Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
432 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Amerika boyunca yapılan motosiklet yolculuğunda, karakterimizin de içsel bir yolculuk sürdürdüğünü görüyoruz. Felsefi tartışmalar ve kişisel düşünceleriyle devam eden bu yolculukta, Doğu felsefesi ve Batı rasyonalitesi arasında bir denge kurmaya çalışılıyor. Teknolojik gelişmelerin etkisiyle insan, sezgisel ve duygusal yönünü yavaş yavaş
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Zen ve Motosiklet Bakım SanatıRobert M. Pirsig · Ayrıntı Yayınları · 20221,193 okunma
Reklam
“Çocuğa ‘yasal günah keçisi’ diyen Alice Miller, kitabın ilerleyen bir yerinde şöyle söylüyor: Anne-babanın ne yaparsa yapsın suçlanmaması gerektiği düşüncesi, kimsenin ifade etmediği zararlara neden olmuştur. Realiteyi görmeye çalışalım. Çocuğa hamile kal­ma eylemiyle, anne-baba çocuğun her tür bakımını üst­lenmeye, çocuğu korumaya, ihtiyaçlarına cevap vermeye, onu istismar etmemeye dair bir taahhütte bulunmuş olur. Kredi çekmeleri halinde bankaya borçlanacakları gibi, bu mecburiyetleri yerine getirmekte yetersiz kaldıkları tak­dirde çocuğa aynı, bankaya borçlandıkları gibi borçlanmış olurlar. Çocuğu hamile kalma eylemlerinin sonucunun bu olacağının farkında olsunlar ya da olmasınlar, bu yüküm­lülükleri bakidir. Bir çocuğu dünyaya getirmek ve gereğini yapmamak nasıl mazur görülebilir? Çocuk, bir oyuncak ya da kedi yavrusu değildir; potansiyellerini geliştirmesi için büyük miktarda sevgi, ilgi, bakım isteyen bir ihtiyaçlar yumağı­dır. Buna hazır olmayan insanlar, çocuk yapmamalıdır.”
Yani, dedi, öğrenciyi tanımlayan şey onun Nitelik tercihidir. İnsanların Nitelik hakkındaki farklı düşünceleri Niteliğin farklı olmasından değil, insanların deneyim bakımından farklı olmalarından kaynaklanır. Phaedrus, aynı önsel benzerliklere sahip iki kişinin Niteliği her zaman aynı şekilde göreceklerini düşünüyordu. Gerçi bunu sınamanın bir yolu yoktu, o nedenle tüm bunlar spekülasyondan ibaret kalıyordu. Okuldaki çalışma arkadaşlarına yanıt olarak şöyle yazmıştı: "Niteliğin felsefi bir açıklaması, felsefi bir açıklama olduğundan, hem yanlış hem de doğru olacaktır. Felsefi açıklama işlemi analitik bir işlemdir, bir şeyi öznelere ve yüklemlere ayırma işlemidir. Benim (ve diğer herkesin) nitelik sözcüğü ile kastettiği şey, öznelere ve yüklemlere ayrılamaz. Bu, Niteliğin çok gizemli olmasından değil, yalın, dolayımsız ve doğrudan olmasındandır.
Sayfa 223Kitabı okudu
120 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Video: youtu.be/AAJfAiSKfuA Seviş Yolcu. Cemal Süreya'dan okuduğum 5. kitap. Seviş Yolcu, 120 sayfalık bir şiir kitabıdır. Kitapta; adam, anne, aşk, baba, birey, çocuk, gurbet, kadın, ölüm, özlem, savaş, sevgi, yalnızlık ve zaman gibi temalarda şiirler bulunuyor. Kitabın en dikkat çekici noktalarından biri kapağıdır. Bir adisyon
Seviş Yolcu
Seviş YolcuCemal Süreya · Can Yayınları · 2021411 okunma
SSCB'de Troika sisteminin kaldırılışı
Büyük sanayileşme girişimiyle birlikte artık Troika'ya izin verile­mezdi, çünkü bunun varlıgı bile işçilerin sermaye birikiminin gerekle­rine tamamen boyun eğmelerini engellemeye yeterdi. Bu yüzden, Yük­sek Ekonomi Konseyi, Şubat 1928'de, Troika'yı sona erdirmeyi ve müdürün tam ve kayıtsız şartsız denetimini saglamayı hedef alan, Sa­nayi İşletmelerinin Yönetim, Teknik ve Bakım Personelinin Haklarına ve Görevlerine ilişkin Temel Yönetmelik başlıklı bir belge yayınladı.3 Eylül 1929'da ise Parti Merkez Komitesi aldıgı kararda şöyle diyordu: işçi komiteleri "fabrika yönelimine doğrudan müdahale edemezler ya da herhangi bir şekilde kendilerini fabrika yönetiminin yerine koymaya çalışamazlar; tüm güçleriyle tek kişilik yönetimi saglamaya, üretimi, fabrikanın gelişmesini arttırmaya ve dolayısıyla da işçi sınıfının maddi koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olmalıdırlar ". Böylece müdür fabrikada tam yetkili ve tek söz sahibi oluyordu. Artık, ekonomi ko­nusundaki emirlerinin tümü, "kendisine baglı yönetim personeli ve tüm işçiler için koşulsuz olarak baglayıcıydı". Ekonomi alanında birçok soruna çözüm getirmesiyle ün yapmış olan L.M.Kaganoviç, bunu şöyle dile getiriyordu: "Ustabaşı atölyenin, fabrika müdürü de fabrikanın tam yetkili önderidir ve her ikisi de bu konumlarının getir­diği tüm haklara, görevlere ve sorumluluklara sahiplir."
