Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Hanımlar, beyler, eğer biz homo economicus olmayı becerebilsek, hiçbir hükümet, hiçbir rejim, iç ya da dış baskı bizi kişi başına geliri on bin dolarlık ülke olmaktan alıkoyamaz. Zamanındagöç edip dünyanın en gözde toprak parçasına kurulmuşuz. Bir elimiz dağda, bir elimiz denizde, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda. Bir müşkülümüz
Sayfa 327Kitabı okudu
Bana Gazi bir gün "Askerde söz ver" dedi. "Beraber geçen hayatımıza ait hiç bir gazateciye bir şey söylemeyeceksin." Ben de kendisine askerce söz verdim.
Sayfa 247 - Latife UşaklıgilKitabı okudu
Reklam
111 syf.
·
Puan vermedi
Albert Camus’un dünya görüşü, yaşamın anlamsızlığından, saçmalığından kaynaklanan bir anlayış kavrayıştan yola çıkmaktadır. Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle yani yoklukla sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim. aldım-verdim, benimsenin kavgasının anlamı? Albert Camus için yaşam, insan yaşamı, bir saçma, bir anlamsız, bir akıl dışı, bir mantık dışı yaşamdır. Yani. başlangıçta bir karamsarlık, bir umutsuzluktur söz konusu olan. Ama umutsuzluktan yola çıkmak, sonuna dek umutsuz olmayı gerektirir mi? Hayır, diyor, Albert Camus.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,2bin okunma
Annem , babamdan kalan 40 altını bana vererek beni Bağdat'a ilim öğrenmek için gönderdi.Giderken eşkıyalar bizi çevirdi.Üzerimde 40 altın olduğunu söyledim.İnanmadılar ve bıraktılar.Bizde yolumuza devam ettik.Az ilerde eşkıyalar yine yolumuzu çevirdi ve ben yine üzerimde 40 altın olduğunu söyledim.Altını çıkarmamı istedileri.Çıkardım,altınları verdim.Az sonra eşkıyaların reisi beni çağırdı .Üzerinde birşey olmadığını söylesen seni bırakacaktık neden altınları verdin? diye sordu.Annemin yanından ayrılırken ona yalan söylemeyeceğime ve doğruluktan ayrılmayacağıma dair söz verdiğimi, eğer altın olmadığını söyleseydim anneme ihanet etmiş olacağımı söyledim.Bunu duyan eşkıyaların reisi bana sarıldı ve ağlamaya başladı; ' bu kadar senedir ben,beni yaratıp,yetiştiren rabbime ihanet ediyorum' dedi ve oradaki tüm eşkıyalar tövbe ettiler.Abdulkadir Geylani Hz Bağdat'a giderken başından geçen bir olay ALLAH HEPİMİZİ BU ŞEKİLDE DÜRÜST OLAN KULLARINDAN EYLESİN
''O anda kendime söz verdim: kıskançlık yok, flört etmek yok, güvenilmez Kaidan Rowe'u delicesine arzulamak yok.''
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim bu yüreğe ben söz verdim. Hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Reklam
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Zihinsel telepati; evet, insanlar aslında bu yöntemle iletişim kurmalıydılar. Telepatiyle konuşabildikleri zaman, değişik diller ve alfabeler gibi engeller söz konusu olmaz. Ne var ki ben biraz düşününce bizim dünyamızda bunun asla işlemeyeceğine karar verdim, çünkü bizler için şirketten çalmak, vergi kaçırmak, her türlü dalevereyi çevirmek sıradan olaylar halindedir. Bu dünyanın insanları asla "açık zihinli" olmaya yanaşmazlar. Saklanacak o kadar çok hile, o kadar çok kırgınlık vardır ki!
"Ben öğretmenim ve son nefesimi gerekirse sınıfımda veririm" diyen ,kanserin son safhalarında olmasına rağmen çocuklarının başından bir an olsun ayrılmayan bir öğretmene sahip 10 yaşında bir çocuktum o zamanlar. Kitap okumaktan nefret eden, sahip olduğu kitapların kapaklarını dahi açmayan bir öğrenci... Matematiği o kadar çok seviyordum ki sayılardan başka hiç bir şey düşünmedim. Ve öyle bir öğretmendin ki beni kitaplara aşık ettin. Seni, bana hediye ettiğin ilk kitabınla toprağa koyalı 22 yıl oldu. Ve baş ucunda söz verdim sana kitap okuyacağım...2000. kitabımı bitirdim öğretmenim. Ve haklıydın," iyi bir matematik öğretmeni olmak istiyorsan, okumalısın " demiştin. Okuyorum ve okumaya devam edeceğim... Mekanın cennet olsun....
