Bazı kelebeklerin tadı çοk kötüdür. Bunların, genellikle, parlak ve göze batan renkleri vardιr ve kuşlar bu "uyarıcı" işa­retlere bakarak onlardan kaçınmayı öğrenir. Başka kelebek türleri ise, tatları kötü olmadığı halde, bu durumdan yararlanır ve lezzetsiz kele­bekleri taklit ederler; renkleri ve biçimleri (fakat tatları değil), lezzetsiz kelebeklere benzer. Kuşları aldattıkları gibi, doğa bilimcileri de aldatır­lar. Gerçek lezzetsiz kelebekten bir kez tadan bir kuş, benzer tüm kelebeklerden kaçınacaktır. Taklitçiler yenmekten kurtuldukları için, doğal seçilim taklitçilik genleri lehine çalışır. Taklitçi­liğin evrimleşmesi işte böyle olmuştur.
Sayfa 58 - PdfKitabı okudu
1980'lerde Türkiye'nin kültürel iklimi
80'lerde genellikle "arabesk" adı altında toplanan çeşitli müzik tarzları, yaygınlık ve üretkenliklerini, kendi geleneksel kültürlerinden kopmuş, ama şehir kültürünün de parçası olamamış, her ikisine de yabancı insanların varlığına olduğu kadar, bu sentetik dili müzikte yeniden üretebilmelerine, müziği organik bir sentez oluşturamayacak kadar farklı tarihlere sahip türlerden (Arap müziği, taverna müziği, pop müzik, Türk müziği, türkü ya da marş) alıntılara yer veren bir yüzeye dönüştürmüş olmalarına da borçluydu.Aynı zamanda, bir zamanlar parçası oldukları ortamla organik bağını koparmış bu türleri taklit etme ve bozarak kullanabilme becerisine.
Metis Yayıncılık
Reklam
354 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Alperen Anık ~☆~ Kızıl Panthera Argunç Syf 350 2024~22.kitap ️Bakışlarını muhafaza yöneltti. " Ben Matt!" dedi. "Kral adına iz bulucu olarak Khrum Krallığına giden kişiyim.Perdenin Ötesi'ne atılan ölüme terk edilen kişiyim. Gravibusali'nin gücünü taşıyan ve onunla Dengeleyicilerin Ordugâhlarını yerle bir eden
Kızıl Panthera : Argunç
Kızıl Panthera : ArgunçAlperen Anık · Elpis Yayınları · 20238 okunma
Kendiliğinden olanı önceden kestirmek olanaksızdır. Home sapiens'in "gizem"i, onu õteki canlılardan ayıran bir özelligi, eylemlerinin önceden kestirilebilir olmayışıdır. Bitkilerin yaşamı büyük ölçüde önceden belirlenmiştir. Hayvanlar da etnologların "türlere özgú davranış ya da sabit hareket biçimleri" diye adlandırdıkları davranış kurallarına tabidirler ki bunlar da önceden kestirilebilir davranışlardır. Ancak en son evrimleşmiş türe, yani homo sapiens'e geldiğimiz zaman herhangi bir çevresel uyarıcıya bağlı olmadan ortaya çıkan davranış biçimleriyle karşılaşıyoruz. Filozoflar "özgür irade" öğretisini yalnızca insana yakıştırıyorlar. Ama buna rağmen kendi kendimizin tutsağı olduk: Insanlık mozaiginin zenginligi birtakım toplumsal kodlara ve beklentilere dõnüşüyor, ondan sonra da belirgin hedeflerimiz ve amaçlarımız haline geliyor. Bunlara ulaşmak, yaşantılarımıza yön ve çoğu kez anlam veriyor. Böyle belirlenmiş ve sabit amaçlar peşinde koşarken, taklit etmeye başlıyoruz. Allah'ın her günü kendimizi ve başkalarını taklit ediyoruz. Daha az taklit edip daha çok kendimiz olacak yerde, taklit ettikçe kendimiz olmaktan uzaklaşıyoruz.
Sayfa 190 - IletişimKitabı okudu
Aşk gittiği zaman Meşk kalır mı? Aşksız ise ona Meşk denir mi?
Bütün bu “sanal meşk” veya “hayâlî meşk” türleri bugün mümkün hâle gelmiştir artık. Bir kuşak önce ancak tek tük rastlanan bu “sanal meşklerin”zaman içinde sayı ve türleri de artacaktır elbette. Bu meşk türlerinin varlığı ne ifade eder? Meşk vardır, bir anlamda. Ama geleneğin yerleştirdiği özü boşaltılmış olarak. Bu sanal meşklerde klâsik meşkin
Sayfa 227Kitabı okudu
Ateş..
Gül âteş, gülbün âteş, gülşen âteş, cûybâr âteş Semender-tıynetân-ı aşka besdir lâlezâr âteş Hemân ey sâkî bir sâgar tutuşdur dest-i dildâra Gazabla bezme geldi şem’-i meclis-veş yanar âteş Nesîm âteş çıkardı gonca-i çeşm-i ümîdimden Bıraktı gülşen-i âmâlime berk-i bahâr âteş Hayâl-i hasret-i hâlinle âh ettikçe uşşâkın Şeb-i fürkatta her dem
Reklam
234 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.