Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ege'de sıcak,Ege'de Güneş öylesine insanı kendine karıştırarak güzelleştiren bir şey ki,hiç yoksulluk duygusu almıyor insan. Deniz her şeyi yıkıyor yıkayıp değiştiriyor yoksulluğu bile. Nezihe Meriç (zor yokuşu)
Sayfa 158Kitabı okudu
Çoğu kişinin rutinidir.
İyice üşümüştüm. Sıcak bir banyo alırdım. Sonra koltuğuna gömülür, lambamın dünyamı küçültüp yoğunlaştıran dost aydınlığında kitabımı ya da gazetemi okurdum.
Reklam
Bir çöplük, bence bir şehir demektir.
Sayfa 138 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Numaracı
.. pek pek bir tabak kuru fasulyeye kavuşmak için elli belki de altmış yaşındaki bir insanın numara yapmak zorunda kalışı acı değil miydi? Kuru fasulye değil de koltuk meyhanelerinden birinde şarap içebilmek için bile olsa! Yumrukla adam öldürmesi, taş kalpliliği, şusu busu... Bütün bunlar yalnız onun suçu muydu? Bir insan, ekmeğiyle şarabı bulabilmek, onlara kavuşabilmek için neden “numara” yapmak zorunda kalmalıydı? Topluma karşı olan ödevini yerine getirmiş bir insan huzuruyla hiç kimsenin karşısında küçülmeden sıcak yemek, zevkle içilen içki, rahat bir döşek bulmak; insanlığının hakkı olmamalı mıydı?
Sayfa 27 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)Kitabı okudu
Bu memlekete, bu cennet yurda can feda... ilerliyecek. Ah Atatürk ölmeseydi... Talihsiz millet. Efendim, biz pirinç ekmeği icat etmeden önce şu topraklar çöldü, i bataklıktı... Aaah Atatürk ölmeseydi. Köylü çırılçıplaktı. Bir lokma ekmeğe muhtaç. Şimdi ya? Şimdi ırgat olarak çalışıyor, bir. Başak topluyor, iki. Biz Çukurova'ya çeltik icat etmeden bunların kursağına bir tek pirinç tanesi girmemişti. Şimdi hangi eve girsen, bir kocaman pirinç çuvalıyla karşılaşırsın. Çeltik ihya etti bu memleketi. Buralar cibinlik mibinlik görmemişti.
Sayfa 24
Bir zalim hikaye edilir: Yoksulların odununu zorla, ucuza alıyor ve zenginlere zorla satıyordu… Sonunda bir gece mutfak ateşi, odun ambarına düştü. Bütün varlığını yakıp, onu yumuşak yatağından sıcak küle oturttu… Onun arkadaşlarına “Bilmiyorum, bu ateş evime nereden düştü?” dediğini duydu cevap verdi: Yoksulların gönlünden. Elinden geldiğince bir gönül perişan etme. Zira bir ah, bir alemi birbirine katar.
Reklam
Bense şimdilerde, yeniden hayata karışmak için bir heves, bekliyorum. "Bir yolumuz varsa o yol bizi bulur" demiştin. Ateş hâlâ sıcak, fazla uzaklaşmış olamam Osman.
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Sıcak kalp ve serin kafaya ihtiyacımız var. İyi ile kötüyü ayırt edebilmek için sıcak kalp, hata yapmamak, yanlış düşünülmeden adım atmamak için de derin kafa gerek. Bu sebeple, hüküm vermek için sıcak kalp ve serin kafanız olsun. Şimdi aklıma, benzer sıkıntılarla karşı karşıya bulunan ve halkı karşısına çıkan bir şair hakkındaki hikaye geldi. O zaman demiş ki: Esir mi, yoksa özgür mü olmak istyorsunuz? Yeminle bitirmiş ve ben de böyle bitiriyorum. Büyük Allah'a yemin ederiz ki köle olmayacağız!
Hikayeci: İzak Babel
...Sanki temmuz, pembe bir nehrin kıyısında, sanki beyaz sıcak bir temmuz uzun serin çimenlere oturuyor gibiydi. Pazarda kimse kalmadı, çok geçmeden silah sesleri duyulmaya başlanmıştı...
Sayfa 31 - Kafe Kültür Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2015, İstanbulKitabı okuyor
549 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.