Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu anda yaptığın, bir zamanki görüşlerini suçlamaktan başka bir şey değil... Oysa suçlu onlar değil,sensin. Görüş denilen şeylerin,kendi başlarına ölü harflerden başka bir şey olmadıklarını unutmamalıydın... Eylemde bulunmak gerekirdi.
Genç ağladı ihtiyar sustu, yeni gören bağırdı, önceden gören "Buranın işleri hep böyle," dedi, peki genç yaşlıdan ne öğrendi? Burası hep böyledir, göreceklerin hep bunlar ve böyleleridir, bil ve alış dendi. Alış ki yapacağın yoktur, alış ki elin kolun sana sade yüktür, alış ki gözün bir dert kapısı ve manayı sez diren ama çözdürmeyen bir kuyudur, alış ki bütün bu dağ- lar ve taşlar neye tanıklık etseler ve bastığın her yer ve geçen piknik yaptığın ağacın altı aslında bir kabir ise de "kim bi- lir kimin?" dediğin anda işte senindir. Bütün bu tanıklıklar- dan suçlu çıkacak olan uzandığın ve söylediğin, şikâyet ettiğin ve olmaz olsun dediğin anda sensin, elbet sen ya kim? Dünyayı kime şikâyet edeceksin, koyunları öldürene mi sürüteceksin, her şeyin bir sebebi varmış ama Hızır ile gezmiyorsun ki nereden bileceksin, beterinden sakınmak için ölenin bile ardından öldüreni öveceksin, ervâhileri ürkütmeden sen de suspus õleceksin.
Reklam
Suçlu Sensin / HÜSREV HALLAÇ
‘’Yaşadığın anı ziyan etme, evren sana her zaman hayatta olma fırsatı vermeyecek; ölüp gitse bir daha kendine gelemeyeceğin insanları incitme, sarılınca halledemeyeceğin bir şey yok, öpüşürsen dünyayı bile kurtarabilirsin. Her şey sende başladı, her şey sende bitecek, her şeyin çözümü sende; suçlu da sensin, suçsuz da. İyi de sen, kötü de. Mutsuz zaten sensin ama mutlu olabilecek de sen. Yollar uzun, yollar çok, yollar hep. Kaybolma.’’
"Her şey sende başladı, her şey sende bitecek, her şeyin çözümü sende; suçlu da sensin, suçsuz da. İyi de sen, kötü de. Mutsuz sensin ama mutlu olabilecek de sen. Yollar uzun, yollar çok, yollar hep... Kaybolma."
Sayfa 372 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Sorumluluğu Hıristiyanların yaptığı gibi şeytana atabilirsin. Hindular sorumluluğu geçmiş karmalara atarken, Hıristiyanlar da şeytana atıyor. O senin için tuzaklar kuruyor olmalı. Sen değil, şeytan tuzaklar kurarak seni mutsuzluğa sürüklüyor ve cehennemin derinliklerine doğru çekiyor. Sen kimin umurundasın ki? Neden bu şeytan denen şey gelip seninle uğraşsın? Sonra bir de Marksistler, komünistler, sosyalistler var. Onlar insanları mutsuz edenin sosyal yapı ve ekonomik sistem olduğunu söylüyor. Sonra, Freudçular, psikoanalistler var. Onlar da suçu, anne-çocuk ilişkisine atıyor. Ama her zaman başka bir şey, asla suçlu sen değilsin. Asla şu andaki sen değilsin. Sana bunu açıklamak zorundayım. "Suçlu sensin." Eğer mutsuzsan, bunun tek sorumlusu sadece ve sadece sensin. Ne geçmiş, ne sosyal yapı, ne de ekonomik sistem sana yardımcı olabilir. Kendin olarak kalmaya devam ettiğin sürece hangi ekonomik sistemde olursan ol mutsuz olacaksın, hangi dünyada olursan ol mutsuz kalacaksın.
Reklam
Yaşadığın anı ziyan etme, evren sana her zaman hayatta olma fırsatı vermeyecek; ölüp gitse bir daha kendine gelemeyeceğin insanları incitme, sarılınca halledemeyeceğin bir şey yok, öpüşürsen dünyayı bile kurtarabilirsin. Sapkınlık, yalnızlık, bencillik çağı değil mi bu? Kapılmama zamanı, hoyrat davranmama, kendini bilme, kendini öğrenme. Her şey sende başladı, her şey sende bitecek, her şeyin çözümü sende; suçlu da sensin suçsuz da. İyi de sensin, kötü de. Mutsuz da sensin ama mutlu olabilecek de sen. Yollar uzun, yollar çok, yollar hep. Kaybolma."
1062 syf.
·
Puan vermedi
Okur olarak ona ne acıyoruz ne de onu suçluyoruz, aksine ona hayranlık duyuyoruz, cesaretini kıskanıyoruz ve mantığına hayran kalıyoruz. Tolstoy Anna Karenina romanını yazmaya başlamadan önce Peter ve Great adlı tiyatro oyunu üzerine çalışıyordu. Ancak arkadaşına yazdığı bir mektupta seçtiği projenin zorluğundan ve ilerleme kaydedemediğinden yakınıyor. O günlerde komşusu Bibikov’un metres hayatı yaşadığı kadın, Bibikov’un başka bir kızla evlilik planları yaptığını öğrenince evden kaçar ve kendini trenin altına atarak intihar eder. Geride bıraktığı notta, “Katilim sensin,” diye yazar sevgilisine. Bu olay Tolstoy’u derinden etkilemiştir. Polis titizliğiyle konuyu araştırır, cesedi görür ve zavallı kadının yaşamını hayal etmeye başlar. Karısı Sofya güncesinde, kocasının yüksek sosyetede yolunu şaşırmış evli bir kadın tipi yarattığını, kadını suçlu değil de, acınacak halde göstermek istediğini yazıyor. Anna’nın suçlu mu yoksa acınacak halde olması mı daha kötü, bilemiyorum, ama okur olarak ona ne acıyoruz ne de onu suçluyoruz, aksine ona hayranlık duyuyoruz, cesaretini kıskanıyoruz ve mantığına hayran kalıyoruz.
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,6bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.