Ben eminim aşkımda, tıpkı senin. Ve Rabbim emin bizim kalbimizden. Kimseyi kırmadan çekilen bunca acı kefaretimiz, aldığımız her nefes birbirimize giden yolda bir adım. Öyleyse adın adım, vuslatın vuslatım. Sen benim ezelimdin, artık ahirim...
Susalım şimdilik sıra bize gelmedi. Sırayı aldığımız gün sözüm olsun sana. Susan sevmemiş olsun.
Gözümüzü kapatıp açtığımızda görüşmek üzere...
Göz göze gelsek, kör olacaktık. Konuşsak, sözler bitecekti. Ve söylenecek bir çift söz kalsın diye konuşmuyorduk. Gözlerimizi birbirine değdirmeden öylece oturalım. Ve bir bardak demli çayın, insanın yüreğini ısıtan şefkatine sığınıp susalım. Masada çay bardakları ve senin ellerin olsun.
Sus..!
Bir müddet daha
Konuşmadan sevelim olur mu..
Nasılsa sonunda birimiz
Acemi bir yalan söyleyeceğiz
Kristal bir vazo gibi
Paramparça olacak herşey.
Susalım,
Mükemmel bir yalan bulana kadar...
Yüksel Yeşilmenderes....
La Edri
''...Diyorum ki çok çay içelim,
uzun uzun susalım.
Gözlerinde duralım
sonra bir şiirlik uçurum.
Tek ayak üzerinde beklerse yorulur mu dünya?
Savaş soğuk,
kuşlar güzel,
Allah büyük..''
Diyorum ki çok çay içelim, uzun uzun susalım.
Gözlerinde duralım sonra bir şiirlik uçurum.
Tek ayak üzerinde beklerse yorulur mu dünya?
Savaş soğuk, kuşlar güzel, Allah büyük..”
— Güven Adıgüzel
Hadi bi çay demle
Otur karşıma...
Çayımızın demi
Gözümüzün nemi
Gecenin gamı
Karışsın birbirine
Biz susalım karşılıklı
Yaralarımız konuşsun...
Uğur Akbaş
*kalemimden dökülenler..
Biz susarak anlaşırdık çoğu zaman.. Şarkılar yapardı sözcülüğümüzü. Kimlerinde acı kimilerinde aşk vardı.. Ve biz hangisine daha çok inandık? Kimse bilemeyecek cevabını. Ben duymak istediklerimden emin değilim sen söylemek istediklerinden.. Gel biz yine susalım.. Notalar daha iyi bizden..