Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Bir Milyon Öpücük Kitap Yorumu
Puan : 7/10
.
.
.
Selammm herkese bugün alev alev bir lise genclik kurgusu ile geldimm
Lancaster kolejinden Wren Beaumont ve Crew Lancaster’ın birbirlerine bir ödevden dolayı yakın olmalarıyla başlıyor işler.
Wren, Crew’in ondan hep nefret ettiğini düşünüyor çünkü Crew bakışlarıyla bunu hissettiriyor hep.
Fakat işler
Merhaba 1k okurları!
Aşk;
Ben bu gün aşkı anlatmak istiyorum.
Olmazlara aşıktır aşk. Aşkın acısına bile aşık oluyorsanız siz delice sevmişsinizdir. "Cennetimde olur musun?" diyebiliyorsanız, siz aşkı iliklerinize kadar yaşamışsınız demek ki..
Aşk, öyle iki kelam edip, gönül aldatmacayla gün geçirmek değil! Sonsuza kadar ona sadık
ERMİŞ
Tek oturuşta okuyacağınız hem kısa hem de akıcı bir kitaptı. Kurgu olmasına rağmen kurgu dışı bir kitap okuyormuş gibi hissettirdi çünkü El Mustafa'nın halk tarafından bazı durumlar üzerine konuşması istendiği için daha çok özlü söz ve ders verme niteliği taşıyan paragraflardan oluşuyordu. Ayrı konu başlıkları altında toplanan bu açıklanması istenen konular, hepimizin hayatını ilgilendiren konulardı. Okunması gerekenler eserlerden olduğunu düşünüyorum. Ben sevdim, umarım siz de seversiniz/sevmişsinizdir. Keyifli okumalar
“İlk kitap bir de Edward Cullen’ın bakış açısı ile anlatılacak,” dendiğinde merak etmiştim. Ancak aynı hikayeyi tekrar okumaya gerek var mı diye de endişelenmiştim. Bu kitap tüm endişelerimi yıktı. Çünkü bende bambaşka bir olay örgüsü okuyormuşum hissi yarattı. Tüm olayları Edward’ın gözünden okumak inanın düşündüğünüz gibi değil. Mükemmel
Selam ,
"Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği" hakkında kısa da olsa biraz yazmak istedim ;
Açıkcası Kundera'nın yazım tarzı çok hoşuma gitmedi , hatta sırf bu yüzden biraz bitirmek için çabalamak zorunda kaldığım bir kitap oldu. Oluşturduğu karakterlerin yaşadıkları olayları aktarırken bir anda araya girmesi ve bambaşka konulardan bahsetmesi ve bahsettiği konuların pek ilgimi çekmemesinden dolayı bu şekilde hissettim.
Fakat her kitapta kendimden bir şeyler bulduğum gibi bu kitapta da kendimden bir şeyler buldum. Bunların bir tanesi yazarımızın Çek olması ve hikayenin bir kısmının Prag'da geçmesiydi , Prag'ın benim için önemi ise bir kaç yıl önce ücretsiz uçak bileti bulup yine de gidemeyişimin hikayesidir :)
Bu kitabı okurken de bu pişmanlığımı çokta yaşadım.
Diğer bir kendimde bulduğum şey ise romandaki karakterlerin bir ara İsviçre (Zürich)de yaşamaları ve Tereza karakterinin bir dönem fotoğraf ile uğraşmasaydı. Buda Zürich sokaklarında boynumda fotoğraf makinesi ve kulağımda "The Cure" ile gezdiğim günlerimi bolca anımsattı. :)
Sonu iyi biten bir roman olsa da Kundera benim için pek tercih edebileceğim bir yazar değil fakat belki siz sevebilirsiniz ya da belki de sevmişsinizdir.
Bu yazıyı okuduğunuz için teşekkürler :)
Lüzumsuz Adam
"Aylaklık bütün psikolojinin başıdır"
der Nietzsche...
Ne dersiniz?
Eminim hepiniz bir lüzumsuz adam karakterini çok sevmişsinizdir.
Flâneur en kısa tarifiyle "aylak kent gezgini" anlamına gelir.
Fransızca kökenli bir terim.
Flâneur kelimesi ilk olarak 1863'te Charles Baudelaire tarafından Modern Hayatın Ressamı
Hepinize uzun bir ardan sonra tekrar merhaba.
Öncelikle sizi ihmal ettiğim için çok özür dilerim bazı özel durumlar vardı.Uzatmadan kitap yorumun geçiyorum.Öncelikle gerçekten çok güzel bir kitaptı.Çoğu yerinde çok eğlendim sadece bazı yerlerinde sıkıldım ve bazı yerlerinde Umut'a çok sinirlendim.Bazı yerlerde sıkıldığım için 9 puan verdim.Gelelim konusuna:Umut adında bir karakterimiz var erkek arkadaşıyla çok mutlu bir kız ta ki kaza gününe kadar.Umut erkek arkadaşını bir araba çarpması sonucu kaybeder ve yıkılır.Bunun üzerine taşınmaya karar verir.Taşındığı yerde de yeni insanlarla tanışır ve Kerem onun hayatını değiştirir.Ve şunu da eklemek istiyorum Göktuğ karakterine bittim sanki banim çok yakın arkadaşımmış gibi geldi eminim siz de çok sevmişsinizdir.Bir de Umut karakteri bazı yerlerde bana çok soğuk geldi ama onun dışında kitap güzeldi ve sonunda da beni şaşırttı.Benim kitap hakkındaki yorumum bu kadardı okuduğunuz için teşekkür ederim eğer yorum istediğiniz bir kitap olursa aşağı yazmanız yeterli.Görüşmek üzere kendinize çok iyi bakın.
Uysal kız, küçük kız, çaresiz kız.
Çaresizlik çok kötü, çaresizliğe muhtaç bırakılmak ise insanlık dışı!
Çünkü çaresizlik karşısında yapılan her seçim "kötünün iyisi" dahi olsa bu onu "iyi" yapmaz. Kabul görülen "iyi'ye" alıştıramaz.
Kitabı okurken, iki düşünce arasında mekik dokuyup durdum.
Sevmek iyi mi, yoksa kötü mü?
Dostoyevski'nin beni
Neden bu kadar abartıldığına dair şöyle bir teorim olan kitap: Malumunuz ülkemizde okur oranı epey bir düşük. Kendini okur olarak tanıtanların seviyesinin nerelerde olduğuna ise kitap listelerine bakarak ulaşabilirsiniz. En çok okunan kitaplar listesinde "Kocan Kadar Konuş, Pucca serisi" gibi kitaplar olduğu sürece bu ülkede her "Okuyorum ben ya!" diyene inanmayacaksın. Dolayısıyla biri demiş ki "Bu kitap hayatıma anlam kattı. Diğeri bakmış "Aaa ne kadar da kısa bir kitap, ben de okuyayım hayatım anlamlansın." demiş. Böyle böyle yayılmış bu kitap. Evet, teorim budur. Ne buldu bunca insan bu kitapta? Hayatın anlamı neymiş? Ne anlatıyor bu kitap size?
Aynı teoriyi tersten okursanız Tutunamayanlar'a çıkar yolunuz. Karmaşık ise güzeldir. Herkesin anlamayacağını düşündüğünüz bir kitabı mutlaka siz anlamışsınızdır ve sevmişsinizdir. Tutunamayanları bu kadar kitap okuyan ben anlamayamadım, favori kitapları Pucca olanlar nasıl yalayıp yutmuş oluyor bakın bunu da anlayamıyorum.
Sözün özü, basit cümleler içeren bir kitap. Hayatın anlamını bulamadım ben.