Reklam
452 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ev Arkadaşı
Kızımız Tiffy, editörlük yapıyor. Sevgilisiyle ayrılmış. Acilen de yeni eve taşınması gerekiyor ve bulduğu en ucuz yol da denk geldiği ev arkadaşı ilanı… Ancak evde sadece bir yatak odası var ve şartlar belli : “ Daire geceleri çalışan ve hafta sonları evde olmayan yirmi yedi yaşında bir palyatif bakım hemşiresiyle paylaşılacak. Kendisi yalnızca
Ev Arkadaşı
Ev ArkadaşıBeth O'Leary · Dex Yayınevi · 2020401 okunma
bunu alıntıladığıma inanamıyorum ama şöyle tekrar düşünelim diye
Çocuk, bir oyuncak ya da kedi yavrusu değildir; potansiyellerini geliştirmesi için büyük miktarda sevgi, ilgi, bakım isteyen bir ihtiyaçlar yumağı­dır. Buna hazır olmayan insanlar, çocuk yapmamalıdır.
Sanger, genetik açıdan "uygun" olmayan ailelerin üremesini engellemek için; toplumun, kimin üreyeceği konusu üzerinde, kontrol gücü olması gerektiğine inanıyordu. Bu felsefe (gen havuzunu geliştirmek için, kimin üreyeceği­ ne toplum gücünün karar vermesi) öjenik olarak adlandırılır ve çok olaylı bir geçmişi vardır. Öjenik (soy geliştirilmesi bilimi) genelde iki çeşittir: genetik açıdan zenginliği hedef alan üre­meyi savunan pozitif öjenik ve bunun tersi olan, yani genetik açıdan bir şekilde uygun addedilmeyenlerin üremesini arzula­mayan negatif öjenik. Sanger, negatif öjenik destekçisiydi. Bir risalesinde şöyle yazdı: Bu çok tehlikeli bir döngü; cahillik fakirliği, fakirlikse ca­hilliği besliyor. İkisi için de yalnızca tek bir çare var ve bu da bunları beslemeyi kesmek. Sağlıklı ve zeki bir kalıtımları olmayanların, çocuk sahibi olmalarını durdurun. Çocukla­rına bakım sağlayamayacak ebeveynlerin, dünyaya çocuk getirmesini durdurun. Uygarlığın anahtarı, burada yatıyor.
Sayfa 208 - alfa yayınları
Sağlıklı Cinsel Kimlikli Çocuk Yetiştirme
-Birçok psikolojik rahatsızlığın kökeni çocukluk döneminde yatar. 0-3 yaş aralığındaki çocuğa evi dışında bakım verilmesi ciddi bağlanma problemleri doğurabilir. Tanınmış psikolog Paul Watzlawick bir zamanlar şöyle demişti :“Ailenizi seçerken dikkatli olmak diye bir şey yoktur.” Bu cümle, erken çocukluk döneminde rol alan ebeveynlerin veya bakıcıların çocukların hayatını şekillendiren konumda olduklarını anlatıyor.
Sayfa 136 - HayykitapKitabı okudu
Reklam
Gerek Instagram gerek Twitch gerek TikTok ve benzeri uygulamalarda o ünlü sandığınız kişiler tek bir yayında milyona yakın bağışı nasıl alıyor biliyor musunuz? Bunlar aslında kara para aklıyor. Bu şöyle oluyor: Bu paranın kaynağı özellikle yasal olmayan kumar ve sanal bahistir.. Yurt dışı kaynaklı bu parayı tek bir seferde banka yada ofshore sistemi ile ülkeye sokmak istersen, bu paranın derhal kaynağı sorulur.. Bunu önlemek için, yurt dışı kaynaklı bu paralar, yayın da ki bu ünlü sandığınız kişilere, yüzlerce sahte hesaplarla yardım ve bağış adı altında verilir. Böylece herhangi bir takip ya da şüpheye mahal bırakmadan yayıncı yoluyla para ülkeye sokulmuştur.. Yayıncı, paranın belirli bir yüzdeliğini kendisi alır, geri kalanını sahibine elden nakit öder... Bu işin daha onlarca farklı yöntemi vardır, mesela Dilan Polat bu işi şöyle yapıyordu. Bu kişinin yüzden fazla güzellik merkezi var, çok fahiş fiyatlara tırnak, yüz bakım yada saç bakımı ücreti alıyorlardı, bunu o fake müşterilere, sahiden o bakımları yaptırmışlar gibi faturalandırıyorlardı. Toplanan paranın %40'ını alıp geri kalanını sahibine elden nakit iade ediyorlardı. Sitelerde online satışlarda da durum aynıydı, fake müşteriler her biri onlarca yüzlerce satın alıp parayı yasal yoldan Dilan Polat'a havale ediyorlardı. Oysa bu kişilere o ürünler gitmiyordu bile. Dilan Polat toplanan paranın %40'ını alıp, gerisini sahibine elden nakit iade ediyordu.
