Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek aşk yüce Yaradana duyulan aşktır...
Yağmur
YAĞMUR Bazen toprağın beklediği gibi Bitki börtü böceğin beklediği gibi Beklersin yağmuru. Acaba Yağmur yağar mı . Toprak yağmura hasret Bitkiler hasret.
Reklam
Asıl yüreğe konulması gerekenleri öğrendim. Ne zaman ki "gerçek aşk Yaradana duyulan aşktır." Hakikatine erdim
Gözlerin
En karanlık gecede ışıktır. Ağladığında hüzündür Güldüğünde sevinçtir gözlerin. Çağırdığında koşturur. Konuştuğunda susturur Gönlü gönle buluşturur gözlerin. Ben o gözleri her daim gözlerim. Yolumu kaybederim çıkmaz sokaklarında Yine yolumu bulurum aydınlığında. Yaşamdır hayattır özlemdir gözlerin. Sen bilirmisin ki ne değerlidir. Değerini ancak bakışlarına hasret olanlar bilir. Aklı olan delirir acısı olan sevinir. Sılaya gidilir gibi gözlerine gidilir. Şiir gibi okunur müzik gibi dinlenir gözlerin.
Hasan ALTINIŞIK
Hasan ALTINIŞIK
Gün bitti, Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema, Dört nala kalktı atım sevincinden; Uçaraktan gidiyorum sılaya. Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak Bacalara takılan şu beyaz bulutlar; Belki de rüzgarda namaz bezidir, Yüzüne hasret kaldığım anacığımın! Herhalde beni bekliyenler var.
Sayfa 53 - SILAKitabı okudu
320 syf.
·
Puan vermedi
DİPÇE : “Askerler gerçeğin üzerine sımsıkı bir kapak örtmüşlerdi, şimdi bu ülkede vahşi bir kızgınlık mayalanmaktaydı, kapak patladığı zaman da ortada bunu denetim altına alacak sayıda tank, asker olmayacaktı.” Latin Amerika edebiyatı okurları olarak, bu coğrafya ile aramızdaki  bağları hemen fark eder ve incelmiş duygularla okuruz çoğunlukla.
Aşktan ve Gölgeden
Aşktan ve GölgedenIsabel Allende · Can Yayınları · 2012160 okunma
Reklam
en mahsum aşktan
Asıl yüreğe konulması gerekenleri öğrendim. Ne zaman ki "gerçek aşk Yaradana duyulan aşktır." Hakikatine erdim
Nazım Hikmet
Bayram gelmiş kime ne anam garibem diye bir türkü duyulacaktı memleketten. Ve bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki… Ama yine de o türküyü dinleyerek eriyecekti yollar. Gurbetten sılaya bir yolculuk değildi bizimkisi. Bir ömürdü iki şehir arası, bir ömürdü iki ülke hatta iki dünya arası. Hep bir gün bu hasret bitecek ve herkes köyüne geri dönecek diye süren, Ama kimsenin hiçbir zaman köyüne dönemediği bir yolculuktu bizimkisi. Ha bu gece bayram gecesi, Ha her gece bayram gecesi...
Gün bitti; Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sâkin yıldızlarıyla gittikçe yakınlaşan sema, Dörtnala kalktı atım sevincinden; Uçaraktan gidiyorum sılaya. Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak Bacalara takılan şu beyaz bulutlar; Belki de rüzgârda namaz bezidir, Yüzüne hasret kaldığım anacığımın! Herhalde beni bekleyenler var.
