Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gençlik bunlar yüzünden bir hercümerç yaşıyor Halk birbirine düşman edilmiştir Dinci iktidar ise tüm bu şer oluşum ve gelişimleri korumakta beslemektedir Mürşit patentli müşrikler yüzünden tam bir mahşer paniği yaşıyoruz Mürşit kisveli müşriklerin şaşmaz değişmez bir tek birlikteliği vardır: Siyaset ve saltanat çıkarları uğruna adına Siyasal İslam denen dinciliğin öncülüğünde ve şemsiyesi altında toplanıp nimet ve imk nları paylaşmak Onlar paylaşırken ülke ve kitle çürüyüş ve tükeniş sürecine girer Bu belki de Allah’ın bir takdiridir Allah “Sizi benimle aldatmasınlar!” uyarısına rağmen bu maskeli müşriklerin peşine takılanlara gaflet cürüm ve zulümlerinin ağır cezasını belki de böyle ödetiyor Hem malları gidiyor hem ırzları Hakkın kanunu bu: Ceza amel cinsindendir. Ve, zalimi zalime musallat etmek de Allah’ın kanunları arasındadır
Ülkelerimizin siyasal sistemlerine bakarsak çok karmaşık yapılar çıkıyor karşımıza. Yirmi iki Arap ülkesinden Umman, Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Katar, Ürdün ve Fas sultan, kral ve emirler tarafından yönetiliyor. Geri kalanlarda cumhuriyet var. Lübnan ve Irak hariç hepsinde başkanlık sistemi var. İran dinci, Pakistan ve Afganistan ise Amerikan denetiminde karmaşık yapılı iki ülke. Sonuç: Arap-İslam sentezi. Yani belası! Sonuç olarak bu coğrafyada son yüz yılda hiç demokrasi olmadı. Olduysa da üç beş yıllık sürelerle sınırlı kaldı. Kral, emir, sultan ya da başkan fark etmez. Hepsi genel tanımı içinde diktatör, zalim ve gaddar. Hepsinin ülkesinde sınırsız yolsuzluk var. Yolsuzluk konuşulmasın diye yoksulluk, cehalet ve din sömürüsü gerek. Biraz da baskı ve korku. Bunun için de hepsi istihbarat devleti. Özgürlük ve demokrasiyi yok etmek için. Bir avuç yalaka herkese yeter.
Reklam
1980'ler ve onu izleyen yıllarda Kemalizmin, özellikle Kürt hareketinin ve Siyasal İslam'ın rejime dönük muhalefeti nedeniyle önemli darbeler almış olması da, egemen sınıflar içindeki ideolojik ayrışmayı hızlandırdı. Ortak ideolojik paydadan yoksun kalan egemen sınıflar, ortaklaşa benimseyecekleri ve topluma sunabilecekleri yeni bir hegemonik proje de üretemediler. Sonunda geriye kala kala yoz bir "serbest piyasa ekonomisi" ve bireycilik ideolojisi ile dinci gericilik ve milliyetçiliğin kullanılması kaldı ki, bunlar da ideolojik krizi derinleştirmekten öteye gitmedi.
Sayfa 89 - 1. baskı - Mart 2004
Hükümetiyle Muhalefetiyle Laik Yönetim Düşmanları
Siyasal iktidarlar eliyle laiklikten ne ödünler verildiğini ve verilmekte oldu­ğu, örnekleriyle buraya sığdırılamaz. "Milli Eğitim" örneğini almak bile, duru­mun korkunçluğunu ortaya koymaya yeter. Bir yanda "din öğrenimi veren", din­ci, şeriatçı yetiştirmekte birer fabrika gibi çalışan "alçaklı-yüksekli" okullar, kurslar. İmam Hatip Okulları, Yüksek İslam Enstitüleri (şimdi hepsi İlahiyat Fak.). İlahiyat Fakülteleri, "resmî"li-resmîsiz Kur'an kursları, kimi üniversilerdeki çeşitli adlar altında din öğretimi yaptıran bölümler (bütün bunların dışında da Diyanet İşleri Başkanlığındaki, görevli bulundukları yerleri, camileri de taşarak, her yerde ve her zaman "dinsiz"le savaşan, bu arada beyinleri din aşırılarıyla is­tedikleri yöne yöneltme ”gayret"inde olan "din orduları").
