Komiser Nevzat, bu kez yılbaşı gecesi işlenen bir cinayeti araştırıyor. Yani araştırıyor dediysem lafım gelişi. Cadde, sokak, tarihi konak, meyhane, kebapçı gezerken laflıyor işte. Bol bol rakı adabı, pavyon terbiyesi, kabadayı raconları, "ah nerede o eski Beyoğlu ve soğanı ince ince doğrayacaksın tabağa, fasulyeler bir gece önceden
Bizde en eksik olan elzem şeylerden biri de budur; sokak terbiyesi. İşlek caddelerde aşağı-yukarı akan intizamsız halk dalgaları omuz omuza, göğüs göğüse birbirine çarparak kaynaşır. Bizi itip ilerlemek için ayağımıza basanların dikkatsizliğini, böğrümüze dirsek vurarak geçenlerin hoyratlığını dar bir geçit üzerinde sohbet mangası kurmuş birkaç kişinin yolumuzu kestiklerini, sokağa atılmış meyve kabukları üstünde gafletle patinaj yaptığımızı içimizde hatırlamayanlar var mıdır?
Bize lazım olan birtakım hürriyetler değil,hürriyetlerin bütünü.Hür olmak her türlü kölelikten kurtulmak demek.Cehalet ve sefaletten daha ağır kölelik var mı?Vicdan hürmüş...İmanını kaybeden halk kuvvetli bir ahlak ve felsefe terbiyesi alamadıktan sonra bu hürriyeti ne yapsın?Çalışma hürriyeti varmış..Çalışma vasıtalarından yoksun halk,topraksız,aletsiz,sermayesiz,kollarını bile kullanamazken,bu hürriyet neye yarar?Gerçek hürriyet yalnız hak değil kuvvettir de: Yeteneklerini adaletin hakimiyeti ve kanunun himayesi altında geliştirmek iktidarı.Kullanılmayan soyut bir hürriyet,hürriyet midir?Sokak fenerleri körlerin ne işine yarar?inmelilere yürüyebilirsiniz diye kanun çıkarmak yeter mi?
ÖLÜM TERBİYESİ
- SELÇUK KOZAĞAÇLI -
Babam seksen bir yaşındaydı, ben neredeyse elli oldum. Kendi halimize bırakılsaydık her ikimizin de diğerinin ölümünü şefkat ve metanetle karşılayabileceği yaşlar bunlar. Belki de sadece bu nedenle kendimi ağır bir kişisel hakarete uğramış gibi hissederek oturdum kitabın başına. Satır aralarındaki listeyi
Sokakta oynayan çocuk öğrenir ve gelişir. İstop oyununun ve ip atlamanın gerektirdiği konsantrasyonu, mendil kapmacadaki tetikte olma halini, saklambaçtaki hayal gücünü evde bilgisayar başında kazanmak imkânsız. Üstelik sokak oyunları çocukların fiziksel gelişimleri, kas ve kemik sağlığı için oldukça faydalı. Benzer şekilde fantezi oyunların da
Bize lazım olan birtakım hürriyetler değil, hürriyetlerin bütünü. Hür olmak, her türlü kölelikten kurtulmak demek. Cehalet ve sefaletten daha ağır kölelik var mı? Vicdan hürmüş... İmanını kaybeden halk kuvvetli bir ahlak ve felsefe terbiyesi alamadıktan sonra bu hürriyeti ne yapsın? Çalışma hürriyeti varmış... Çalışma vasıtalarıdan yoksun halk; , topraksız, aletsiz, sermayesiz, kollarını bile kullanmazken bu hürriyeti neye yarar? Gerçek hürriyet yalnız hak değil kuvvettir. Yeteneklerini adaletin hakimiyeti ve kanunun himayesi altında geliştirmek iktidarı. Kullanılmayan soyut bir hürriyet, hürriyet midir? Sokak fenerleri körlerin ne işine yarar?
"Cehalet ve sefaletten daha ağır kölelik var mı? Vicdan hürmüş.. İmanını kaybeden halk kuvvetli bir ahlâk ve felsefe terbiyesi alamadıktan sonra bu hürriyeti ne yapsın? Çalışma hürriyeti varmış.. Çalışma vasıtalarından yoksun halk, topraksız, aletsiz, sermayesiz, kollarını bile kullanamazken, bu hürriyet neye yarar? Gerçek hürriyet yalnız hak değil kuvvettir de: Yeteneklerini adaletin hâkimiyeti ve kanunun himayesi altında geliştirmek iktidarı. Kullanılamayan soyut bir hürriyet, hürriyet midir? Sokak fenerleri körlerin ne işine yarar? İnmelilere yürüyebilirsiniz diye kanun çıkarmak yeter mi?"
Hür olmak, her türlü kölelikten kurtulmak demek. Cehalet ve sefaletten daha ağır kölelik var mı? Vicdan hürmüş.. imanını kaybeden halk kuvvetli bir ahlâk ve felsefe terbiyesi alamadıktan sonra bu hürriyeti ne yapsın? Çalışma hürriyeti varmış.. Çalışma vasıtalarından yoksun halk, topraksız, âletsiz, sermayesiz, kollarını bile kullanamazken, bu hürriyet neye yarar? Gerçek hürriyet yalnız hak değil kuvvettir de. Yeteneklerini adâletin hâkimiyeti ve kanunun himâyesi altında geliştirmek iktidarı. Kullanılamayan soyut bir hürriyet, hürriyet midir? Sokak fenerleri körlerin ne işine yarar? İnmelilere yürüyebilirsiniz diye kanun çıkarmak yeter mi?
Rahmetli Mehmet Şevket Eygi'nin Millî Eğitim Bakanına yazdığı açık mektubu:
"Sayın Millî Eğitim Bakanımız
Ziya Selçuk beyefendinin dikkatlerine,
*Yük beygirine bol miktarda arpa, fındık, fıstık yedirseniz yine de yarış atı olamaz.
* Kalitesiz, vasıfsız bir elemanın maaşını iki, üç misline çıkartsanız, ondan iki üç misli hizmet ve randıman