Çevremdekiler ile nasıl konuşmalıyım bilmiyorum. Neyi nasıl söylemeliyim, bilmiyorum. Böylece aklıma gelen şaklabanlık oldu. Bu benim insanlardan son sevgi arayışımdı. Bir yandan insanlardan son derece korkarken, bir yandan insanları bir türlü aklımdan çıkaramadım.
Dışarıya karşı, durmaksızın gülümseyen yüzümü gösterirken, iç dünyam ölüydü. İşte bu, bin derdi tek bir saç teliyle taşımak gibi, yağa ter karıştırmak gibi bir çabaydı.
"Peki kabuğun içinde ne var? Salyangoz mu?"
"Hiç." dedim, "Hava."
"Aynı şey değil," dedi "Hiçlik boşluktur, havaysa başka her şeyi doldurur. Nefestir, yaşamdır, candır, konuştuğumuz sözlerdir."
Hiçbir şey yapılmıyordu bize sadece mutlak hiçliğin içine koymuşlardı bizi, zira bilindiği gibi dünyada hiçbir şey hiçlik kadar büyük baskı yapamaz insan ruhunda.
Hiçbir şey yapılmıyordu bize sadece mutlak hiçliğin içine koymuşlardı bizi, zira bilindiği gibi dünyada hiçbir şey hiçlik kadar büyük bir baskı yapamaz insan ruhunda.
"[Julia] mutluluk diye bir şeyin olmadığını, zaferi şu yaşadıkları hayatta asla göremeyeceklerini, Parti'ye karşı savaş açtın mı kendini ölmüş bilmen gerektiğini anlayamıyordu.
'Biz ölüyüz,' dedi Winston.
Julia 'Daha değil,' diye karşı koydu.
'Bedence ölmemiş olabiliriz. Ama ne kadar dayanabiliriz ki? Altı ay mı, bir yıl mı, beş yıl mı?' ..."
İki tür insan var, Winston gibi işin sonunu düşünen ve Julia gibi anı yaşayabilen.
Bir Winston olarak, Julia olabilmeyi çok isterdim.
Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak; mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlâka sahip çıktığını söylerken ahlâkı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti'nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek: en önemlisi de, aynı işlemi işlemin kendisine de uygulamak. İşin asıl inceliği de buradaydı: bilinçli bir biçimde bilinçsizliği özendirmek, sonra da, bir kez daha, az önce uygulamış olduğunuz uykuya yatırmanın ayırdında olmamak.