Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Tekmelenmeye aldırmayan kimi sokak köpeklerinin, sevilmekten nasıl kaçtıklarını düşündüm. Alışmamak için kaçıyor köpecikler, sevilmeyi sevmediklerinden değil yani, sonsuza dek sevilmeyeceklerini bildiklerinden. Tokluğa alışanın açlıkta daha çabuk hastalanması gibi birşey sonuçta, sevilmeye alışanın sevgisiz kalınca daha feci hırpalanması. Sokak hayvanları evcil insanlardan akıllı. "
Hep KitapKitabı okudu
Devlet yalnız insanlara değil sokak hayvanları ve bütün canlılara şefkatle yaklaşmalıdır. Bakıma muhtaç kediler için Dar-ül-mırnav, köpekler için Dar-ül-havhavlar kurmalıdır.
Sayfa 61 - ÇETO DERGİSİKitabı okudu
Reklam
1 Gece yavaş yavaş geliyor. İniyor. Çukur yerlere dolmağa başladı bile. Oraları doldurup ovaya yayılmağa başlar başlamaz, her yer boza dönüşecek. Işıklar yanmayacak bir süre. Ne çukurda ne düzde. Tepelerin aydınlığı, bir süre, yeter gibi görünecek herkese. Sonra tepeler de karanlıkta kalacak. Dil bu karanlığın içinde yaşayabilirmiş gibi görünen
Sayfa 15 - MetisKitabı okudu
“Çünkü kadınları, çocukları, sokak hayvanları mutlu olan toplumlar, iyi toplumlardır.”
Dostoyevski Biyografi
Dostoyevski'nin romanlarında köy hayatını boşuna ararız; hiç yoktur böyle bir şey - kahramanları şehirlerde ve çoğunlukla tavan aralarında yaşar. Köylüleri ararız - ve yalnızca burjuvaları, şehirlerin yırtık pırtık giyinişli proleterlerini buluruz. Hayvanları ararız - ve gerçek hayattan çok Faust'daki finodan alınmışa benzeyen, Ezilenler'deki uyuz sokak köpeği Azorka'yı ve Dostoyevski'nin güçlü imgelemiyle çocukken yattığı bölmenin arkasında görebileceği örümcekleri, tarantulaları buluruz. Dostoyevski' nin dünyasında özel hayvanlar alemi işte böyledir.
Sayfa 17 - Köy yaşamının etkileriKitabı okudu
Utanmadan çekinmeden sokak ortasında bir kadını, çocuğu, hayvanı dövebiliyoruz. Bazen hayvanları döverken video, fotoğraf çekiyoruz. Şiddet yanlısı olduk çıktık neredeyse. Yol ortasında bir şahız dövülüyor, yoldan geçenler hiçbir şey olmuyormuş gibi yürümeye devam ediyorlar.
Reklam
“Çünkü kadınları, çocukları, sokak hayvanları mutlu olan toplumlar, iyi toplumlardır.”
"Gece saat dört olduğunda, bu dünyanın en şerefsiz hayvanları martılardır. Ortada hiçbir neden yokken, gırtlaklarını sıkmışsınız gibi çığlık atmaya başlarlar ve sırf piçliğine yaparlar bunu, insanları tedirgin etmek için. Gecenin dördünü beklerler ısrarla, asla öğleden sonra ikide atmazlar o desibelde bir çığlığı. Gecenin dördünde yaparlar ki bunu, o çığlık yüzünden uyandığınızda, uyku sersemi halinizle 'Herhalde az evvel iki yaşında bir çocuğun boğazını sokak ortasında kestiler' diye düşünün!" Emrah SERBES "Deliduman" * Ne demek istediğini gecenin bir yarısı martı çığlıklarının içlerinde yarattığı uğursuzluk duygusuyla uyananlar anlar ancak :)
"Toprak beni dışladı, insanlar beni dışladı, hava, su, sokak hayvanları ve siyasi partiler. Hepsinden dışlandım. Hiçbir şey yapmadan. Sadece kendim olarak. Burada doğup büyüdüm ama toplumun benimle konuşmaya başladığı ilk andan itibaren duyduğum tek bir şey vardı: Benim bütün doğru zannettiklerim yanlıştı."
Türk şefkati hayvanlara bile şamildir... "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar... Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık müslümanlara bile rastlamak mümkündür..." "Kaçık"lığın kaynağını da veriyor adam: "Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar. Bunu yapan bir Türk' e bir gün yaptığı işin neye yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: "Allah' ın rızasını tahsile yarar." 
197 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.