655 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
BİTTİ. O kadar güzel bitti ki.. Kendime daha yeni geliyorum. Bitmesini hiç istemediğim tek kitaptı. Öylede olacak. Bittiği için o kadar üzüldüm ki, bunu yazarken bile ağlıyorum aynı bitince ağladığım gibi.. Tuna'nın o son mektubu beni derinden etkiledi, kendimi şu an bir boşlukta gibi hissediyorum. 3 harflik kelime canımı ilk defa bu kadar yaktı;
Pabucumun Ajanı 2
Pabucumun Ajanı 2Asude · Ephesus Yayınları · 20141,336 okunma
Reklam
Merhaba, kitap dostlarım :)) En son 12 mayıstaki kaçamağımı saymazsak 9 mayısta aktivitem olmuş. Bu zamana kadar neredeydim derseniz. Malumunuz sınavlar :) Şimdi çok şükür sınavlarım bitti. 2 ay yaz tatilim- kitaplar, 1000kitap, bolca lak-lak başlamıştır :)) Ne yalan söyleyeyim kitaplarımı özledim, sayfamda bir şeyler paylaşmak burnumda tüttü. Ara sıra kaçamaklar yaptım tabii :) Her geçtiğim sınavda kendimi çikolata, en güzel arkadaşım -iyi ki yanımda ( Elnare Tagiyeva )- ile bol bol gezmek ve de her ne kadar- Hacı beyden izin almış bulunsamda - uzak duramayıb siteye kitap eklemekle ödüllendirdim. Anlayacağınız yine de ayrılamadım canım sitemden. Her giriş yaptığımda bildirimler, mesajlar,yorumlarınızla beni hiç unutmadığınızı gördüm. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Çünkü bu dönemlerde en çok istediğim şey yanımda birilerni görmekti... Bunun için hepinize çok çok teşekkür ediyorum. 2 ya da 3 hafta yoktum.Sınavlarımı verdim ama bunun yanısıra hayatımın belki en garip sınavlarından birini de verdim... Ne kadar geçebildim ya da sınfda mı kaldım bilmiyorum ama bildiğim artık her şeyden çok yorulduğum. İnsanlardan bir süre uzak durmak, dönüp geriye değil yalnızca ileriye bakmak istiyorum artık. Bir söz vardır: " Ne çok değer vermişim değersizlere..." 2-3 haftadır bu sözün anlamını daha güzel kavramış bulunuyorum. Siz siz olun kimseye haketmediği deyeri vermeyin. Sonra "beni zerre kadar bile tanımamış" deyip kendinize yazık edersiniz. :) Kısacası ellerim bomboş, sırtımda kocaman bıçakla aranıza döndüm... Lafı gene çok uzattım galiba :( Ne yapayım kitaplarım, 1k ve sizi çok özledim :)
167 syf.
·
Puan vermedi
Doğruyu söylemek gerekirse ne yazarın ne de yayınevinin adını duymuştum, canım romantik kitap okumak istiyor diye arkasını okuyunca başlamaya karar verdim. Günümüzde yaş farkının çok olduğu ilişkilere pek alışık değiliz, fikren normal olduğuna katılsam da okuyunca "Ne, 20 yaş mı?" oldum bir anlığına, ama kimyalar uyunca sayıların pek önemi kalmıyor. Bu nedenle karakterleri beğendim, çok alışıldık değil ilişkileri. Buna karşın kitap kalp kırmaya çalışıyor gibiydi, özellikle sonlara doğru üzmüş de üzmüş. Galiba dramatik olunmaya çalışılmış ama bu kısalığa yoğun ve sıkmadan dram katmak biraz daha profesyonellik gerektiriyor diye düşünüyorum. Son olarak kitaptaki yazım ve noktalama hataları beni yedi yedi bitirdi! Söz olmayanlara tırnak işareti konması, olanlara konmaması, "sağdık, mağbet" gibi absürt yazım hataları... Bir lise öğrencisi olarak dil kurallarını daha iyi biliyor olabilirim. Benim okuduğum kitabın ilk baskısı, umarım sonraki baskılarda düzeltirler.
Bir Yıldız Kaydı Bir Aşk Sonsuz Oldu
Bir Yıldız Kaydı Bir Aşk Sonsuz OlduGökhan Yılmaz (İletişimci) · Kerasus Yayınları · 201513 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.