Kıymetli arkadaşım Fatih Furkan Kasap'ın ilk mücevheri, son olmayacağının da bu kitabı okuyunca farkına vardım. Kitapta felsefenin ve psikolojinin diyaloglar arasına müthiş işlenmesinden tutun da, varoluşçuluk, aile eğitimi, travmalarımız vb. gibi konular hakkında değindiği ince detaylara kadar her şey, her cümle insanın içine dokunuyor, uzun uzun durup düşündürüyor. Bu yüzden 75 sayfalık kitabı okumam belki de bu kadar uzun sürdü :) Furkan bir sayfayı bana bazen beş kez falan okuttu diyebilirim :)
Erdal ve Emel'in tanışmasından sonra beraber konuşmalarıyla, ilgili oldukları konularla alakalı tartışmalarıyla devam ediyor kitabın 3/4'ü. Sonrasında ise bazı duygusal meseleler araya girince ikiliyi başka türlü okumaya başlıyoruz. Bir hayat, sorular, anlam arayışları, seçimler, iyiliklerimiz, şeytani yanımız ve bir tutam da aşk. Beni bir yığın soruyla bırakan bir hikaye.
Bazen diyalogları okurken kişileri karıştırdığım oldu sadece. Bazen de bazı cümleleri anlamakta zorluk yaşadım. Karakterleri kafamda oturtmakta kolay olmadı. Bunun haricinde Furkan'a benimle kitabını paylaştığı için, bir yazarla yazdıkları hakkında karşılıklı oturup tartışma fırsatı yarattığı için, beni bu sürece dahil ettiği için çok teşekkür ederim. Kendisini ilerde adım attığım her kitapçı raflarında görmek istiyorum. Başarıları daim olsun :)