Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tohuma bilyesi
Eğer pirinç sonbaharda ekilirse ve örtülmeden bırakılırsa, to humlar çoğunlukla farelere ve kuşlara yem olur, ya da bazen yerde çürür. Bu nedenle ben pirinç tohumlarını atmadan önce, küçük kil bilyeler içine koyuyorum. Bunun için, tohumlar yassı bir tavaya ya da sepete koyulur ve dairesel bir hareketle ileri geri sal lanırken üzerlerine ince bir toz halindeki kil serpilir ve zaman zaman da çok ince bir su serpilir. Bu, yaklaşık bir santim çapında küçük bilyeler oluşturur. Bilyeleri yapmanın bir yolu daha var. Kabukları çıkarılmamış pirinç tohumları birkaç saat suda bekletilir. Daha sonra tohumlar çıkartılarak nemli kilin içine karıştırılır ve elle ya da ayakla yoğrulur. Daha sonra bu kil, küçük parçalara ayrılması için kümes telin den geçirilir. Bunlar elle bilyeler haline getirilebilecek kıvama ge linceye kadar bir ya da iki gün kurumaya bırakılır. İdeal olarak, her bilyede bir tohum bulunur. Bir gün içinde birkaç dönümü tohumlamaya yetecek kadar bilye yapmak mümkündür.
Sayfa 64 - Kaos
"Çocukları ile birlikte Emine Erdoğan 29 Mayıs 1999 günü ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Aradan üç gün geçmişti. Üç çocuğu ile beraber cezaevine doğru yol alıyordu. Yolda çocuklarına tembihlerde bulunuyordu; 'sakın babanızı üzmeyin ve onun yanında ağlamayın', ne olursa olsun Tayyip üzülmemeliydi. Heyecan içindeydiler, kontrollerden sonra içeri alındılar. Emine hanım ve kızları Esra ile Sümeyye, içlerinde eşya olan kolilerle içeriye girerken Bilal mağrur bir ifade ile elinde bir tepsi baklava ile arzı endam etti.
Enes

Enes

@enesbir
·
04 Mayıs 07:45
Emine de şaşırdı
Tayyip'in tatile, pardon cezaevine gitmesinin ardından 29 Mart 1999 günü Emine, çocukları ile beraber kocasını ziyarete gidiyordu. Bu günü Emine'yi övme kitabından izleyelim.
Reklam
Bunlar son satırlar farzet ki bir rüzgardım esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için uyandın ve bittim.. Beni güzel hatırla! çünkü, sevdim seni ben, her şeyini... Sayfalarca mektup bıraktım sana şiirler yazdım her gece çoğunu okutmadım sakladım günahını sevabını içimde sessizce gittim... Beni güzel hatırla! sana unutulmaz geceler bıraktım sana en yorgun sabahlar... Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım. En güzel şiirler okudum gözlerine baka baka, söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye vedalar bıraktım duraklarda ne ararsan bir sevdanın içinde fazlasıyla bıraktım ardımda...
Hayırlı Sabah-lar
Sabah kalkınca ilk işiniz abdest almak olsun! Sonra da *İlahi, ente maksudi ve ridake matlubi* (Allah'ım maksadım sensin ve amacım senin rızanı kazanmaktır) duasını yapanın akşama kadar yaptığı bütün işlere bu duanın bereketi bi iznillah gelir Mahmud Es'as Coşan Hoca
"Valla," dedi Charlotte, "Jane'e bütün kalbimle başarı dilerim; onunla yarın evlense on iki ay karakterini inceledikten sonra evlenmiş kadar büyük bir mutluluk şansı olacağına inanıyorum. Evlilikte mutluluk tümüyle şans meselesidir. Taraflar birbirlerini gayet iyi tanısalar da, hatta baştan çok benzer olsalar da, bu, mutluluklarına en ufak bir katkıda bulunmaz. Sonradan daima değişmek için çırpınır, başlarını derde sokarlar; hayatını birlikte geçireceğin kişinin kusurlarını ne kadar az bilirsen o kadar iyidir."
