''Baylar! Körebe oynamaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Vatanseverliği, halk sevgisini, kültürel gelişime sağladığınız katkıyı bağırarak anlatıyorsunuz. Kendiniz halk ve vatan için, kültür adına ne yaptınız,söyler misiniz? Bazıları utanmadan, inatla ve haince bir arsızlıkla bu ''değerli vatanı'' talan ediyor, ''sevgili halkını'' soyup soğana çeviriyor. Diğerleri bürolarda, yayınevlerinde aylak aylak vakit öldürüyor, okul ve üniversitelerde memur olarak çalışıyor. Ve bütün bunlar olurken ''sevgili halkı'' temsil eden milyonlarca insan maddi manevi çöküşe sürükleniyor, sakat kalıyor, içip kendini kaybediyor, kalpleri kin ve öfke doluyor. Halkın temel değerleri giderek yok oluyor.''
“Git tabi git… Kirpiklerime bir kara diken de sen ekle… Henüz sokaklarına bile alışamadığım, Bu kente ver beni… Ve bakışının talan ettiği yerlerimi al, Öyle git… Gidersen git tabi… Yıkılmaz bu şehir… Yalnızca dokunduğum bütün kelebekler ölür… Ellerim üşür, Korkarım yağmur yağarsa, Ellerimi de götür…”
Reklam
“İstanbul'da yaşayanların büyük kısmı bir kıyametin eşiğinde olduğumuzu bilmiyor. Bilenler de kendi küçük dünyalarını korumaya bakıyor ve başka insanların ölüp ölmemesini umursamıyor. Tabii bir de mühürlerin kırılmasını ve kıyametin kopmasını isteyen kişiler var. Onlar da'yıllardır bunun olmasını hızlandırmak için çalışıyorlar. Eski mahalleleri yıkıyorlar, ormanları talan ediyorlar, denizdeki akıtılarm yönünü değiştiriyorlar; tarihi sinemaları, pastaneleri, pasajları ucüz işletmelere satıyorlar. Şehir yerle bir edilirken mühürler de parçalanıyor tabii, ne yapsınlar?" .........................
...Han Bekçik; Hacıbek Erkint, Ülug Kirayt ve başka Ceta emirleri kumandasında Turan memleketini talan edip, boyun eğdirmek için üç bölük asker göndermiştir. Bunların öncüleri Huzar denilen yere kadar ulaştılar. Bunu işittiğimde, Han varmadan önce Turan ülkesini bu beladan kurtarıp, ölüm ve yitimden, talan ve yağmadan korumam lazım geldiğine karar verdim. Bu aç gözlü kişileri dünya malı ile aldatıp, tuzağa düşürmek istedim. Gözleri kamaştıran nadide Turan hediyelerini alarak, yanlarına vardım. Beni gördüklerinde heybetim onları etkilemiş olacak ki, çok hürmet gösterip, beni fazlasıyla saydılar. Bunların gözleri gibi gönülleri de dar olduğundan, armağan olarak onlara verdiğim türlü nadide mal gözlerine çok göründü. Böylece halkı yağma etmekten vazgeçtiler...
Sayfa 27
Sıradan kötülük tırmanıyor.Bu ülkede görmeye alışık olmadığımız oranda şiddet ve kötülük görüyoruz.Vandallık, barbarlık ve zalimlik merhametin topraklarını talan ediyor.Artık kendi hikayelerimiz emzirmiyor bizi, Hollywood hayal endüstrisi beyin hücrelerimizi işgal ediyor.İnsan tabiatının özde merhametle dokunduğunu söyleyen Doğu öğretilerinin aksine, Batı geleneği, insan tabiatının özünde zalim olduğuna inanır.İnsan, bu görüşe göre, kötü mizaçlı bir varlıktır.Batının binlerce yıllık tarihi; kitle halinde çarmıha germeler, işkence odalarının icadı, dünya savaşları, soykırım, etnik temizlik gibi günahlarla tıka basa dolu.Tamahkarlık, köle ticaretini yeşertmiş ve yerli halkların boyun eğdirilip acımasızca sömürülmesine yol açmıştır.Eğlenceler, zalimlik karşısında büyülenmişliğin izlerini taşır, gladyatör oyunlarından Hollywood'un modern fantezilerine dek zalimlik, imgelemi zapt eder. O halde ne yapmalı?
Sayfa 59
Ah Eylül,bu yıl hüzünlerini erken getirdin...Yine de en sevdiğim aysın,sen hep gel bakma beni talan edişine...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.