Uzun Hikaye çok özel bir eser bence...
Hani,bitmemesi için dua ettiğiniz,kitapçı raflarında gördüğünüzde "keşke daha evvel okumasaydım;şimdi ne de keyifli okunurdu!" diyeceğiniz cinsten yani. kitap bittikten sonra sanki sizi ziyarete gelen bir dostunuz "elveda" demiş ve gitmiş gibi hissediyorsunuz. kendinizi hikayeye o kadar kaptırıyorsunuz ki, gitme demeyi çok sonra tahattur edebiliyorsunuz. evet,kitaptan geriye çok bir şey kalmıyormuş gibi düşünebilirsiniz ama ismiyle müsemma zaten; uzun hikaye! Nitekim filmi de çekildi.
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,3bin okunma
ALİ ÇOLAK’IN GÜNLÜK GÜNEŞLİK ŞARKILAR’I
M. NİHAT MALKOÇ
Nurullah Ataç’ın “ben’in ülkesi” olarak tanımladığı ‘deneme’ benim favori türlerimin başında yer alır. Onda bambaşka bir içtenlik bulurum. Bu tür bana alabildiğine samimi ve sıcak gelir. Denemenin meyvelerinin her biri bir kalem tecrübesinin kâğıda yansıyan hâlidir.
Deneme türünün
"Kendi kanınızın tecrübeleriyle
ne kadar inebiliriz
çocukluğun
idrak kabiliyeti olmayan ilk senelerine
nabzımızda atarken dilsiz şiddeti
bir tek hatıra bile belirmez zihnimizde
kilidinde kırılır anahtar
dönüşürüz
dünyanın harflerini söktükçe
kendimiz sandığımız birine
Orhan Veli'nin Tahattur şiirine Edip Akbayram yorumu
Alnımdaki bıçak yarası
Senin yüzünden;
Tabakam senin yadigarın;
"İki elin kanda olsa gel" diyor
Telgrafın;
Nasıl unuturum seni ben,
Vesikalı yarim?
youtube.com/watch?v=hJbSPyY...
Bugün bu garip neşideden duyduğu şey hiçbir tesirle mukayese edilemezdi. Şu anlaşılamayan, zapt edilemeyen lisanla o ses güya Ahmet Cemil’in babasının matemine, İkbal’in mezarına, Lamia’nın uçmuş hülyasına, şu sobanın içinde hâlâ bir hayat bakiyesiyle çıtırdayan eserinin küllerine ayrı ayrı ağladıktan sonra bu hasta kalbin bütün elemleri, acıları,