Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
"Osmanlı tarihini hazmedebilmiş değiliz."
Kitap ismini Karacaoğlan'ın dizelerinden almış. Karacoğlan der ki bakın olana Ömrümün yarısı gitti talana Sual eylen bizden evvel gelene Kim var imiş biz burada yoğ iken Sizce de, şimdi yoklar değil de, bir zamanlar vardılar düşüncesini vurgulayan dizeler değil mi bunlar? Ne anlamlı, ne zarif bir seçim. Harvard’da Osmanlı Tarihi dersleri veren,
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İkenCemal Kafadar · Metis Yayıncılık · 2009328 okunma
İkiyüzlü dinsiz sensin dunkof!.
Schweigger Türk evlerinin, basit malzemeden ve kötü olarak inşa edildiğini söyler. Hattâ, “paşaların evleri bile bizdeki dilenci kulübeleri gibi görünür,” der. Çünkü kaybedecek bir şeyi olmadan harbde canını verecektir. Buna karşılık cami, medrese, fakirlere aş dağıtılan imaretlerin muhteşem mimarisini övmekle birlikte; “bütün ikiyüzlü dinsizler gibi Tanrı’yı böyle aldatacaklarını sanıyorlar,” der.
Reklam
“Dünya tarihinin hemen hiçbir safhası, dünya coğrafyasının hemen hiçbir önemli parçası yoktur ki orada Türkler olmasın. Türkler olmadan hiçbir önemli Avrupa devlerinin milli tarihi incelenemez. Hiçbir Orta Doğu ülkesinin, hiçbir Rus-Slav ülkesinin milli tarihi ve kimliği Türkler hesaba katılmadan anlaşılamaz. Bu Orta Çağların derinliklerinden başlar ve yakın zamanlara kadar devam eder. Türkler olmadan Orta Çağ olamaz, Rönesans olamaz, Birinci Dünya Savaşı olmaz ve anlaşılamaz. Bu hususun üzerinde önemle durulmalı ve açıktır ki Türk cepheleri incelenmeye başlandıktan sonra Batı dünyası Birinci Dünya Savaşı'nı daha doğru anlamaya ve nitelikli olarak yazmaya başladı. Ondan önceki tarih yazımı nobran ve sathîdir...”
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu kitabı okumak adeta bir borçtur ve bir vazifedir.
Zeytindağı Kitabı hakkında çok şey yazılabilir. ‘Bu kitabı okumak adeta bir borçtur ve bir vazifedir.’ Kitap Cemal Paşa’nın yanında emir subayı olarak bulunan Falih Rıfkı Atay’ın Filistin-Suriye-Hicaz cephelerindeki gözlemlerinden ibaret. Buraya kadarını sadece görünür kısmı okuyan arkadaşlara yazdım :) Kitabın içine girecek olursak, harpte
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201810bin okunma
Türklerin Tarihte Nasıl Bir Yeri Var?
Bu soruyu soracağın birçok yabancı tarihçiden aynı cevabı alırsın: "Türkleri tarihten kaldırırsan ortada tarih kalmaz." Tarihin en büyük ve özel topluluklarından birisi Türkler. Aynı zamanda da tarih yazımı içerisinde çok kez hakkı yenmiş ve kasti olarak tarihteki yeri küçültülmüş bir topluluğuz. Genel kanıya göre Türk ismi, MÖ. 3. yüzyıla dayanıyor ama yapılan çalışmalardan benim gördüğüm şudur ki, Türklerin tarihi çok daha eskilere dayanıyor. Örneğin, Türkçe'nin tüm dillerin anası olması hiç de hafife alınacak bir konu değildir. Türkçe, içerisinde harika bir matematik barındıran özel bir dildir. Kendi içerisinde bir disiplin sahibi olabilen dil sayısı çok azdır. Dünyanın her yerinde Türkler ile akraba bir topluluk bulmak mümkündür çünkü Türkler, dünyanın dört bir yanına başka isimlerle dağılmış.
