Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrı Teâlâ Resul'e hitabetti "Ey Ahmet, gökten inen dört kitabın tamamını topladım, Fatiha'nın içine koydum. Fatiha'da ne varsa hepsini Bismillahir-rahmâni'r-rahîm'in içine koydum. Senin ümmetinden kim bir kez iman ile doğru olarak -Bismil- lâhi'r-rahmâni'r-rahîm- derse; Tevrat'ı, İncil'i, Zebur'u, Kur'ân'ı okumuşçasına ve bunlarla ibadet etmişçesine sevap vereyim. Bu ne güzel kerem, bu ne güzel lütuf ki birkaç damla murdar sudan meydana gelmiş insana bu kadar fazla ihsanda bulunuyorum. Benim gibi bir padişahın dergâhı dururken, göz göre göre rast gele bir âcizin dergâhına giden (kulun) toprak başına olsun. Kitabımın dergâhını, rahmetimle, şefkatimle, iyiliklerle bezedim. Elbette ki hediyem dergâhıma lâyık olacaktır"
Tanrı gönlünce yaratır da her şeyi Neden ölüme mahkûm eder hepsini? Yaptığı güzelse neden kırar atar Çirkinse suçu kim kime yüklemeli?
Sayfa 176
Reklam
“Ben diriliş ve yaşamım,” diyordu Tanrı, “her kim ki bana iman eder, ölmüş olsa bile yaşar, yaşayanlar ve bana iman edenler asla ölmezler.”
- Tanrı'nın yarattıklarını gözünüzle görürken ondan nasıl kuşkulanabilirsiniz? ...- Gökkubbeyi yıldızlarla kim donattı? Yeryüzünü kim güzelliğe boğdu? Bir yaratan olmadan bunlar nasıl olabilir?
Sayfa 576 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,23.basımKitabı okuyor
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Herkes bir özleyişle yaşar...
Evet, evet biliyorum mahkeme sahnesinde hepimiz oradaydık. Bazı ruhlar vardır hani asla mutluluğa ulaşamazlar, hep dışlanmışlık, huzursuzluk, mutsuzluk hiçbir yer kabul etmez onları; işte Atsız öyle bir karakterdir, zaten hayatı sürekli mahkemelerde ve cezaevlerinde geçer. Çocukluk emelini gerçekleştiremez, asker soylu bir ailedir onunki
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,9bin okunma
Üstben bize belli karakterler yükler; bir bakıma gerçekte kim olduğumuzu söyler bize. Özcüdür; kendimiz dahil kimsenin asla tanıyamayacağı biçimde bizi tanıdığını iddia eder. Ve çılgın bir tanrı gibi alimi mutlaktır; eylemlerimizin sonuçlarını bildiğini iddia ederek geleceği tahmin edebilirmiş gibi davranır. (Halbuki daha yaratıcı bir yanımız çoğu eylemin ahlaki olarak tartışmalı olduğunu ve değerlendirmemizin zaman içinde değiştiğini bilir; görünüşte kendine zarar veren hiçbir eylem salt kendine zararla sınırlı değildir; hiçbir iyi tamamen iyi değildir.) Üstben hakim yorumcudur ve Freud'un kullanışlı biçimde "aşırı yorum" dediği şeyi yasaklar; bu terim, şayet psikanalitik okuma aşın yorumsa ve aşırı yoruma gerek duyuluyorsa, yeterli ya da uygun yorum standardının ne olduğunu merak etmeye sevk eder bizi.
Sayfa 83-84Kitabı okudu
Reklam
Bunca yıl neyi aramış, kimi özlemiştim? Medemki benim olmayacaktın neden seni karşıma çıkardılar? Kim yaptı bunu? Bu kötülükler kimin eseri? Tanrı'nın işi yok da bizi mi görsün? Öyleyse kime inanacağız? O kitaplar ki sabırdan bahsediyor. Ama ne kadar? Nereye kadar? O dinler ki duadan bahsediyor. Kime, niçin ve ne zaman? O peygamberler hiç sevmediler mi? Ben sana inanıyorum kitaplara değil. Ben seni istiyorum. Dua değil. Sabır değil.
Sayfa 121
Çünkü onun derinliklerine ne kadar çok inersek, kendimizi de o kadar derinden hissederiz. Sadece hakiki insani varlığımıza ulaştığımızda ona yakın oluruz. Kim kendini iyi tanıyorsa onu da iyi tanıyordur; bütün insanlığın son sınırı o değilse hiç kimsedir. Onun eserine giden bu yolculuk bizi duygunun bütün araflarından, kötülüklerin cehenneminden, dünyevi acıların bütün basamaklarından geçirir: İnsanın acısından, insanlığın acısından, sanatçının acısından ve en sonuncusundan, en korkuncundan, Tanrı acısından. Yol karanlıktır, insan içinden tutku ve hakikat aşkı ile yanmalıdır, yanlış yollara sapmamak için: Onunkine girmeye kalkmadan önce kendi derinliğimizi baştan sona dolaşmalıyız. O haberciler göndermez, sadece deneyim bizi Dostoyevski'ye götürür. Ve onun şahitleri yoktur, bedeninde ve zihninde sanatçının şu üç mistik biriminden başka: Yüzü, kaderi ve eseri.
“Ben diriliş ve yaşamım,” diyordu Tanrı, “her kim ki bana iman eder, ölmüş olsa bile yaşar, yaşayanlar ve bana iman edenler asla ölmezler.”
ve kudüs şehri. gökte yapılıp yere indirilen şehir. tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. altında bir krater saklayan şehir. kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi. ne diyor ne diyor kudüs bana şimdi hani şam'dan bir şamdan getirecektin dikecektin süleyman peygamberin kabrine ruhları aydınlatan bir lâmba ifriti döndürecek insana: söndürecek
alınyazısı saati
Reklam
+ Peki Tanrı kim ? - Kendini nasıl hissediyorsun ? + Seni Seviyorum - İşte Tanrı'nın olduğu yer . Dekalog 🎬
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Bence Tanrı kim olduğumuzu bile bilmiyor. Tanısa bizi severdi ama bence bizden haberi yok.
Sayfa 86 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
İlişkilerde güçlü tarafın otoritesini güvenli bulan ve bu alana Köle gibi sığınan taraf, aslında psikolojik bir işkencenin mağdurudur. Giderek kendine yabancılaşmaktadır. Kim olduğunu unutmaktadır. Sınırlarının ihlal edildiğinin farkında olmadığı gibi onu sevdiğini ve koruduğunu düşündüğü güçlü tarafa (otoriteye) layık olabilmenin kaygısı içindedir. İçsel (duygusal) zayıflığından ve güçsüzlüğünden dolayı otoriteyi idealize etmektedir. Bu otorite tarafından kabul görmek, sevilmek, korunmak onun hayatının bir parçası olmak neredeyse Tanrı'nın bir lütfudur artık.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.