Ejderha ormanda geziyormuş. Ayıyla karşılaşmış: "Ayı," demiş ejderha, "saat sekizde yemeğim var. Gel, seni yiyeceğim." Yola devam ediyor. Tilki geçiyormuş: "Tilki," demiş ejderha, "sabah yedide kahvaltım var. Gel, seni yiyeceğim." Yola devam etmiş. Bir tavşan sıçrıyormuş. "Dur, tavşan," demiş ejderha, "saat ikide öğle yemeğim var. Gel seni yiyeceğim." - "Bir sorum var," demiş tavşan. "Söyle," -"Gelmesem olur mu?" "Olur. Seni listeden siliyorum." Ama bu soruyu herkes soramaz.
Sayfa 413Kitabı okudu
"Bu ülke birilerine yaranmak için öz çocuklarını bile etmeyi göze aldı. Kendime şunu da soruyorum bazen... Onlar, o büyük gücü ellerinde bulunduranlar, pijamalarıyla hepimiz gibi aynanın karşısına geçtikleri gecelerde, sabahlarda kendilerini nasıl görüyorlar şimdi?.. Kendilerine aslında yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını sorduklarında, tabii sorabiliyorlarsa eğer, ne cevap veriyorlar?.. Onca idam kararının altına imzalarını attıktan, onca işkenceden ölüm açığa çıktıktan, sürgüne gönderilen, vatandaşlıkları kaybettirilen binlerce insandan sonra, o aynada ne görüyorlar, kimi görüyorlar?.. Darağacına yaşı büyütülerek gönderilenler bile vardı biliyorsun... Gördüğün gibi, sorum hiç öyle ideolojik değil, son derece insani, basit, ama bana sorarsan, yanıtlanması bir o kadar da zor...
Sayfa 118
Snapchat uygulamasına yeni bir özellik gelmiş sanal arkadaş gibi bişey neyse soru falan soruyorsun sorum şuydu seven ihanet eder mi? Robotun verdiği cevap ise şu -Seven insanlar, elbette ihanet edebilir. Ancak, her insanın kendine özgü bir karakteri ve davranışları vardır. İhanet, insanların birbirlerine karşı olan güvenlerini sarsabilir ve ilişkileri etkileyebilir. Bu nedenle, ilişkilerde iletişim, sadakat ve güven çok önemlidir. (HADİ LAN SEVEN İHANET ETMEZ))
Kırım Türklerine
Badem gözlerini kısıp da öyle
Acı acı bakma, arım var, kardaş!
Susma, "suçlusun" de, kız, ağır söyle;
Ne cevabım, ne de sorum var, kardaş!
Etle tırnak iken koptuk; tınmadım,
Küçücük bir acı duyup yanmadım,
Adını o günden beri anmadım;
Belli, belleğimden zorum var, kardaş!
Sayfa 36 - Uyanış -Kırım Türklerine -Kitabı okudu
büyük bir yalanın içindesin
ne olduğun belli değil nasıl olduğun bilinmez
ve sen belirsizlikten hiç mi hiç hoşlanmazsın
kendine sahip çıkamıyor musun
çıkamıyorsan bu beden neden senin
bu ruh neden benim
hep benim miydi
Yıllar önce Danimarkalı karşıtlarıma verdiğim yanıtımda, bir felsefe kitabı hakkında ilk düşüncemin hiçbir şekilde içerdiği şeyin doğru ya da yanlış olup olmadığını sormak olmadığını söylemiştim; "Kitaptan doğruca ardındaki insana giderim. Ve ilk sorum şu olur: Ederi nedir bu adamın, ilginç birisi mi değil mi? Eğer öyleyse, kitapları şüphesiz bilmeye değer. Doğru ya da yanlış sorgulamaları en yüksek entelektüel katmanlarda pek nadir geçerli olur ve bu sorgulamaların yanıtları da hiç de nadir olmayan bir sıklıkta görece önemsiz kalır. Bu yüzden Nietzsche hakkında yazdığım ilk satırlar, üzerine çalışılmasını ve tartışılmasını hakettiği anlamı taşıyordu. Her güçlü ve sıradışı kişilikten hazzettiğim gibi ondan da hazzettim." Üç yıl sonra da, Nietzsche'yi gerici ve sinik ilan eden değerli ve hünerli bir İsviçreli profesörün eleştirisine şu sözlerle yanıt verdim: "Hiçbir olgun okur Nietzsche okurken, gizlice fikirlerinin propagandasını yapmak şöyle dursun, onları benimseme amacı dahi gütmez. Yönlendirme arayan çocuklar değil, insanı arayan şüphecileriz bizler, ve o en nadir şeyi bulduğumuzda sevinç duyarız."
Sayfa 68 - Dorlion YayıneviKitabı okudu
Sorum basitti. "Peki ya hayat? Onu ne yaptın bu arada?"...
Benim sorum daha kolay: "Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
Sayfa 20Kitabı okudu
