Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçe

Gökçe
@socialbibliophile
“Bütün genç insanlar gibi ben de dâhi olmak için yola çıktım ama acı bir tebessüm engelledi.” Lawrence Durell
Görsel İletişim ve Tasarım
Uludağ Üniversitesi - Sosyoloji
6 kütüphaneci puanı
894 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Senin adın bir deftere yazıldı Eskimez mavi bir deftere Adın Yazıldı
Sayfa 303Kitabı okudu
Reklam
Yaralı olmamak yerinde olmamak uzun gecikmesi son kesinliğin bir sabah biliyoruz elbet neyi bölüştüğümüzü göz göze bakışınca. Biliyoruz neyi bölüştüğümüzü. Konuşmasak da. Şimdi tutalım bu diriliği artık. Zamanıdır. Zamanıdır. Nerdeyse kar başlar. Küçük kuşlar ölür. Semerciler ve dilsizler ölür. Seninle ben kalırız. Yeni bir yaşamaya. Gökler ve kentler ufalır. Seninle ben kalırız. O şarkı sanılanlar bir kavga halini alır. Nerdeyse kar başlar. Birini düşünür gibi oluruz. Ellerin de üşür. Biliyorum ama lsıtabilirsin onları. O ateşte. Hazırsın da. Biliyorum. Ama sana bır boyun atkısı gerek. Kış geldi.
"Yatılan bir yataktan kalkmak, Mektuplar açıp okumak Biraz çocuklar sevmek Daracık katlarda oturmak Biraz kutsal kitap okumamak Duvarlara resimler çakmak... Duvarda 205 pipo Duvarda düğmeler. Duvarlara yakışmak..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... ve bir gün yalnız kalındı bütün ilişkilerde ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde?
Sayfa 248Kitabı okudu
Tel Cambazının Rüzgârsız Aşklara Vardığını Anlatır Şiirdir
Önce İstanbul vardı o yoktu Sonra birgün çıktı geldi Bütün kapılar yerini buldu Önce gözlüklerini çıkardı pencereye koydu Çantasından sigara paketini çıkardı koydu Yalnızlıgını çıkardı koydu O zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından Adı kimseye lâzım değil
Reklam
Birinin yanında hiçbir şey yapmadan saatlerce kalabileceğini hissedince, gönlünü kaptırdığını da anlayabiliyordu insan.
Sayfa 115Kitabı okudu
Dedim ki: "Kalbinin bir ucunu bir başkasınınkine teyellemek istiyor insan. Hepsi hepsi bu." Dedi ki: "Yaşlanıyorsun."
Defterlerime göz gezdiriyorumdur:
Deli deli gülüyordu defterlerini gösterirken. Her birinde birkaç sayfa karalanmış. Ne kısa aşklar. Ağlayacak sandım. İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada? Benim yine günlük tutmaya başlamam hiç hayra alamet değil.
Odasına girip kapısını kapattığında bambaşka bir hal alıyor ve gün boyunca vakur ve kendine güvenli bır edayla dolaşan Aziz Bey'in üstüne çocuksu bir mahzunluk çöküyor, içinde birikenlerden hiç değilse birkaç cümle anlatabileceği, kendisini can kulağıyla dinleyecek birini arıyordu.
Hem sen dememiş miydin, kadınlarda kadim bir dürtüdür beklemek, mağara önlerinden kalma. Aradan çok zaman geçti be Burhan. Mağara mı kalır bu zamana Allah aşkına? Kim bir karanlığın ağzını bekleyebilir?
Reklam
İnsan nadasa bırakılmış intikamlardan, ertelenmiş hesaplardan, dile getirilemeyecek kadar ince kırgınlıklardan örülmüştür .
Bir son yok, biliyorsun değil mi?.. bir ilk olmadığı gibi... son sandığımız şey başka bir şeyin başlangıcı. Ben eğer bir gün gelmezsem... sen eğer bir gün ölürsen... bizim hikâyemiz bitti demektir ama bu başka bir hikâyenin başlangıcıdır.. Benim gelmeyiş, senin olmayış hikâyenin... boş bir hücre, içine yenı biri girmese bile, tarihini sayıklayarak, başka bir zaman kipiyle var olmaya devam eder. Sonsuzluğa inanmak gerekir. Ölümsüzlüğe inanmak.. O yüzden dünyanın sonu hiç gelmeyecek... en azından bunu bilenler için hiç gelmeyecek. Bilmek yenmenin ilk adımıdır. Ölümü yediğin gibi karamsarlıgı da yenebilirsin. Eğer istersen sana harika bır gelecek vaat edebilirim. Seni korkularından kurtarabilirim. Dışarıda olup bitenleri değil, bambaşka şeyleri anlatabilirim. Eğer istersen seni bambaşka şeylere inandırabilirim. Bunu belki sonra... çok sonra yapacağım. Şimdilik hep birlikte acı çekeceğiz. Acıyı kanıksamayı öğreneceğiz.
Sayfa 101Kitabı okudu
Biliyor musunuz, Tanrının varlığı tartışılabilir ama kaderi inkâr etmeye kimsenin gücü yetmez. Eğer olacakları kendimiz tayin edemiyorsak, her şey isteklerimizden ve hayallerimizden bağımsız, bildiği gibi vuku buluyor... deli nehir gibi kendi asi yolunu izliyor... nihayetinde hiç aklımıza gelmemiş yerlere varabiliyorsa... kader vardır. Hayatın bizden bu kadar bağımsız ama bizim adımıza ilerleme gücü her zaman korkutur.
Kırılgan Kızlar Kulubü
Kırılgan kızlar ya terk edişin soylu dağında bir münzevi olur, ya da hayata bir yerinden katılır ve içlerinde zaman zaman nöbetler halinde dışarı vuran bir sızıyla yaşamayı sürdürürler. "Yaşamıyor gibi yaşamak" sanatının ustasıdır onlar. Bir keşiş, yedi yüzyıldır mağarasında konaklayan bir bilgeyle karşılaşmış dağda. 'Güzel insan, demiş ona, "neden şuraya bir ev yapıp da rahat etmiyorsun? Hayat çok kısa," diye cevap vermiş bilge, "yerleşmeye değmez." Mağluplann bir bilgeliği vardır. Dünyanın mağlupları dünyayı yerleşmeye değer bir yer olarak görmeyenlerdir. Kırılgan kızlar işte biraz da bunun için kırılgandır.
Kadere karşı sigortalanamayız. Istırap bir öğretmen. Tahammül ve direnç, insanın erdemleri. Bir ağrıyı bedenimizde gezdirip dinlendirerek de olgunlaşırız. Bir hüzün nöbetinden güçlenerek de çıkabiliriz. Ve nihayet hayat, çözülmesi gereken bir sorun değildir.
1.292 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.