Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Yedi şey vardır ki, kul vefâtından sonra kabrindeyken de bunların ecri kendisine ulaşır: Öğrettiği ilim, akıttığı su, açtığı su kuyusu, diktiği meyve ağacı, inşâ ettiği mescit, okunmak üzere miras bıraktığı Mushaf-ı Şerif, vefatından sonra kendisine istiğfar edecek hayırlı evlâd.”
(Beyhakî, Şuab, III, 248; Heysemî, I, 167)
"Nefsin gırtlağını kesmekte kararlı olun. Unutmayın, Rabbi Hacer'i unutmadı. Onun başına gelen sizin de başınıza gelecek... Derken zemzem kuyusu çıkacak karşınıza."
"Bugün namazlarımı tam vaktinde kılacağım" diye niyet edersin. Ezanı duyar duymaz lavaboya koşarsın. Tam abdestini alırken lavabonun kirli olduğu ilişir gözüne.Lavaboyu ovayım da hemen gidip namazımı kılayım dersin.Günlerdir içinden gelmeyen temizlik isteği bir anda coşuverir.
Orayıda,şurayıda derken bütün banyoyu temizlersin.
Öyle
Uzun zaman önce yazdığım bir kaç satırdı aşagıda okuyacaklarınız… Rasim Özdenören’in KUYU adlı kitabını okumuştum ve bu cümleleri yazmak gelmişti içimden. Bu seferde yine okuyunca yeniden paylaşmak geldi içimden 🫠
“Hepimizin bir kuyusu var eminim. Eğilip içine doğru bağırıp sesimizin yankilanmasini dinlediğimiz, bazen
içine istemeyerek sevdiğimiz ya da sevmediğimiz
insanlari gömdüğümüz ya da çaresizce bakışları
görüp kurtarmaya çalıstığımız...Kimilerinin kuyuları
korkutur insanı dipsiz bucaksızdır. Kimisi de umutla bakar bi ses bi ışık duyup görebilir miyim diye.
Kuyudan gelen her sesi Yusuf’tan sanar... Yaklaşsın o ses, çıksın o kuyudan tüm dünyaya yayılsın ister.
Kendisine umut olduğu gibi başkasına da umut olsun diye... Ama beklemek, sabretmek, ışık tutmak gerekir kuyuya...Bazen de bağıra bağıra ümit dolu şarkılar söylemek.Tam da şu an elimde fenerim kuyuma ışık
tuttum bekliyorum, sabırla, metanetle... O ses o
Yusuf’tan gelsin diye...
Jules Verne'in Balonla Beş Hafta eserinde Doktor Ferguson'ın arkadaşları ile o zaman çok nadir bilinen balon ile Nil Nehrinin kaynaklarına doğru yapılan yolculuğunu anlatmaktadır.
1892 yılında 14 Ocak gününde Londra'nın Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin toplantısında büyük bir kalabalık vardır. Sir Francis M... meslektaşlarına Dr.
nicedir seyduna'nın dağlarında kuşlar yerine
kurşunlar kanat çırpardı.
kurşun, kendi çığlığına uyanır,
kendinden utanırdı bu coğrafyada,
ki hiç sevmedi sesini, ismini...
ölüm arayan, ışığında oturur ağlardı.
ne zaman çığlık kopsa, bilirdi,
ardı derin susku kuyusu olurdu,
bir yaprakta olsun solumazdı hayat.
şehirleri birbirine
Seleymun aleyküm hayırlı Ramazan hayırlı bayramlar
25.04.2024’tarihinde Afrika’filistin’ülkesi’ne gideceğim su kuyusu ve yardımdan bulunacağız sadece dua’nız yeterli olacaktır Allah’a emanet olun
Ebu Musa el Eş'arî (Allah ondan razı olsun)'ın anlattığına göre: Bir gün evinden abdest alıp çıktım, Rasûlullah'tan hiç ayrılmayıp bu günü onunla geçireceğim dedim. Mescide gelerek oradan peygamberi sordum. Şu tarafa gitti dediler. Sora sora izini takip edip nihayet Eris kuyusu'nun bulunduğu bahçede oturur buldum. Peygamber
A tiradura is something unique in the world, I'm sure. It consists of moving a house by sailing it on the sea, pulled by a couple of boats, and then dragging it across land with six teams of oxen to station it in a new spot. If a Chilote goes to live on another island, or his well runs dry and he needs to go a few miles to get water, he takes his house with him, like a snail.
Tiradura'nın dünyada eşi benzeri olmayan bir şey olduğuna eminim. Bu, bir evin denizde yüzdürülmesi, birkaç tekne tarafından çekilmesi ve ardından altı öküz takımıyla karada sürüklenerek yeni bir noktaya yerleştirilmesinden ibarettir. Bir Chilote başka bir adada yaşamaya giderse ya da kuyusu kurursa ve su almak için birkaç mil gitmesi gerekiyorsa, evini bir salyangoz gibi yanına alır.
Bir gün Resulullah (SAV) Sahabelerine : “hüzün kuyusundan Allah’a sığının.“ Buyurur.
Sahabeler: “Ya Resulallah hüzün kuyusu nedir diye sorarlar Resulullah:
“bizzat cehennemin günde dört yüz kere kendisinden Allah’a sığındığı bir cehennem vadesidir“ diye cevap verir.
Sahabeler: “oraya kimler girer ya Resulullah? “
Diye sorarlar. Onlara şu cevabı verir:
“burası amellerini gösteriş için işleyen Kur’an okuyucuları için hazırlanmıştır. Hiç şüphesiz, Allah‘ın gazabına en çok hedef olan Kur’an okuyucuları, zorba devlet adamlarının ziyaret edenlerdir.“