"Gurur," diye gözlemde bulundu Mary, her zamanki gibi fikirlerinin sağlamlığıyla övünç duyarak, "bence çok yaygın bir kusurdur. Okuduğum onca şeyden sonra şuna inandım ki gerçekten çok yaygın; insan doğası gurura bilhassa eğilimli; o ya da bu gerçek ya da hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır. Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize."
Reklam
kazaya razı olarak musibetlere sabretmek
Arkaya bakmak yok... Üzülmek ve pişmanlık duymak için bir an olsun duraklamak yok... “Şöyle olsaydı, şöyle olurdu demek.” yok; ancak “Allah takdir etmiştir; O, dilediğini ya­par.” demek var. Sonra kalbin huzur bulması; bedenin ve ruhun ra­hata ermesi, sinirlerin yatışması, dert ve hüzünlerden bir uzaklaşma, ebedî bir uzaklaşma var.
Sayfa 68 - küresel
"Allah ibret için bir ülkeyi örnek veriyor: Bu ülkenin halkı emniyet ve huzur içinde yaşıyor; rızıkları her taraftan bol bol geliyordu. Sonra bunlar Allah’ın nimetlerine nankörlük edince, Allah da yaptıklarına karşılık onlara bütün benliklerini saran bir açlığı ve korkuyu tattırdı." -Nahl 16/112
2 yıl İngiltere’de yaşadıktan sonra kaçıp Türkiye’ye geldiğini söyleyen genç kız: “İnsanlar hep Avrupa’yı övüyor, Türkiye’de yaşamak istemiyor. Ama İngiltere çok sıkıcı, yapacak hiçbir şey yok. Bence güvenli bir ülke değil. Türkiye’ye döndükten sonra geldiğime şükrettim.”
Ufku açar okumak. Bazıları, okuduklarını belki on yıl sonra duyup anlar ama birgün mutlaka anlarlar."
Reklam
Dışlananlar ( roman- sayfa 5)
Mary hastanede kızına kan verir...Julia' nın kanaması devam etmektedir...Bu arada Jason gelir ve Mary' nin saçlarını okşar... _ Tatlım Mary neler oluyor? Kızımıza ne oldu? _ Kanaması durmuyor Jason:( _ Bunu biliyorum fakat neyi var? Neden oldu bunlar? Kızımız intihar mı etti yoksa kaza mı? _ bunu anlatmak çok zor canım sen şimdi sakin ol ve bekle herşeyi anlatacağım az sonra sana ben....
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Cilt 1 Sayfa 425
Hac: Lügatte, saygı gösterilecek makamları ve yerleri ziyaret kastında bulunmaktır. Şeriatta ise: Arafat'ta belli bir zamanda bir miktar durduktan sonra gidip Kâbe'yi tavaf etmektir
Sayfa 425 - Hisar YayıneviKitabı okuyor
280 syf.
10/10 puan verdi
Düşerken tutunduğunu bırakamazsın, unutamazsın, vazgeçemezsin..
Allah kimseyi düşürmesin diyelim öncelikle. Ama Düşersek de tutunduğumuz yürekler İnşaAllah hep vefâlı, vicdanlı, merhametli olur. Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû .. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Her ne kadar dini kitap olmasa da düstur üzere böyle başlıyoruz yorumlara hep. Çizgimizi bozmayalım.. ☻ En
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226,2bin okunma
“Hindistan sorununun yanıtı, Londra’daki kulübünde Times gazetesinde sorunla ilgili bir makale okuyan beyefendi için oldukça basit görünebilir ama hükümet görevlisi olarak Hindistan’da birkaç yıl yaşadıktan sonra, durum karmaşık ve çapraşık bir hal alır”
Sayfa 65 - Say yayınlarıKitabı okuyor
Ahmet Telli
insana en çok şiir yakışıyor, Sonra yeryüzüne yağmur, Gökyüzüne mavi. Ve en çok insana vefa yakışıyor, Yüreğe sevda, Gözlere haya. Ve en çok yaşamak yakışıyor, İnsanca, sevdaca, duruca.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.