"Olgular, Siyasal Dinci Yahudilerin, İran’daki, Arabistan’daki, Cezayir’deki, Afganistan’daki Siyasal İslamcılardan ve Batı ülkelerindeki Siyasal Hıristiyanlardan bir ayrımlarının bulunmadığını; ..."
Sayfa 369
DİN HÜRRİYETİ SENARYOSUNUN YASALLAŞTIRILMASI Amerikalı işadamı-misyoner Al Dobra, yabancı ülkede uyguladığı yöntemi şu sözlerle anlatıyordu: "Amacım bir Müslüman'ı dininden döndürmek değil. (..) Hedefim (olan attığım tohum) önce çürüyecek, sonra çatlayacak ve (fidan) büyüyecek; (o kişiler) giderek dinlerini sorgulamaya başlayacaklar. "[662] Bu sözler, Batı'nın ve özellikle ABD'nin yüzlerce yıllık saldırısının bir özeti gibi. ABD'nin elli yıl süren demokrasi ve hürriyet patronluğu, her nedense kendine muhalif politikaları demokrasi kapsamı dışında bırakıyordu. Çok partili politik sisteme sahip ülkelerde bile seçimle gelmiş yönetimlerin güç kullanılarak ve kan dökülerek devrilmeye engel olmak bir yana, yıkım işini el altından destekliyordu. Bunu kimi ülkelerde demokrasi ve hürriyet davasına dayanarak ya da dinci örgütlere arka çıkarak yapıyorlardı.[663] 1990'dan sonra, ülkeleri komünizm tehdidi ile korkutarak, onlar üstünde siyasal egemenlik kurmak olanaksızlaştı. 1980'lerin başlarında "demokrasi projesi" adıyla başlatılan örgütlenme ve açık müdahale programı, sosyalist bloğun yıkılması üzerine yeni bir iaraçla donatıldı: "Din Hürriyeti."
Sayfa 403Kitabı okudu
Reklam
28 Şubat 1997'den önce, ortada Türkiye'nin büyük bir ivmeyle aşırı dinci yönetime kaymasını durdurabilecek, bu gidişi önleyebilecek ya da tersine çevirebilecek güçte sivil bir oluşum görülmüyor, Amerikan güdümlü Panislamist Siyasal-İslamcılığa karşı caydırıcı nitelikte bir toplumsal direniş gerçekleşemiyordu. Sonunda, Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 günlü toplantısında, Siyasal-İslamcılığı etnik bölücülükle birlikte başdüşman olarak gören subay üyeler, ülkenin ulusal savunma anlayışında değişiklik yaratan bu saptamayı tüm kurul üyelerine benimsetmeyi başardılar
Sayfa 372Kitabı okudu
Haredi Yahudiler
Haredi güvercinler ile şahinler arasındaki fark da çok büyük değildir. Haredi güvercin ve şahinler, ortak bir kalkış noktasını paylaşırlar. Onlar, Yahudi olmayanlar ile Yahudiler arasındaki ilişkileri, İsrail kurulmadan önce var olan ilişkileri gördükleri gibi görürler. Onlara göre Yahudi olmayanlar ve Yahudiler apayrı kutuplardır. Yahudi
Düşün Yayıncılık
_Yıl 2002. _“Köstebek”, şeyhleri Amerika'ya hicret etmiş, yasa dışı dinci organize suç örgütü, iç ve dış tehdit fetullahçıların karanlık iç yüzlerini deşifre etmek amacıyla yazılmıştır. Şeyhleri DGM’de yargılanan bu örgütün, CIA., MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yapan müritleri, devletin temelini oyup zaafa
Politik Yorumlar 2
_Ülkemizde yaşanan maddi ve manevi krizin nedeni, akıl dışı metafizik dini inancın, politik alana taşınmasıdır. _Hiçbir ülke şu 20 yılda yapılanlara dayanamaz ki zaten Türkiye de dayanamadı. Kafede çay içmek, yumurta ve peynir lüks oldu. _İmam hatipte alınan eğitimle yönetilen ülke nasıl olması gerekiyorsa öyleyiz. _Rasyonel olması gereken bir
232 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.