Süleymaniye Camii'nin minarelerinden: "Hayyalel felâh! Hayyalel felâh!" diye bağırıyorlar. Yani "hadi felâha!" "Felâh"ın Türkçesi "kurtuluş". Esir bir şehirde insanları secde ederek kurtuluşa çağırmak pek uygun mu düşüyor, ne?
Sayfa 407Kitabı okudu
Mehmet Akif, "Fatih Camii", Yahya Kemal "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" başlıklı güzel şiirlerinde camiin taşıdığı ruhi, manevi ve içtimai değerleri çok güzel ifade etmişlerdir.
Sayfa 26 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Sultanahmed Camii diyor ki Süleymaniye Camii'ne:
-Başımızı alıp gidelim mi?
Sayfa 111Kitabı okudu
”Sultanahmed Camii diyor ki Süleymaniye Camiine : Başımızı alıp gidelim mi ?”
Nuri Pakdil
Sinan mermere yürek katan mimardır...
Bunu estetik bir anlayış içinde öylesine büyük bir ustalıkla başarmıştır ki, genç yaşta vefat eden Şehzade Mehmed'in ruhuna ithaf amacıyla yaptırılan Şehzade Camii'nde hüzün, Süleymaniye Camii'nde kudret, Selimiye Camiinde azamet vardır.
Baytar mektebinden çok dolgun ve olgun fen bilgileriyle çıkan üstat
resmi ve hususi bütün meşgaleleri zamanında da boş durmadı. Şarkın ve
garbın içtimai, edebi, fenni ilimlerini, cereyanlarını tetkik ve tetebbu’
etti. Bu itibar ile Akif muasır şairlerin en âlimi sayılabilir ki (Süleyman
Nazif) merhum da bu noktayı hassaten zikretmişti. Bununla beraber,
Akif Hiçbir zaman kendine alim demedi. Kimseye de dedirtmedi. Her
hangi bir mesele-i ilimiye mevzu-ı bahis olunca onu mütehassıslarına
havale ederdi. Çünkü: ≪ilim-u fen durmuyor, ilerliyor≫du. Akif ’in kemal-i
tevazuu ile beraber mesela, Fatih camii, Süleymaniye kürsüsü, Fatih
kürsüsü... ne kadar alimanedir. O, bu ve diğer bütün eserlerinde ilimin, fennin en mudil ve en ince bahislerini şiir ve sanatla çok mahirane işlemiştir
