hastalıktan kurtulduğu gibi bu durumdan da kurtulmayı ümit eder. Boş düşünceler! Yaşlılığın bir hastalık olduğu, korkunç bir hastalık olduğu düşünceleri. Yaşları ilerledikçe insanları dine yönelten şeyin ölüm ve ölümden sonraki şeylerin korkusu olduğunu söylerler. Fakat kendi deneyimim beni şu inanca yöneltti: Böyle korku ve düşüncelerden apayrı olarak, dini duygular biz yaşlandıkça gelişme eğilimi gösterirler, çünkü ihtiraslarımız ateşini yitirdikçe, hayal güçlerimiz ve duygularımız köreldikçe aklımız daha rahat işler hale gelir, bir zamanlar aklımızı çelen imgeler, arzular ve heveslerden arındıkça Tanrı, gizlendiği bulutların arkasından görünür, ruhumuz bütün aydınlıkların kaynağı olan bu varlığı hisseder, görür ve ona yönelir, bu yöneliş doğal ve kaçınılmazdır; duygular dünyasına canlılığını ve cazibesini veren her şeyi artık yitirmekte olduğumuz için, o muazzam varoluş artık içsel ya da dışsal etkilerle desteklenmediği için, kalıcı bir şeye, bizi asla yanıltmayacak bir şeye tutunmak isteriz. Evet, kaçınılmaz bir biçimde Tanrı'ya yöneliriz; bu dini duygu, doğası gereği öyle saftır ve bunu yaşayan ruha öyle bir mutluluk verir ki, diğer bütün yitirdiklerimizi telafi eder.
Sayfa 231Kitabı okudu
Zihinsel özgürleşme, öğrenim ayrıcalığına bağlı eski hiyerarşinin terse çevrilmesi demekti.
Sayfa 124Kitabı okudu
Kitlelerin öğretimi mutlak yönetimleri tehlikeye atar. Kitlelerin cehaleti ise cumhuriyet rejimlerini tehlikeye sokar, çünkü meclis tartışmaları yapılıyor olabilir ama kitlelere haklarını bildirmek için kitlelerin bu hakları bilip icra etmeleri beklenemez. Ne zaman ki bir halk haklarını bilir, artık onu yönetmenin tek yolu vardır: öğretim vermek. Dolayısıyla her cumhuriyet rejimine koca bir aşamalı, ulusal ve mesleki eğitim sistemi gerekir; bu sistem kitlelerin karanlığını aydınlığa kavuşturacak, bütün keyfi ayrımları yerinden edecek, her bir sınıfın mertebesini, her bir insanın yerini tayin edecektir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Insan türü hayal gücünün kapris ve korkularına teslim olmuş bir çocuk gibiydi, bilgisiz bakıcıların masallarıyla büyümüş, zorbaların kaba kuvvetine ve din adamlarının batıl inançlarına boyun eğmişti. Şimdi kafalar aydınlanıyor, adetler uygarlasiyor, sanayi faydalarını yaygınlaştırıyor, insanlar haklarını biliyor, bilimlerin yardımıyla da öğretim onlara görevlerini bildirecektir. Toplumsal mertebeleri belirlemesi gereken şey artık kapasitedir. Kapasiteyi ortaya çıkaracak ve geliştirecek olan da öğretimdir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Tahsil özgürlük gibidir: Verilmez, alınır!
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Eğitim görmekte olan her insan yarim insandır.
Anası onu gezmeye götürürken bir saat saçlarını düzeltmeye uğraştığı halde, ne anasının, ne babasının aklına bu kafanın içi ile de bir parça meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. Onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmislar, sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. Kız yetiştirmekten de gaye bu değil miydi?
Döşek de neymiş, kara toprak nemize yetmez, tatlı dil, güler yüz olunca...
Sayfa 199Kitabı okudu
Her şeyin başı yatkınlık... El yatkınlığı, göz yatkınlığı, ille de gönül yatkınlığı...
Sayfa 191Kitabı okudu
Neden insanoğlu mezar toprağını acele örter? Ölümden korkar çünkü! Neden korkar? Korkuludur ölüm!
Sayfa 154Kitabı okudu
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.