528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü
Çoktanrıcılıkta Yahudilikte Hıristiyanlıkta Gericilik ve İslamda Bilimin Yükselişi ve Çöküşü, Cengiz Özakıncı’ nın 827 - 1107 yılları arasında Müslüman toplumlarda bilimsel geriliğin tarihsel kökenlerini incelediği kitabı. Kitap öncelikle anlatılacak olan konunun yorumlanması ve anlaşılmasında faydalı olacak kavramların açıklanması ile
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü
İslam'da Bilimin Yükselişi ve ÇöküşüCengiz Özakıncı · Otopsi Yayınevi · 2016152 okunma
Dinci düşünüş, sınıflı uygar toplum döneminde sistemleştirildiği ve egemen sınıfin bir kolu olan din adamlarınca sistemleştirildiği için, ideolojik boyutu olan bir düşünüştür. Dünyayı egemen sınıfların bakış açısından algılar, değerlendirir ve koyduğu kurallarla ona daha çok egemen sınıfların duygu düşünce, istek ve çıkarlarına uygun bir biçim vermeye çalışır; ya da ortada böyle biçimli bir düzen varsa, onu sürdürmeye çalışır. Bunun, Mezopotamya'dan ve Mısır'dan alacağımız örneklerine bakalım
Reklam
Kısa yaşamı boyunca nice güçlüklerle boğuşan, Divan-ı Harplerde en ağır suçlamalarla yargılanan, sürgünelere yollanan, Atatürk'e fikirlerimin babası dedirtmesine karşın kimi Atatürkçü geçinenler tarafından bile zaman zaman görmezden gelinen Ziya Gökalp'in, ölümünden yetmiş üç yıl sonra bir kez daha Türkiye'nin siyasal gündemine getirileceğini kim düşünebilirdi? Üstelik dinci çevreler tarafından ve inanmış ama ta Osmanlı'da Kuran'ın, ezanın, duaların Türkçe okunmasını isteyecek kadar çağdaş ve laik yapıda bir düşünür olduğu çok iyi bilindiği halde!
Iktidar Daralması
Erdoğan- AKP iktidarının dinci ideolojik programını yaşama geçirmeye yönelmesiyle birlikte, sosyal tabanı ve siyasal bileşimi de daralmaya başladı.
Sayfa 149Kitabı okudu
1980'lerde CIA, gizli uygulamalar için ayrılan bütçesinin yüzde 80'ini Afganistan'daki Sovyet birlikleriyle çarpışacak aşırı dinci İslamcılara dağıtmış; George Bush'un deyişiyle "Yahudi- Hıristiyan Birliğinin Başı" ABD'nin paralı askerleri olarak Türkiye'den Afganistan'a komünist avına koşan Siyasal İslamcılar, 1984'te, (SSCB Dışişleri Komisyonu Başkanı Gorbaçov'un Avrupa gezisi sırasında Sovyet birliklerini Afganistan'dan çekeceklerini açıklamasından sonra) tüfeklerini bu kez Soğuk Savaş boyunca Amerika'nın tüm isteklerine evet demeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne doğrultmuşlardı. Neden mi? 1960 Menderes Yalpası, 1962 Küba Bunalımı, 1964 Johnson Mektubu, 1968 Haşhaş Ekimi Yasağı ve 1974 Kıbrıs Çıkartması gibi olaylarda kanıtlandığı üzere, kimi durumlarda Amerika'ya ters düşmeyi göze alabilen ve dahası 1980 öncesi Sovyetlerle ilişkisi Batıyı ürkütücü boyutlara varmış bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sovyetler'den sonra düşürülmesi gereken en önemli direniş odağıydı çünkü.
Sayfa 147
Hulusi.
Kayseri'den Abdullah Gül'ün lise arkadaşıydı.Kindar nesillerin teorisyeni Necip Fazıl Kısakürek'le hatıra fotoğrafı vardı.Siyasal İslamcı edebiyatçı Nuri Pakdil'i,"Atatürk kafirdir"diyen adamı evinde ziyaret etti.Atatürkçülere küfür yağdıran dinci gazeteci Hasan Karakaya'nın ölümü üzerine "yeri doldurulamaz"diyerek taziye mesajı yayınladı.Kuleli Askeri Lisesi'nin,Heybeliada Deniz Lisesi'nin kapatılmasına,Gata'nın Abdülhamid hastanesi yapılmasına,Harp Akademileri'nin lağvedilmesine gıkını çıkarmadı.Bu kitabın yayımlandığı Ekim 2017 itibariyle,15 Temmuz darbe girişimine dair pek çok soru işareti bulunuyordu,en büyük soru işareti de,genelkurmay başkanlığı koltuğunda oturan Hulusi Akar'ın rolüydü.
Reklam
175 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.