İnsanca, Pek İnsanca
Hellen sanatını ışığa tuttuğumuzda, okullarda vaaz edilenin aksine hiç mi hiç idealist olmadığını görürüz. Şanlı Athena'nın en ünlü tasvirlerden birinde bir şemsiye tuttuğunu, Pindaros'un coşkulu zafer türkülerini ücret karşılığında yazdığını, komedyada müstehcenlik için can atıldığını, bitlerin arandığını ve geğirildiğini (daha da beter seslerin adını anmaya lüzum yok), platonik Sokrates'in hemen hemen bütün örnek ve benzetmelerini sokaktan devşirdiğini, bazı Aphrodite heykellerinin kösnül bir parlaklıkta olduğunu ve ten sıcaklığının neredeyse hissedildiğini, Thukydides'in politik, Euripides'in de psikolojik analizlerindeki dobralığın halen daha aşılamadığını hatırlayalım.
Sayfa 175 - DostKitabı okudu
Ruh neye benzer, beden neye benzer, azizim
Sokrates: Söyle bakalım şimdi, bizde gerçekten biri ruh, öteki ten olmak üzere iki şey yok mu? Kebes: Elbette var, dedi. Sokrates: O halde, ten bunlardan hangisine daha uy-gun, daha yakın? Kebes: Herkes iyi bilir ki, hiç değilse, görülebilene. Sokrates: Ey, ruh nedir o halde? Diye sordu; görülen bir şey mi, görülmeyen bir şey mi? Kebes:
Reklam
SOKRATES'TEN KENDİSİNİ ÖLÜM CEZASINA ÇARPTIRAN YARGIÇLARA; - Siz, güçlünün yanında yer alıp onun kanun ya da kurallarıyla hüküm verecek ve beni belki de ölüm cezasına mahkûm edeceksiniz. Yargıcın görevi de zaten suçluyu bağışlamak değil, onun suçunu doğrulukla ölçüp hakkı olan cezayı vermektir. İnsan suçluysa cezasını çekmeli. Oysa ben, suçlu olmadığımı düşünüyorum. O zaman haksızlığa uğramış olacağım. Haksızlık yapan zalimdir ve bence zalimden merhamet dilenmek acizliktir. Böyle bir davranış bana kendim, sizler ve devlet için çok utandırıcı görünüyor. Yani, sizden merhamet dilenmeyeceğim; çünkü zalimden af dilemeyi, savaş meydanlarında bir askerin düşman karşısında diz çöküşüne benzetiyor ve bunu aşağılanmak olarak görüyorum. İyi insana ne hayatta ne de öldükten sonra hiçbir kötülük diz çöktüremez!..
... her şeye kadir bir tanrı fikrini içeren dinler (bunlara Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık dahildir), ahlak kavramının dayandırılabileceği bir temel olamazlar. Ancak Sokrates'ten beri, dinsel düşünce taraftarları, ahlak kavramının temelini tanrı fikrine dayandırmaya çalışmışlardır. Sokrates'ten de önce, İsrailoğulları'nın peygamberlerinden Musa, On Emir'de özetlediği davranış kurallarını nesnel bir temele dayandıramadığı için Tanrı buyruğu olarak sunmak gereğini duymuştu.
Sayfa 305Kitabı okudu
Sokrates'in felsefi mutsuzluğu olduğunu iddia etmek... Mill neden nihat doğan?
19. yüzyıl ahlakçısı John Stuart Mill mutsuz bir Sokrates olmayı mutlu bir domuz olmaya yeğ tuttuğunu söylemişti. Peki ama bunu nereden biliyordu?
Sokrates'ten bahsederken, insanların aklına çağrı yapmanın ne kadar tehlikeli olabileceğini görmüştük.
Reklam
1.000 öğeden 941 ile 950 arasındakiler gösteriliyor.