Roman sadece betimlenen Kars kentinin gerçek Kars kentine ya da Türkiye'yi benzememesi açısından değil, anlatılan olayların oluşumu açısından da gerçeklerden kopuktu. Romanın basit şeması kötü laiklerin, mazlum islamcıları katletmeleri ve bu sürecin islamcılar açısından felsefi olarak irdelenmesi üzerine kurgulanmıştı.
Hiç kuşkusuz bu kurguda, o sıralarda Türkiye'de pek revaç-ta olan, islamcı politikacıların pompaladıkları (ve belki gerçekten de korktukları) "askeri darbe" paranoyası veya "kumpası" havası egemendi.
Oysa bugün, 15 Temmuz 2016 kalkışması ile de açıkça ortaya çıktığı gibi, Türkiye'nin gerçeği, "askeri darbe" dahil, demokrasiye karşı olan tehditlerin "laiklerden" değil, tam tersine islamcılardan geldiği idi.