30 yıl önce, Susam Sokağı adlı televizyon programı, Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusunda, şehir içindeki yoksul mahallelerde yaşayan çocuklara okumanın ve saymanın temellerini öğretmek için geliştirilmişti. Çoğunlukla yoksunluk koşulları altında yaşayan ırksal azınlıklardan ve genel normun ötesinde stresli ailelerde yaşayan bu çocuklar,
Bazen bıkana kadar Susam Sokağı'ndaki "Arada Kaldım" şarkısının klibini izliyorum. Adamın iki canavar arasında kalışına üzülmem gerekir belki ama epey gülüyorum. Bizi gülmek kurtaracak, biliyorsam bir bunu biliyorum, başka da bir şey bilmiyorum Osman.
Reklam
Ankara
Hacı Bayram ve çevresinin kasaba havası. Yenimahalle'nin terk edilmiş sineması, meyhaneler sokağı ve Yeni Huzur Oteli. Subayevleri'nde hissettiğim tatil yeri neşesi, parlaklığı. Doğanşehir'in dar, gökyüzü göstermeyen sokakları. Cebeci'nin üst tarafındaki bahçeler. Beştepe'deki şehre hâkim tepe. Kale'nin buyurganlığı. Ulus'ta güzel isimli sokaklar: Kediseven Sokağı, Susam Sokağı, Tarhana Sokağı. At Pazarı'nda kuş kadar bir sokak: Kuş Sokağı. Ve o akşam şiir dinletisi için gittiğimiz, senin daha önce hiç görmediğini söylediğin, Sankadın Sokağı.
Beyin gücü bizimkine, bizimkinin bir şempanzeninkine olduğu kadar yakın olan bir yaşam formu hayal edin. Böyle bir tür için bizim en yüksek zihinsel başarılarımız bile önemsiz olurdu. Bu türün yeni yürümeye başlayan çocukları, Susam Sokağı'nda alfabeyi öğrenmek yerine, Boole Bolvarı'nda çok değişkenli kalkülüsü öğrenirdi. En karmaşık teoremlerimiz, en derin felsefelerimiz, en yaratıcı sanatçılarımızın birbirinden değerli eserleri, okula giden çocukların anne ve babalarına buzdolabının kapağına mıktanısla asmaları için eve getirdikleri projeler gibi olurdu.
Sayfa 152Kitabı okudu
Televizyonun sunduğu eğitim felsefesini üç emrin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Etkisi “Susam Sokağı'ndan "Nova" ve "The National Geographic" belgesellerine ya da "Fantasy Island'a kadar her türlü televizyon programında gözlemlenebilen bu emirler şöyle sıralanabilir: Hiçbir önkoşul öne sürmeyeceksin: Her televizyon
Sayfa 181
"Ve itiraf etmem gerekirse bazen her yeni öğrendiğim şeyin videosunu izlerken kendimi kötü hissediyorum. Yapabilmeyi istediğin şeyleri bir bebeğin yaptığını izlemek berbat bir şey! Penny, biberonunu tutuyor. Penny, mama sandalyesinde kendi kendine minik yulaf kepeklerini yiyor. Penny, Susam Sokağı'ndaki bebekler gibi "an-ne, ba-ba " diyor. Penny, Butterscotch' un ardından emekliyor. Penny, el çırpıyor. Küçük beyni nasıl oluyor da vücuduna ayakta durması için gereken komutu verebiliyordu? Ya da kanepeye tutunup dengesini sağlamasını? Kendi kendine ayakta kalmayı nasıl beceriyordu?
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.