Ne demiş şair: “Aşklarda bakım istiyor öğrenemedin gitti.” * Aynı şair şöyle bir dizede ekleyebilirdi o şiirine: “Aşklar tam güven istiyor güvenemedin gitti.”
Bir cuma hutbesinde Resûlullah ﷺ ⚘ şöyle buyurmuştur ;
Ey insanlar! Sizlerin Allah katında birer makamınız vardır. O makamlara ulaşmaya bakım. Yine sizlerin varacağınız birer son vardır; o sona varın. Muhakkak ki mümin iki korku arasında bulunur. Biri, ömrün geride bırakılan kısmıdır ki kul Allah'ın bu kısım için nasıl bir hüküm verdiğini bilmez. Diğeri de ömrün yaşanacak olan kısmıdır ki kul, gelecekte Allah'ın kendisine ne göstereceğini bilmez. Öyleyse kul, kendi menfaati için nefsinin arzu ve isteklerini dizginlesin. Ahireti için dünyasından, yaşlılık dönemi gelmeden önce gençlik çağlarından ve ölüm gelmeden önce hayattan fedakârlık etsin. Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki ölüp gittikten sonra Allah'ın rızasını istemek söz konusu değildir ve dünya hayatından sonra cennet ya da cehennemden başka varılacak bir yer yoktur. Bu sözümü söylüyor ve azamet sahibi olan Allah'tan hem kendim hem de sizler için bağışlanma diliyorum.
✿ "RECEP VE ŞABAN AYLARININ ÖNEMİ" ✿
🌷Üç ayların ilki ve ikincisi olan Recep ve Şaban ayı, kutlu bir zaman dilimidir ve mü'minlerin hayatında müstesna bir yer teşkil eder. Her mü'min, bu zaman diliminin geleceği ânı heyecanla bekler/ beklemelidir. Böyle bir bekleyiş bize Efendimiz'den miras kalmıştır. O (sallallâhu aleyhi ve sellem), üç ayların geleceği günleri gözler
"Subay kıyafetlerini de benim için mi giydin?" diye sorarken sesim titremişti. Başını aşağı yukarı salladı. "Gurur duydun mu benimle?" Çocuksu bir neşe vardı sesinde. Kimse görmese bile ben görürdüm. Bu rütbeyi alırken tebrik eden herkese 'abartmayın lan' diye yükseldiğine emindim. Dışarıya karşı dünyanın en ciddi duran adamı yanınızda küçük bir çocuğa dönünce dünya daha güzel bir yer oluyordu. "Çok." dedim harfleri uzatarak, dolu dolu gözlerle. Bir adım geriledim ama elini bırakmadım. "Şöyle bir dön bakayım, endamını göreyim." Elini bıraktım. Cidden kendi etrafında döndü. Dudaklarımdaki heyecanlı tebessümü saklamak adına ellerim dudaklarımın üzerinde izledim bu halini. Omuzundaki yıldızların tozunu almak için elimin tersiyle süpürdüm. "Ay pek yakıştı." derken oğlunun ilkokul gösterilerine giden analar kadar gururluydum. 'Ne sandın' der gibi havalı bir bakış attı. Dayanamadım, poposuna minik bir sille çaktım. "Yüzbaşı mı olmuş benim hurma gözlüm?!" Bunu beklemiyor olmalı ki kapıya kaçamak bir bakış atarken ifadesi ciddileşti. En namuslu haliyle elini şamar yiyen poposuna attı. "N'apıyorsun kız?" Baksın bakalım ikide bir kıça şamar yemek nasıl oluyormuş. Devasa bir kahkaha attım. "Göster bakim yıldızlarını." Anında ciddi ifadesini silip yine Kepçük oldu. Sağ omzunu bana doğru eğdi. "Bak," Sonra sol omzunu. "Buna da bak. Hepsi benim bak."
#MurathanKarakurt #GökçenAlptekin #Kepçük #PamukKitabı okudu
526 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.