Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
327 syf.
·
Puan vermedi
·
58 günde okudu
Gerçek Eğlenceee
Kitap kapağı ve adının hakkını veren çok güzel bir eser olmuş. Türk toplumunun eğlence hayatını okumaya başlamadan eğlenceli bir kitap olduğu düşünülsede aslında eğlencenin nasıl eğlencesizleştirildiği üzerinde durulması gerekmektedir. Bu kapsamda ritüel ve eğlence arasında ne olduğu da ayrı bir merak konusunu içermiştir. Meraklıları duyurulur....
Eğlencesiz Eğlence
Eğlencesiz EğlenceMehmet Kendirci · İletişim Yayınları · 20213 okunma
147 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle itiraf etmem gerekir ki kitabı okurken bir tık zorlandım. Çeviriden kaynaklı mı, dikkatimi toparlayamamaktan kaynaklı mı emin değilim. İngilizcesine de bakıp tekrar üzerinden geçeceğim bir kitap. Sosyal bilimler alanındaysanız size birçok yönden fayda sağlayacak. Entelektüel kimliğinizi besleme açısından da öyle. Kitabın genelinde yazar küreselleşmenin yönlerini 5 farklı başlık altında detaylandırmış. Küreselleşmenin kavramsal açısından ziyade toplumsal alanıyla ilgilenmiş. Çözüm bulma gibi bir çabayla değil, küreselleşmeyi göstermek üzerine yazılmış bir kitap olduğunu da belirtmem gerekir. Bauman zaten saygıdeğer bir sosyolog. Kitabındaki yazdığı her satır da bu anlamda kıymetli ve aydınlatıcı.
Küreselleşme
KüreselleşmeZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2014461 okunma
Reklam
Terbiyede, kültürde yani duygularda ortak olmak...
O hâlde, millet nedir? Irki, millî, coğrafi, siyasi, iradi kuvvetlere üstün olan ve hükmeden başka ne gibi bir bağımız var? Sosyoloji ilmi ispat ediyor ki, bu bağ; terbiyede, kültürde, yani duygularda ortaktır
Kalp Terbiyesi
“ Kuranın Allah’tan emanet diye getirdiği kalp ile yükseltilen insan, Batılı sosyoloji mektebin gözünde sürü seviyesine indi.”
İnsan artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor.
“Merhaba, ben Necla, Necla Gümüş. Yirmi yedi yaşındayım. Eskişehir Tepebaşında oturuyorum. Uluslararası ilişkiler ve sosyoloji bölümü mezunuyum.” Sunucu araya girip “Yani iki tane üniversite bitirdin öyle mi?” “Evet ve en az bir üniversite bitiren talip istiyorum.” “Üniversite okumamış ama kendini geliştirmiş bir talip olsa yine de kabul etmeyecek misin?” “Ben birinin kendini öyle yetiştirebileceğine inanmıyorum. Eğitim yalnızca üniversiteden alınır.” “Anlıyorum, devam edebilirsin.” “E-ticaret ile ilgileniyorum. Hobilerim arasında kitap okumak, gezmek bir de yemek yemek var.” Elini ağzına götürüp hafifçe güldükten sonra, “Adayların en az bir seksen beş boyunda, boylarına uygun kiloda olmalarını, en az on bin TL gelirleri, evleri ve arabaları olmasını istiyorum ve son olarak en az bir üniversite. Üniversite çok önemli.”
Sayfa 95 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Fail ve Sınırlar Üzerine
Böylelikle bireyler, kurallar dahilinde hareket ederler; bu nedenle de oluşturulabilecek model, duygu gibi sistemin mantığının dışında kalan öğeler bir yana bırakılırsa, olması gerekeni ya da olanı değil, sınırlar içinde olabilecek olanı gösterir.
“Zafer bir kez kazanıldı mı, yeni seçkinler dostlarını ya buyrukları altına alırlar ya da en fazla onlarla bazı resmî ayrıcalıklar sunarlar.”
Sayfa 17
“Dinî-insani duygular yükseldiğinde, seçkinler daha ılımlı, daha insancıl ve kendi güçlerini korumaya daha az eğilimli olurlar.”
Sayfa 59
Reklam
“İnsanlık tarihi seçkinlerin durmadan devam eden yer değiştirme tarihidir.”
Sayfa 36
“Şayet toplum ağını, üretici, biçimlendirici güçleri açısından anlamak istiyorsak, iki insan arasında örülen o ince, görünmez ilmekleri ele almanın önemsiz bir iş olduğunu düşünemeyiz. Bugüne dek sosyoloji, büyük ölçüde, bu ağı yalnızca sonuçta yaratılan örüntüye, onun en yüksek tezahür düzeyine bakarak tanımlamakla uğraştı.”
Reklâm bizi [...] tek tip bir düşünce biçimine sahip olmaya iterken, tek tipleşmekten keyif alan bir tüketici kitleye benzetmek ister. Bize bir yandan "Bunu satın alın, çünkü bu bambaşka bir şey!" Derken, diğer yandan da: "Herkes bunu alıyor siz de alın!" Demektedir.
Bizler hâlâ diğerlerinin sahip olmadıkları şeyleri istiyoruz.
Tüketim toplumu ne kadar ödüllendirici bir sistemse o kadar da baskıcıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.