Sayfa 168Kitabı okudu
"İmparatorluk tarihi bir ortak yazgıdır. Bu ortak yazgı, ortak tarih yazımı ile çözülüp anlaşılır. "
Reklam
Sağcı tarih yazımı, tarihi kendi siyasi fantezisine yayarak, tarihsel olgu ile anlatılan tarih arasındaki uçurumu derinleştirir.
Sayfa 303 - Ayrıntı, 1.Basım 2023Kitabı okudu
312 syf.
9/10 puan verdi
Yazarın zekasını ve ince mizah anlayışını her sayfada hissettiğiniz sıra dışı metinlerden biri Sırp yazar Svetislav Basara’nın eseri Bisikletçi Kumpası. Kitap, 14. yüzyılda hayali bir kralın, krallığının kuruluşunu, yönetimini, kahyasını anlatımıyla başlıyor. Bu kısımda tarih, tarihin yazımı, zaman, tarihi olaylar, yönetimler, toplum, inançlarla
Bisikletçi Kumpası
Bisikletçi KumpasıSvetislav Basara · Oblomov Kitap · 201519 okunma
İstanbul’un surlara yakın kesiminde, Haliç civarında ilk gecekondulaşma başlamaktaydı. Bu olguları şehirleşme ve çekirdek aileye geçişin başlangıcı olarak nitelemek abartma sayılmamalıdır.
İronik
Avrupa’yı devamlı metheden Mustafa Sami Efendi’nin, Avrupa dillerinden hiçbirini öğrenemediği söylenir. Tanzimat arifesinde Osmanlı bürokratının pragmatik ve gözlemci Batıcılığını ifade eden bu portre, bizdeki bir “Batıcı” tipinin ilk örneklerinden sayılabilir
Reklam
Batılılaşmanın lâyihalarda ifade ve taleb edilmekten çok, hayatın içinde gerçekleştiğini vurgulamamız gerekir. Batılılaşma, Türk-Osmanlı için tarz-ı hayat, zengin yaşam, renk, ihtişam ve güzel cins bahçeler ve artık hoşlanmaya başladıkları Batı musikîsidir. Batılıların çok şey bildiğine inanılır
Samimi milletiz biz soğuk nevale değil!
Henüz birtakım ilişkilerin yeterince anonimleşmediği ve yüz yüze ilişkiler olarak devam ettiği, kamu kurumlarının merkantilist bir toplumdaki düzeye ulaşmadığı bir ülkedeki gelenek ve kurumlar, merkantilist Avrupalı için kuşkusuz ilginç görünümde olacaktı.
Oryantalizmin sorunu, Oryantallerin, yani Doğuluların, kendi dünyaları içine kapanmalarıyla çözülecek gibi görünmüyor. Çözüm için Oryantallerin, Oksidentalist olmaları, yani Doğuluların Batı-bilimci olmaları gerekiyor
Osmanlı İmparatorluğu’nun aslî unsuru sayılan Müslüman gruba Türk, Arnavut, Pomak denilen Bulgarca ve Rumca konuşan Müslümanlar, Bosnalılar, 16. yüzyıldan sonra Arablar ve Doğu Anadolu ve Kafkaslar’daki diğer Müslüman etnik gruplar girerdi.
Bir adamın silâh taşıması âdettir, fakat önce cemaatin önünde bunun için gerekli meziyete sahib olduğunun ispat edilmesi gerekir, bu yüzden genç bir adam cemaat topluluğunun önüne çıkar, cemaatin başlarından biri, yahut babası tarafından kalkan ve kılıç kuşandırılır (Germania, XIII), bu onun cemaat önünde şerefli bir üye olmasını sağlayan bir törendir. Bu tören olmadan evvel ne bir ailenin ne de cemaatin sayılan bir üyesidir.”
1.084 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.