Can YayınlarıKitabı okudu
370 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Teknolojinin bize kaybettirdiği değerlerden biride mektup. Uğruna şiirler yazılan türküler söylenen mektup. Sılaya özlemimizi, yare hasretimizi, dosta muhabbetinizi yazdığımız mektuplar günümüzde hiç mi hiç kalmadı. Bilindiği üzere asker ve hapis mektupları her ne surette olursa olunsun okunur. Kitapta iki mahkumun mektuplaşması iki hapishane arasında gelip giden mektuplardan sadece bir tarafın yazdıkları. Öncelikle daha önce okuduğum Piraye'ye mektuplar ve Memet'e mektuplardan çok farklı; Piraye'ye mektuplar sevgi hasret kokuyordu. Memet'e yazdıkları öğütler nasihat ile yazılmıştı. Bu mektuplar ise tamamen farklı. Iki yazarın, iki fikir adamının yazışmaları; sanat kokuyor, Edebiyat var, felsefe var, eleştiri var, bilgi dolu her mektup. İki dostun birbirlerine kitap, dergi, para, fotoğraf, gibi maddi manevi yardımı.... Nâzım Hikmet'in felsefi, siyasi görüşlerinin, dönemin yazarları ve eserleri hakkında fikirleri, dünya klasikleri üzerine sohbetler, 2. Dünya savaşı üzerine düşünceler.... roman, hikaye, şiir, nasıl olmanı... Her konuda fikirlerini paylaşmış Kemal Tahir'le. Nâzım Hikmet'i daha yakından tanımak için bence baş kaynak tadında bir eser. Aslında biz Nâzım Hikmet'in yazdığı mektupları biliyoruz. Keşke Piraye'nin Memet'in Kemal Tahir'in Nâzım Hikmet'e yazdıklarınıza okuyabilseydik. Ama hapisane koşullarından olsa gerek günümüze ulaşmamış. Nâzım Hikmet severlerin mutlaka okuması gerek diye düşünüyorum.
Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar
Kemal Tahir'e Mapusaneden MektuplarNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 1993260 okunma
Reklam
Otogar
Hüznün lime lime işlediği yerdir otogar Hasret yeli en çok o semalarda Ayrılığın can evi Sılaya şifa Özleme çile Beşerî ayrılık evidir o Pozitifçiler için kavuşma noktası Şairler için keder İlhamı Mühendisler için betonarme Benim için Ruşen Senin için saklanmış Tren biletleri Ve harikulade bir ayrılık
Sayfa 49 - HestiaKitabı okudu
119 syf.
5/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bizden Şiirler...
“Şiirokuyan adam’ın” derlediği, kitabın isminden de anlaşılacağı gibi derleyicinin Tv/Radyo programı yaptığı sırada, gelen şiirlerin kitaplaştırılmış halidir. Amatör yapısı çoğu şiirlerde belli olmaktadır, ancak sözüm ona değme şairlerden daha okunulabilir durumdadır. Genel olarak şiirlerin konusu - 30 yaş ve üstüyseniz - çok hoşunuza gidecek ve sizi çocukluğunuza götürecektir. Şiirlerde işlenen hasret, toplumsal olay, anaya ve sılaya özlem gibi temalar sıklıkla görülmektedir. Kitap üç bölümden oluşmakta olup, basımı bitmiştir. Toplamda barındırdığı 16 şiir ve 2’de düz yazıdan oluşmaktadır. İçeriğinde en beğendiğim şiir ise ezbere bildiğim “Kırık Hava” -Karahazer çiçeği - ve “Kuş Hatıraları” adlı şiirleridir. Sözün özü: aman aman okunulması gereken bir kitap değildir. Dediğim gibi şiir ehli olmayanların yazdığı ve toplandığı bir eserdir. Benim hoşuma gitti. Eğer ki kısa bir zaman farklı şeyler ararsanız okumanız tavsiye edilir. Sevgi ile kalın.
Memleket Havaları
Memleket Havalarıİbrahim Sadri · Yaşayan Kitaplar · 199645 okunma
SILA Gün bitti;, Akşam seriniiğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sâkin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema, Dört nala kalktı atım sevincinden; Uçarak gidiyorum sılaya. Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak Bacalara takılan kuş beyaz bulutlar; Belki de rüzgârda namaz bezidir. Yüzüne hasret kaldığım anacığımın! Herhalde beni bekleyenler var.
İç aleminde kendi kendine konuştu. Demek ümmet olmak bir sorumluluktu? Demek imanın coşkusunu duymak gerekiyordu? Ben, diyordu ben ki maç karşılaşmalarına duyduğum coşkunun yarısını bile imanıma karşı duymuyorum. Ben ki golden heyecanlandığım kadar, imanı bir meselede heyecanlanmıyorum. Nerelere gideyim? Allah'ım nasıl edeyim? Nasıl şimdiye kadar fark edemedim? Kim girdi seninle aramıza? Kim girdi? Kimler girdi?
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.