"Bana gelin, siz tüm işçiler ve ağır işler de çalışanlar, sizi ben dinlendireceğim." (Matta)
"Bunlar yeterince güzel sözler. Kim söylüyor bunları?"
"Tanrı," dedi Tom.
New York, Temmuz 1941
Tanrı'nın bana yardım etmesini diliyorum. Kendi sorunlarımın yanısıra her gün bir sürü insanın da kişisel derdiyle uğraşmak beni çok yordu...Çalışmam için yitirdiğim her saat beni çok üzüyor.
Kim bilir, belki de bu son çalışmalarım... O kadar çok dehşetli şey bekliyor ki insanı!
Seni kim doğurdu yavrum , hangi ölümsüz bakire ?
Dağlarda dolaşan tanrı Pan’a gönlünü kaptıran mı ?
Yüksek yaylalarda oturan Loksias’la sevişen mi ?
Belki Hermes’in oğlusun , Kyllene dağının efendisi ;
Belki de Bakkhos’un : doruklarda oturan , Helikonda sık sık onlarla oynaşan ;
Doğdun dünyaya birinden…
Kralım, bu tanrı kim olursa olsun, bırak bu şehre girsin, büyük bir tanrı bu. Dediklerine göre ölümlülere keder dağıtan şarabı veren oymuş. Şarap olmazsa insanlar için ne aşk kalır ne de başka bir zevk.