Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hazreti Musa'yı öldürmeye kalkan Firavun'un secde eder şekilde bedeni bugün British Museum'da sergileniyor. 1920'li yıllarda Süveyş Kanalı çalışmaları yapılırken bulundu.
1937 den, yeni Devlet Orman İşletmesi kurulmadan önce müteahhitler ormanları insaf etmeden traş etmişler.Yangınlardan önce güney ormanını müteahhitler bitirmişler. Ve Suriye ye satmışlar. Mısıra satmışlar. Bütün Araplar yıllarca güney ormanlarını haraç mezat kullanmışlar. Bir rivayete göre Süveyş kanalının kereste ihtiyacı güney ormanlarımızdan temin edilmiş. Ve efendim bu sebepten güneyde orman kalmamış. El elde baş başta!... Devlet işletmeleri 1945 yılında teşkilatını tamamlamış… O zamana kadar da dalavereler dönmüş ve ormanlarımız su gibi Suriye ye akmış. 1945 ten sonradır ki doğru dürüst, ilmi bir şekilde kesim yapılmaya başlanmış… Bu gezimde ne kadar ormancıyla karşılaştımsa, hepsi müştereken şunu söylüyor: ‘’Türkiye’de ne kadar orman kanunu çıkmışsa, her kanundan sonra bir orman tıraşlaması olmuştur. Ormanları orman kanunları bitirmiştir.’’ Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yakın Tarihimizin, Orta Doğu coğrafyası' nı ,anılar kalıbı içerisinde bu kadar derinlemesine bilgilendirilmenin ender bulunan eserlerinden birini sunmuş Falih Rıfkı Atay bize. Orta Doğu, günün kan deryasına döndürülmüş toprağı, Dünün "Vadedilmiş Toprağı", toprağın kanı "petrol" ü bağrında barındırıp, uğrunda emperyalizmin sömürüsünü, zulmünü mazlumlara yaşatan toprağı, Peygamberlerin, dinlerin en az petrol kadar çok doğuran toprağı...Daha nelerini sayayım Ey! Orta Doğu.... Yakın Tarihimiz de yaşadığımız, o toprakları elden bırakmamak uğruna, Anadolu nun nice binlerce evladını çöl toprağına bıraktığımız maceranın, hazin öyküsünü, zaman zaman dramatik cümlelerle kaleme döken yazarımıza çok şey borçluyuz. Olmayacak bir duanın, bir hayalin, bir maceranın peşinde koşanlar, Günün Saraylıları, Paşaları, Beyleri, ağaları, politikacıları, sadrazamları, kısacası tüm günahkarları... Yemen de, Sina da, Filistin de, "Mısır ı alacağım" hülyası ile yanıp tutuşan Cemal Paşanın İhtirası uğruna Süveyş de, Enver Paşanın emri ile donarak şehit olan doksan bin kınalı kuzuyu Sarıkamışta ; Tifusa, çöle, kum,'a, soğuk'a, Yüzme bilmedikleri halde kanal suyu na tulumlarla, tam teçizatla süren zihniyete, Mısırda daha fazla İngiliz i tutup,cephelerini rahatlatmak gayesindeki müttefiğimiz Almanla, kurşunlara feda ettiğimiz Vatan Evlatlarını...Bir devrin kısacası hikayesi bir kitap..... Bu kitap; elimizden Düşmemesi gereken bir tarihtir OKUYUNUZ....
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 20119,9bin okunma
1854 yılında, Kızıldeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesi, Mısır Hıdivi Sait Paşa tarafından, dönemin padişahı Sultan Abdülmecit’e sunulur. Kanalın mühendisi Ferdinand de Lesseps’le yapılan anlaşmanın bir maddesinde, kanalın Akdeniz’e açılan sahillerinde bulunan “Port Said” liman kentine, fener olarak oldukça büyük bir heykel
Sultan Abdülmecit Süveyş Kanalı için yapılan antlaşmada Port Said liman kentine fener olarak oldukça büyük bir heykel koyulması şartını yazdırır. Bu dev heykeli Frederic Auguste Bartholdi yapacaktır. Heykeltıraş heykele başlar ama ölen Abdülmecit’in yerine geçen Sultan Abdülaziz parasızlıktan sanatçının parasını ödeyemez. Heykel yarım kalır. Amerika ve Fransa’nın yakınlaştığı bu dönemde Fransızlar, Amerika’ya bir heykel armağan etmeye karar verirler. Heykel siparişi Bartholdi’ye verilince sanatçı kolları yeniden sıvar ve Türklerin Akdeniz’e koymayı düşündüğü heykeli bitirerek Özgürlük Anıtı’nı Amerikalılara teslim eder.
SÜVEYŞ Dengesini uzun bıyıklarına borçlu yürürken Son derece ince bir kadın yüzünden sallantılı Sevişken bir orospu en mayhoş tenlisi Ortadoğunun Çeşmeden su içer gibi kolay rahat Avucunu çenesine dayayıp öptüğü Ama sadece öpmek mi O da ayrı mesele Saçındaki çiçeği yükleyip merhabasına Yoluna dikildiği ilk gündenberi onun Geceyi tutup getirmek birinci işi Sonra belirtmek geceyi en yavuz lâflarla Meryem kadifeden bir çingenedir Ama çay içmenin kadifesi mi olur O da ayrı mesele Gibi bir Erzurumlu yanından geçen minarelerin Daracık ıslığına buyur etmiş bütün mavilikleri Meryem Meryem benimle bir daha öyle konuşma Meryem Ay sessiz sedasız bir çingenedir İnan ol başımı alır giderim Ama nereye gidebilir O da ayrı mesele Biz seviştik Süveyş kanalı kapanmıştı Ellerimizin balıkları bütün kanallarda
Reklam
Dr. Veraswami : ''Of şu sıcak! Bazı sabahlar burnuma gelen sarımsak kokusundan hiçbir zaman kurtulamayacağımı düşünüyorum! Bu kokunun hepsinin kanına işlenmiş olmasına şaşırıyorum. Kokudan boğulacak gibi olmuyor musunuz Mr. Flory? Siz İngilizlerin koku alma duyusu çok hassastır. Bizim sefil Doğumuzda en çok bu yüzden sıkıntı çekiyor olmalısınız.'' Mr. Flory : ''Siz, buraya giren hepiniz, burnunuzdan vazgeçin, nasıl? Bunu Süveyş Kanalı'nın girişine yazmalılar.''
Sayfa 177Kitabı okudu
Geri194
1.419 öğeden 1.411 ile 1.419 arasındakiler gösteriliyor.