aferin evlat iyi etmissin! sonra zamanini da iyi intihap ettin. maalesef seni bos ceviremeyecegim. mademki iki esnaf karsi karsiyayiz, acikca konusalim.. dun gelsen metelik alamazdin, seni tekme ile kovardim. yarin gelsen beni bulamayacaktin. seytan sana fisildamis heralde... mubarek olsun... ben bu ise daha fazla dayanamayacagim... bir nihayet
Aşk-ı Ekber
hasret kendini gizleyiverdi buzdan vakitte
felek gönlümü ağlatmadan aşk nedir bilmedi
mavi'ye çalmadan karanlıklar gecenin mehtabında
hakikat rüya ülkesinden gelmek nedir bilmedi
bülbülün yangını meyden içmek içindir derlerdi de
durgun ahvalim ney çalmadan od nedir bilmedi
güz yaprakları düşse de devranı yazgıma
yağmurlu gözlerim umudunu yitirmeyi bilmedi
aşk cemresi karar bırakmasa da aklımda
vakitler şeb-i aruza meyletmeyi bilmedi
sükut düşler sarsa da sonsuzluğu
çılgın aşık korku nedir bilmedi
hayaller dumanlarıyla savruldu da
felek ayrılığı kabul ettirmeyi bilmedi
bin bir deyyus-u ekber istila etti de
gönül tahtı başka sultan bilmedi…
"Selamet isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!" [İbni Ebiddünya]
"Susmak, hikmettir; fakat susan azdır." [Deylemi]
"Amellerin en makbulü, dilini tutmaktır."[Taberani]
KAR VE BEN
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!