Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haberdar edildikleri şey Kanun-u Esasi Tanıştırıldıkları ses Tino Rossi Bezdirici haşarılık keratalarına Allah baba kızar deyişleri O aynı boş bakışlı çocuklara İğneli beşik korkusu verişleri Bir yerden ödünç mü alınmıştı Yoksa dudaklarından Dökülüvermekte miydi İçlerinden geldiği Ödünç veya içten zaruretti modaya uymak Kurdukları cümleyi içine devletten menkul bir tehdit Katarak parlatmak zaruretti Parlak cümleyi muhatabın yüzüne çarpmak zaruretti Mâzurdu hepsi çünkü rulet misali devran dönmüş Bu durulan noktaya gelmişti Mahcurdu hepsi çünkü ekmeğini taştan çıkarmış olanlar Taş kırsınlar diye yol yapımına gönderilmişti Mahfuzdu hepsi çünkü hangisine sorduysak Ateş adalarının yerini haritada şıppadak gösterebilmişti Hepsi makul hepsi makable şamil birer marionetti Koltukaltlarında kaymak kâğıda resimleri Dört renkli basılmış haftalık mecmualar Fıstıktı anaları babalar devletti
Sayfa 55
Merhaba Sevgili Ortadoğu Halkım Kanla sulanır dört bir yanın Hırsla örülü kalelerin Ve yoklukla boğulur çocukların Merhaba Sevgili Ortadoğu Halkım Bugün Gazze'n yetim İslam ümmetinde Dün Halepçe idi kimsesiz olan topraklarında Ve yarın kim bilir evsiz kalanların kervanında Merhaba Sevgili Ortadoğu Halkım Hüseyin'e ağlar Muaviye ile
Reklam
“Yemekler hem yavan hem de kıttı; içinde ne et namına bir şey vardı ne de bayat ekmeklerini banabilecekleri et suyu. Yine de dostlarıyla yarenlik etmek, insanlarda keyif kıvılcımı oluşturuyor, taş gibi yemeklerine şifa katıyordu. Bu berbat günden nasiplerini alan anne babalar, usul usul çelimsiz çocuklarıyla oynuyor, aşıklarsa, şu içinde bulundukları dünyanın haline rağmen sevişmeye ve umut etmeye devam ediyorlardı.”
Rahmetle... 6.2.23
"Önce korkunç bir uğultu geliyor, ardından sert ve insanın ayaklarının bağını çözen bir sarsıntı..." Diyordu... Kıyamet mi bu ? Kimin kıyameti? Yerle bir olan betonların içinde kimler var? Umutlar, pişmanlıklar, küskünlükler, sabaha halledilecek binlerce iş... Kokusunu içine çekmek için annesinin yatağına koşmaya gidecek kaç ufacık kalp? Bir damla sütü bekleyen kaç yeni doğan... Kıyamet mi bu ? Koptu kopacak. Koptu sanki. Her birinin kıyameti. Bu taş betonların içinde kaç sessiz çığlık koptu? Kaçı duyulmadı ? Güneşi vücuduna geçiremeden daha... Sarılmayı bekleyen kaç kol eksik? Göğsüne düşmeyi bekleyen kaç baş? Eksik kaldı özürler, helallikler, aşklar, aşıklar. Öksüz kalan topraklar, anneler, babalar, çocuklar. Şimdi her şey ve herkes sessiz. Yaralı bir kuş geziyor göğün en üstünde. Yas bile tutamadan daha... Tanıyamadan kardeşini, annesini, babasını bir karış toprağa isimsiz bir tahta ile... "Önce korkunç bir uğultu geliyor, ardından sert ve insanın ayaklarının bağını çözen bir sarsıntı..." Diyordu... Gidiş, yok oluş, yeniden doğuş. Hbk.
Sevgilinin Ölümü
Onu deli gibi sevmiştim. İnsan niçin sever? Dünyada tek bir varlığı istemek, kafamızda tek bir düşünce, kalbimizde tek bir arzu, dudaklarımızda tek bir isim yaşatmak. Garip bir şeydir bu; öyle bir isim ki, kaynaklarından fışkıran su damlaları gibi, ruhumuzun derinliğinden dudaklarımıza kadar yükselir; bu ismi her yerde, her an bir dua gibi yavaş
·
Puan vermedi
Herkesin KENDİLİK bulacağı bir kitap.
Akademik bir kitap gibi düşünmeyin, çok sıradan ve herkesden birşeyler var. Aslında işin kötü tarafı da bu. Herkesten bir şeyler olması. Sonra diyorum bu dünyada nerde dört dörtlük yaşayan hadi göster diyorum kendime. elbette yok ama asla kabul edemeyeceğim ve ölene kadar anlamayan beyinlere dikte edeceğim şey şu; hiçbir çocuk bu dünyayı bilerek
Zor Bir Ailede Büyümek
Zor Bir Ailede BüyümekCraig Buck · İletişim Yayınevi · 20181,984 okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Her kitabı muhteşem olan Jack London’dan yine çok sarsıcı bir kitap okudum. Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı’nda dünyaya bizi bir kurt gözünden baktırırken, Demir Ökçe’de kapitalist sistemin gerçeklerini distopya yaratarak yüzümüze vururken bu defa da yoksul İngiltere sokaklarının gerçekleri ile bizi baş başa bırakıyor. 1902 yılında Jack London İngiltere’ye gidip fakir insan kılığına girip gözlem yapacağını söylüyor ve gerçekten de yapıyor. Kitap kıyafetlerini değiştirince insanların ona olan bakış açısı ile başlamış oluyor. Kitapta anlatılan yoksulluğu hayal etmek, empati kurmak neredeyse imkansız halde. Babalar, bakamadıkları için eşini ve çocuklarını öldürüyor. Genç kızlar ciğerler için çok zararlı fabrikalarda çalışıp 17-18 yaşında vefat ediyor. Bir geceyi rahat geçirmek için düşkünler evi önünde sıra oluyor. Bir gece rahat yatıp taş gibi ekmekleri yiyip 2 gün köle gibi çalıştırıyorlar. Yaşlı adamlar düşkünler evine girmemek için intihar ediyor. Fabrikada bir hafta çalışıp sadece iki ekmek alacak parayı kazanıyorlar. Daha bunun gibi tüyleri diken diken edecek bir sürü hikaye…
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,570 okunma
433 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.